İyi okumalaaar
🐞
Öyle bir an gelir ki tüm kararlar kötüdür. Sorun sonradan en az pişman olacağın kararı bulup seçmektir. Ne karar vereceğimi bilmiyorum ama şuan meraktan kavruluyorum.
Bu her kimse, bizim hakkımızda her şeyi biliyor? Yoksa salak mı? 'Umarım eğlenmişsindir. Yolunu çok gözledim' yazsın.
Elimin tersini alnıma koyup ne yapacağımı düşündüm. Eğer bunu Kaan'a söylemezsem her kimse bana böyle mektuplar göndermeye devam edecek. Bende bunu göze almayacağıma göre kararımı verdim.
Bu her kimse buralarda olduğuna eminim o yüzden 1,2 defa öldürüp derin bir nefes aldım. "Her kimsen benden, bizden uzak dur gerizekalı! Senide Kaan'a söyleyeceğim!" diye bağırdım.
Arkamdan gelen sesle bağırmayı kesip arkamı dönünce Kaan'ın şaşkın bakışlarına maruz kaldım.
"Sarışınım neden bağırıyorsun" diyerek elinde daha yeni fark ettiğim Şila'yı bana uzattı.
"Benden bir şey saklıyor musun?" diyerek direkt konuya giriş yaparken Şila'yı kucağıma aldım.
Ne yalan söyleyeyim bu mektupta sadece sır kısmına takıldım.Kaşlarını çatıp kitapları arabasının ön kaputuna koyarak karşımda durdu. "Nasıl yani?" deyince elimdeki kağıdı avuç içimde buruşturdu.
"Nasıl yani falan yok Kaan. Basbaya benden sakladığın bir şey var mı?" diye konuştum.
Eğer benden bir şey saklıyorsa, bu adamı elimden kimse alamaz. "Burda konuşmayalım" dediğinde gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Benden gerçekten bir şey saklıyor.
"Sen benden gerçekten bir şey saklıyorsun" diye mırıldanınca sıkıntıyla derin bir nefes alıp elimi tutmak için bir adım öne atınca iki adım geriye gidip elimi araya koydum.
"Yaklaşma sakın" diye dişlerimin arasından sarf etmiştim bu cümleyi.
Konuşmasına fırsat vermeden tekrar söze girdim. "Benden ne saklıyorsun?" diye sordum.
Elini yumruk yapıp kaşlarını çatarak gözlerime baktım. "Evet senden bir şey saklıyorum. Ama bunu burda konuşmayacağız."
Cevap vermeden sinirle arkamı dönüp parktan çıkış yapmıştım. Arabanın oraya gelince binmeyip Şila'yı arka koltuğa koyup tekrar Kaan'a döndüm.
Kaşlarımı çatıp gözlerimi sıkıca kapattım. Benden gerçekten bir şey saklıyor. İçimde ki ses, bu her neyse hiç hoşuma gideceğini söylemiyor.
Gözlerimi açıp sabırla bana bakan Kaan'a döndüm. "Derhal bana ne haltlar karştırdığını anlatıyorsun" deyip gözlerimi gözlerinden ayırmadım.
İyiden iyi sinirleniyordu. Ama artık etrafımda neler oluyorsa öğrenemenin vakti geldi de geçiyor.
"Bin şu arabaya yoksa zorla bindiririm." diye dişlerinin arasında konuştu.
Elimi kaldırıp avuç içimi arabasını önüne vurup tekerine tekme atınca arabanın alarmı çalmaya başladı.
"Binmiyor! Burda konuşacağız. Ben bu arabaya binmeyeceğim!" diye bağırdım. Etrafımızda ki insanların dikkatini çekmeyi başarmıştım.
Bu çokta umrumda değil.Ellerimi yumruk yapıp derin bir nefes alırken artık sinirden delirmek üzereydim.
"Şuan bu nazlarını hiç çekmem" diyerek daha ben ne olduğunu anlamadan sırtına atması bir oldu.
"Yaaa bıraksana. İmdaaat! Beni kaçırıyor öküz! Bıraksana be..." diye bağırmaya devam ederken umursamadan arabanın arka kapısını açıp eğilerek bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafyanın Sarışını
Teen Fiction"Hiç boşuna çabalama sen benimsin!" diye tıslayınca utanmasam oturup ağlayacaktım. Neden bu bana aşık oldu ve başıma bela oldu. "İstemiyorum anlamıyor musun? istemiyorum! Rahat bırak beni, burdan çıkar çıkmaz seni şikayet edeceğim" diye bağırdığımd...