1. Bölüm

138K 4K 3.7K
                                    

Herkese iyi okumalar. Başlama tarihiniz ne zaman :))

🐞

Bir kaç defa öksürüp yattığım yerden doğruldum. Kendimi çok halsiz hissediyordum. Neden böyle olduğunu tabi ki de biliyorum. Dün fakülteden gelirken yağmur yağıyordu. Yağmura yakalandığım için de bugün hasta olmuştum.

Kapı açılınca ayaklarımı yataktan sarkıtıp bakışlarımı odama giren ablama çevirdim. Canlı sesi odayı doldurunca yüzümü buruşturmuştum. Her sabah bu kadar enerjik nasıl oluyor bir türlü aklım almıyordu.

"Tatlım iyi misin?" diyerek yanıma yaklaştı. Kafamı sallayıp saçımı arkaya atarak derin bir nefes aldım. "İdare eder. Ama okula geç kalıyorum" deyip kalkacağım zaman elimden tutup buna engel oldu.

"Hayır Bilge gitmiyorsun. Baksana şu haline yüzün sapsarı olmuş." diyerek yatağa, yatmamı sağladı. Canıma minnet, bugün dersleri kaldıracak kafa da değildim.

"Tamam Abla gitmiyorum. Zaten halsizim" deyip gülümsemeye çalıştım. Boğazıma gelen gıcıkla öksürük tutmuştu.

"Ayy Bilge sen baya hasta olmuşsun. Ben sana bir nane limon kaynatayım iç biraz kendine gelirsin" diyerek cevap vermemi beklemeden çıktı. Arkasından gülümseyerek yatağa daha çok yayılıp bakışlarımı tavana çevirip düşündüm.

Üniversiteye giden, hayali Avukat'lık olan sıradan bir kızdım. Buralara kadar emek ederek geldim. Sonuna yaklaştım. 2 senem kaldı. Sadece sabredeceğim. Daha sonra Avukat Bilge Kandemir olacaktım.

Ben Bilge Kandemir 20 yaşındayım. 167 boyundayım. Kilom 55, en çokta zayıf olmayı seviyorum. Yiyip yiyip kilo almayan kişilerdeyim evet. Belime kadar uzanan sarı saçlarım ve yeşil gözlerim var.

Aileme gelecek olursak, ailemi ne zaman düşünsem gözlerim dolardı. Eğer bir annem olsaydı ablam benimle uğraşmak zorunda kalmazdı. Annem ve babamı trafik kazasında kaybettim. Onlar öldüğünde daha 14 yaşındaydım.

Abim 18, ablam ise 21 yaşındaydı. 6 yaşında Yiğit adında küçük bir kardeşim vardı. Yiğit'te o kaza sonucu ölmüştü. Yiğit'i çok severdim. Küçükken bütün vaktim onunla geçirirdim.

6 Şubat sabahı ailecek piknik yapmak için ormana gitmiştik. O kadar çok eğlenmiştik ki dönüşte bir arabayla çarpıştık. Nerden bilebilirdik böyle olacağını. Hepsi bize çarpan arabanın yüzünden olmuştu.

Babam yol da düzgünce gidiyordu. O araba arkadan gelip, babamın önüne geçmeye çalışınca, sadece annemin sesini duymuştum.

"Demir dikkat et" diye bağırmıştı.

Gözlerimi açtığımda hastanedeyim. Benim ve ablamın durumu iyiydi. Abim'i yoğun bakıma almışlardı. Bize çarpan adam da o kaza sonucu ölmüştü. Saatler sonrada annemin babamın ve Yiğit'in öldüğünü duyunca dünyalar başımıza yıkıldı.

Ailemin ölümünden sonra abiminde durumu iyiye gidiyordu. Üzerinden tam 7 sene geçmişti. 7 Senedir ablam bize bakıyordu. Abim ve ben buralara kadar ablam sayesinde gelmiştik.

Ablam, Ukte Kandemir 28 yaşında yaklaşık 6 senedir hemşirelik yapıyor. Abim Berk 24 yaşında. Üniversite son sınıf Bilgisayar mühendisliği okuyor.

Odanın kapısı açılınca düşüncelerimden kurtulup dolan gözlerimi silerek ablama baktım. Elinde tuttuğu fincan da nane limon ile gelmişti. Ne kadar sevmesem de sağlığım için içimek zorundaydım.

"Al canım bunu iç. Kendine gelirsin" deyip elime uzatınca teşekkür edip almıştım. "Ben işe geç kalıyorum. Ama istersen gitmeyebilirim" dediğinde kafamı sağa sola sallayıp "Hayır ablacım sen git. Zaten ben uyurum" deyince tereddüte kalsa da kabul etti.

Mafyanın SarışınıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin