5. Bölüm: Yağmur Damlaları

244 43 3
                                    

(Hande'den

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Hande'den...)

İnsan korkularını yenecek cesareti kendi içinde bulur. Eğer bir gün olur da korkuların karanlığının içinde cesareti bulursa cesaret ona şefkatli elini uzatır. Derin bir nefes alıp karanlığın arasındaki cesarete elini uzatabilirsen işte o zaman içindeki cesaretin uzattığı ele tutunup çıkarsın o zifiri karanlıktan. İşte korkuyu yenmenin sırrı budur. Ama bu sırrı bilmeme rağmen korkumu yenemiyordum. Çünkü içimde elini tutacağım en ufak bir cesaret kırıntısı bile yoktu. Sadece korkularımın karanlığı vardı. Ruhumu kaplayan korkularımın zifiri karanlığı...

Battaniyeme sarılmış gök gürültüsünün bitmesini beklerken kapı ardı arkası kesilmeksizin çalmaya başladı. Gelenin kim olduğunu merak etmiştim. Tam yerimden kalkıp kapıyı açmaya yelteniyordum ki acaba gaipten sesler mi duyuyorum diye bir anlığına düşündüm. Ailemin gelmesini her ne kadar istesem de bir başıma kaldığımın düşüncesiyle irkildim. Vücudum hem korkudan hem de yaşadıklarımın verdiği üzüntüyle titremeye başladı. Titreyen ellerimle tek teselli kaynağım olan battaniyeme sıkıca sarıldım. Duyduğum sesin bir hayalden ibaret olduğu düşüncesiyle yutkunup kafamın içindeki zil sesinin susmasını bekledim. Bekledim ama umduğum gibi olmadı. Kısa bir süre içinde kesilen zil sesi tekrar çalmaya başladı. Belki de henüz delirmemiştim.

Derin bir nefes aldım. Belki de komşumuz Jülide teyze beni kontrol etmeye gelmişti. İstemeyerek de olsa battaniyemi omuzlarıma dolayıp yataktan kalktım. Battaniyemin yerde sürünmesini umursamadan ağır adımlarla çalan kapının ardında kimin olduğunu öğrenmeye doğru adım adım yürüdüm. Her adımımla birlikte gözlerimden akan yaşlar yanaklarımı ıslatıyordu. Kapıya vardığımda ise titreyen parmaklarım kapı kolunu kavrayıp yavaşça aşağıya doğru indirdi. Gözlerim karşımda komşumuzu görmeyi beklerken onun endişeyle bakan bal rengi gözlerine denk geldi. O gelmişti. Kerem gelmişti.

Beni bulan gözleri endişeyle yüzümde gezindi. Daha sonra bana ne olduğunu anlamaya çalışırcasına bedenimi baştan aşağıya süzdü. Aradığı cevabı bulamamış olacak ki gözleri benim yaşlarla dolmuş olan yeşillerime kenetlendi. Gözlerindeki ifadeden de anladığım kadarıyla perişan göründüğüm belliydi. En sonunda dayanamayarak "Hande?" dedi gözlerini gözlerimden ayırmadan.

Yüzündeki beklenti dolu ifadeye yanağımdan süzülen yaşlarla bakıyordum. Ama bu sefer benim bile şaşıracağım bir şekilde dudaklarım sevinçle yukarı doğru kıvrıldı. Onu gördüğüme bu kadar sevineceğim aklımın ucundan dahi geçmezdi. Belki de o bana kader tarafından gönderilmiş cesaretin ta kendisiydi. Bana elini uzatacak olan cesaret şimdi karanlığımın ortasına gelmişti. Ve ben ona tutunmak için yanıp tutuşuyordum.

"Kerem..." dedim titreyen dudaklarım içimdeki sevinci daha fazla saklayamadığı sırada. O bana endişeyle bakarken içimdeki dürtünün de etkisiyle ona doğru yaklaştım. Ve o daha ne olduğunu anlayamadan güçsüz kollarımı onun kaslı bedenine doladım. Omzumdaki battaniye de bu sarılmayla birlikte yere düşerken dudaklarımı ele geçiren gülümsememle ona daha sıkı sarıldım.

Rüyalarda BuluşalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin