koyu renk ile yazılmış olanlar Çince konuşmalardır...
Şarkı, kararan video ile birlikte sessizliğe gömülmüştü.
Sessizlik, şimdilerde başlarına en çok gelen şeydi. Hani insan rüyasında uçuruma düşer de çığlık atamaz, delicesine rüyadan uyanmaya çalışır ama yapamaz. Rüya bitmeden uyanamaz. Sessizlik de böyleydi. Konuşmak, en azından bir tepki vermek istiyorlardı ama yapamıyorlardı. Bu kâbustan uyanana kadar konuşamayacaklardı.
Bayan Kim, usulca içeri süzülüp de on bir genci put misali hareketsiz gördüğünde, şaşırmadı. Videoların içinde ne olduğunu az-çok tahmin edebiliyordu. Kapıyı kapatıp odanın ortasına kadar ilerledi. On bir genç, ancak Bayan Kim boğazını temizlediğinde onu fark etmişlerdi.
''Ne zaman geldiniz?'' diye sordu Chanyeol.
''Fazla olmadı. Sadece birkaç dakikadır buradayım ama fark etmediniz.''
''Dalmışız.'' Kyungsoo, mırıldandı.
Bayan Kim, gülünce hilal şeklini alan gözleriyle gülümsedi. Baekhyun, bir an için liderini görür gibi oldu ve hızla başını başka yöne çevirdi. Diğerlerinin de ondan geri kalır bir yanı yoktu.
''Saat çok geç oldu. Artık uyumalısınız. Yarın hepimiz için daha zor bir gün olacak.''
Tao ''Ama videolar...'' diye itiraz edecekken Bayan Kim gülümseyerek onu susturdu.
''Sonra devam edebilirsiniz, Tao. Artık dinlenmeniz gerekiyor. Sizin için koridorun sonundaki odayı ayarlayacağım-''
''Üzgünüm sözünüzü kestim ama izin verirseniz bu odada yatmak istiyorum.'' Sehun, küçük bir çocuk gibi başını eğdiğinde, Bayan Kim dolan gözlerini saklamak için başka yöne baktı.
''Onun anılarıyla dolu bu yerde kalmamıza izin verin.'' diye devam etti Jongdae.
''Buraya sığabiliriz, sorun olmaz.'' Yixing, heyecanla atıldı.
Bayan Kim, yorgun bakışlarını istekli gençler üzerine çevirdi. ''Eğer bunu istiyorsanız...'' On bir kafa aynı anda sallanmıştı. ''...o zaman burada yatabilirsiniz.''
Jongin, doksan derece eğilip selam verirken ''Teşekkür ederiz.'' diye mırıldandı.
***
''Kimin nerde ve kimle yatacağına siz karar verin.'' Bayan Kim kapıdan çıkarken duraksadı. ''İyi geceler.''
''İyi geceler.'' Kapı kapandığında, on bir çift göz önce birbirlerine, sonra da yataklara baktılar. Junmyeon'un yatağı üç kişiyi alacak kadar genişti. Yer yataklarının dördü büyük yatağa paralel olacak şekilde, ikişerli olarak iki tarafa konmuştu. İki yatak, büyük yatağın ayak kısmına konmuştu. Geri kalan iki yatak ise masanın yanındaydı.
''Ben burada yatıyorum.'' dedi Chanyeol, bakışmaktan sıkılarak. Masanın yanındaki yataklardan birine geçti.
''Bende yanına geliyorum.'' Kyungsoo, Chanyeol'ün yanındaki yatağa uzandı.
Sehun, bir şey söylemeden Tao'yu elinden tutup büyük yatağın ayakucundaki yataklara çekti. Tao itiraz etmeden uzanmıştı.
Jongdae, geri kalanlara bakıp iç çekti ve Jongin'in yardım isteyen bakışlarına acıyarak onu da yanına alıp büyük yatağın sol tarafına geçti.
''Yifan ve Luhan, nerde yatmak istersiniz?'' diye sordu Minseok.
''Şurada yatabiliriz.'' dedi Luhan, sağdaki yatakları göstererek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Turn to CRY √
Fanfiction''Ölüyorum...'' diye fısıldadı. ''...yorgunluktan.'' Uzun boylu gölge omuzunu işaret etti. ''Burada dinlenebilirsin.'' Kısa olan, başını geniş omuzlara yasladı. Gece kadar siyah gözlerini, geceye, kapadı. Ama sabaha, açamadı. Tüm Hakları Saklıdır!