page| 16 🎅 pt.1

234 52 65
                                    

"Salonun diğer ucundaki şarkıcı arp çalarak balad söylüyordu ama gürül gürül yanan ateşin homurtusu, kalaydan kadehlerin, tabakların şıngırtısı ve sarhoş adamın aynı anda konuşması sesleri birbirine katıyordu."

A Game Of Thrones'
Jon'56

_

(Ben bölüm yazarken aynen böyleydi sdjsjsjdjd)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Ben bölüm yazarken aynen böyleydi sdjsjsjdjd)


Bir önceki bölümü okumayanlarınız var. Sanırım bildirim gitmemiş, kafanız karışmasın dikkat edin.





16/1| snow flower🎅

"Y-Yongi, aman tanrım bu çok güzel."

Gözlerim olabilirmiş gibi daha çok açılırken pencereden bahçeyi kaplayan bembeyaz örtüye baktım. Hala deli gibi kar yağıyordu ve neredeyse bilekten beş santim daha yüksek bir şekilde kalınlığı vardı. Yoongi beni kaldırdığında pencereden bakmamı söylemişti. Ve dakikalarca açık kalmış ağzımla karı izledim. Kendime gelebildiğimde ise titrek sesimle konuşmaya çalıştım.

"Sana demiştim. Gece sen uyuduğunda kar yağmaya başladı. Sanki senin dileğini duymuş gibi."

O kadar büyüleyiciydi ki kafamı başka yere çeviresim gelmiyordu. Saatlerce izleyebilirdim bu beyazlığı. Aklıma gelen fikirle heyecanla yerimde kıpırdandım. "Yoongi dışarı çıkabilir miyim?"

"Önce kahvaltı yapacağız. Ardından sana kalın kıyafetler, kaban ve çizme çıkarmam lazım. Yoksa hasta olursun. Birazcık sabretmelisin, alışverişe gideceğiz daha. Hem biz kahvaltı yapana kadar çoktan kar dinmiş olur."

Heyecanla kafamı sallayıp biraz daha baktım pencereden gülümseyerek. Belki çocukçaydı ama saatler bile sürse yine izlerdim bu görüntüyü. Biran Yoongi'yi karların içinde somurtaral otururken, Tae ve Kook'u birbirine kar atarken, Hoseok hyungun Yugyeom hasta olmasın diye peşinden koşarken hayal ettim. Ağzımdan kıkırtılar kaçarken Yoongi kolunu omzuma atıp çenesini dayadı. "Neye gülüyorsun minik?"

"Hiiiç."

"Hmm..."

Arkama geçip kollarını karnımda birleştirdiğinde gülümseyerek arkama yaslandım. Dudaklarını boynuma bastırıp geri çekildiğinde titrek bir nefes aldım. Vücudum bu temasa ne kadar alışmış olsa da istemeden titriyordum.

"Neye güldüğünü söylemeyecek misin?"

"Kızmayacağına söz ver."

psychologist || yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin