13 Aralık 2014
Super Junior üyesi Sungmin'in evlilik töreninin gerçekleştiği mekân idoller tarafından hınca hınç doldurulmuştu. Neredeyse herkes buradaydı. Onun dışında herkes. En başından beri olmadığı için kimse onun yokluğunu fark etmemişti. Grup arkadaşları bile. Tören, içki ve dans eşliğinde devam ederken vakit gece yarısına yaklaşmıştı.
Bir gölge usulca Han Nehri'nin kenarındaki banka yerleşince diğer gölge gülümsemişti.
''Yorgun görünüyorsun.'' dedi gülümseyen gölge.
''Ölüyorum...'' kısa boylu gölge fısıldadı. ''...yorgunluktan.''
Uzun olan omzunu işaret etti. ''Biraz dinlenebilirsin.''
Kısa olan usulca başını bu geniş omuzlara bıraktı.
Gece kadar siyah gözlerini, geceye, kapadı.
Ama sabaha, açamadı
14 Aralık 2014
Dün gecenin yorgunluğu ile uyuyakalan üyelerden kısa olanı, kocaman gözlerini ovuşturarak uyandığında, televizyonun açık olduğunu fark etti. Salondaki kanepede uyuyakalmıştı. Diğerleri odalarındaydı ve açık olan kapılar kimin hangi odada yattığını ifşa ediyordu. Bir oda dışında. O odanın kapısı açık değildi.
Koca gözlü kısa adam kuruyan boğazını serinletmek için sehpanın üstündeki cam şişeyi aldı. Tutulan eklemlerini rahatlatmak için odasına geçerken televizyondan duyduğu ses, vücudundaki tüm kanın çekilmesine neden oldu. Boğazı kurumuştu. Yavaş adımlarla geriye doğru ilerlerken yanlış duymuş olmayı diledi. Ya da hiç duymuyor olmayı istedi.
Elindeki şişe yere düşüp tuzla buz olurken kalbi de tuzla buz olmuştu. Yerler, su ve cam kırıklarıyla doluydu. Kalbi, gözyaşı ve pişmanlık kırıklarıyla.
Sesi duyan diğer üyeler yataklarından fırlayıp koca gözlü kısa adamın etrafını sardılar.
''Hey, ne oldu?''
''Neyin var senin? Yüzün bembeyaz olmuş.''
''Hyung, ses ver? İyi misin?''
''Konuşsana hyung. Beni duyuyor musun?''
Herkesi iteleyip kapalı olan odanın kapısını rüzgâr gibi açtığında, gözyaşları yanaklarından yol almaya başlamıştı, çoktan.
Çünkü yatak... bomboştu.
Ve o anda televizyondaki spikerin sesi kulaklarını doldurdu.
''EXO'nun lideri Suho, Han Nehri'nin kenarındaki bankta ölü bulundu!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Turn to CRY √
Fanfiction''Ölüyorum...'' diye fısıldadı. ''...yorgunluktan.'' Uzun boylu gölge omuzunu işaret etti. ''Burada dinlenebilirsin.'' Kısa olan, başını geniş omuzlara yasladı. Gece kadar siyah gözlerini, geceye, kapadı. Ama sabaha, açamadı. Tüm Hakları Saklıdır!