page| 16 🎅pt.2

280 56 33
                                    

"Jon gözlerini bu adamdan alamıyordu. 'Bir kral tam da böyle olmalı ' diye düşünüyordu adam önünden geçerken. "

A Game Of Thrones'
Jon' 58

_

16-2| christmas love⛄

"Tanrım, çok güzel."

Kafamı kaldırıp yerle aynı renk olan gökyüzüne baktım. Gerçekten çok farklı hissettiriyordu. İçim sıcacık oluyor ve uyuyasım geliyordu. İstemsiz bir heyecan ve mutluluk dolduruyordu bu Noel günlerinde. Ağzım kulaklarımdaydı yine çocukluğumdaki gibi. Büyükannemin dediğine göre kar yağdığında etrafın sessiz olmasının nedeni kar tanelerinin ses dalgalarını kırması ve etrafta gezinmesini engellemesiymiş. Kar ne zaman yağsa koskoca şehir eskisinden daha da sessizleşiyor ve gereksiz sesler etrafta gezinmiyordu. Bu yüzden karlı günleri çok ama çok seviyordum.

Derin bir soluk alıp gökyüzüne dönük olan gözlerimi kapattım gülümseyerek. Yoongi'de yanımdaydı ve o da benim gibi gökyüzüne bakıyordu. Yani en son baktığımda öyleydi. Gözlerimi açıp ona döndüğümde o çoktan bana bakıyordu zaten. Gülümsedim. Benim gibi o da gülümsedi.

"Araba arka tarafta, hızlanmalıyız çünkü işimiz bugün çok fazla. Şehir her zamankinden daha kalabalık olmalı."

Kafamı sallayıp her bastığımda ses çıkaran bembeyaz örtüye indirdim bakışlarımı Yoongi'nin arkasından giderken. Gerçekten çok güzel ve kusursuzdu. İçimden bir kez daha geçirdim karlı günleri -bu özellikle Noel günüyse- çok seviyordum. Yoongi demir sürgünün üzerindeki karı eliyle temizledikten sonra sağa doğru çekti ve arabaların park edildiği bir yere girdi. Ben de peşinden giderken siyah kutu şeklinde arazi jeepinin yanında durup ön camındaki karı temizlemeye başladı. Araba inanılmaz havalı ve korkutucu bir görünüşe sahipti. Parıl parıl parlayan bir siyah tonundaydı. Üzerindeki kar temizlendikçe araba daha çok ortaya çıkıyordu ve tıpkı Yoongi gibiydi. Onun gibi siyah ve sert bir görünüşü vardım Ve tabi ki sıcacık bir içi..

"Hadi bakalım, atla arabaya."

Ön tarafın kapısını açıp benim girmemi beklerken hızla bindim arabaya. Dışarısı çok güzeldi lâkin bir o kadar da soğuktu. Arabanın içi de o kadar sıcak değildi. Yoongi kapımı kapatıp diğer tarafa bindiğinde kemerini takıp arabanın ısısını yükseltti. Bende onu taklit edip kemerimi taktığımda, gümüş yüzüklerin takılı olduğu eliyle direksiyonu kavrayıp arabayı çalıştırdı. Radyoyu açtığında, kanalın Noel günü için yapılan bir müzik listesi çaldığını farketmemle gülümsemem daha çok büyüdü. Her şey çok güzeldi ve böyle kalması için her şeyi yapabilirdim.

"Ee, aklınızdan neler geçiyor Bay Park? Bu kadar karizmatik biyr şekilde neler düşünüyorsunuz?" Yoongi'nin gülümseyerek söylediği şeyle kafamı geriye atarak minik bir kahkaha bıraktım arabanın içine. "İnanır mısınız Bay Min, bugünün ne kadar mükemmel olduğunu ve ne kadar huzurlu hissettiren bir manzarası olduğunu düşünüyordum. Karizmatik miyim?" dedim kıkırdayıp oynuna ayak uydurarak.

"Şu an benden bile sert görünüyorsun. Bir anlığına başka bir âlemden gelen bir Jimin ile birlikteymişim gibi hissettim."  dedi. Ardından yola bakarak cümlesinin devamını getirdi. "İnsanın görünüşünün cinsini hep giydiği kıyafete bağlarım. Mesela tatlı bir kıyafet giydiğinde ne denli korkunç biri olursan ol, yine de insanların gözünde tatlı oluyorsun. Aynı şekilde ne kadar tatlı ve bebeksi olsan bile ağır bir kıyafet giydiğinde tam tersi sert bir kişilikmişsin gibi görünüyor. İnsanı tamamlayan şeylerden biri, giydiği kıyafelerdir bence. Karakterin, kıyafetlere yansıdığını düşünürüm."

psychologist || yoonmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin