19. Bölüm: Ağaçların Arasında

101 21 2
                                    

Kuşların cıvıltıları ve parıldayan Güneş'in de etkisiyle gözlerimi araladım ama gözlerimi açmamla uykum daha ağır basmaya başlamıştı bile

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kuşların cıvıltıları ve parıldayan Güneş'in de etkisiyle gözlerimi araladım ama gözlerimi açmamla uykum daha ağır basmaya başlamıştı bile. Uykumu açmak için gözlerimi hızlı hızlı kırpıştırıp bakışlarımı uyuyan Kerem'e çevirdim. Tıpkı küçük bir bebek gibi uyuyordu.

Çocukluğundaki masum yüz ifadesi ve üstelik uyurken tebessüm edince çıkan gamzeleriyle oldukça sevimli görünüyordu. Dayanamayarak baş parmağımı gamzesinde dolaştırdım. Bu hareketim onu daha da güldürmüş gamzesinin daha da genişlemesine neden olmuştu.

"Günaydın," diye ciyakladım bir anda. Kerem gözlerini bir anlığına açtı. Daha sonra gözlerini yumup bana sıkıca sarıldı. Burnunu saçıma dayayıp kokumu içine çekerken uyanmaya hiç niyeti olmadığını anladım. Ama ben bir an önce gitmek istiyordum. Bir an önce yola çıkmak istiyordum. O yüzden ne yapıp edip Kerem'i uyandırmak zorundaydım.

"Ama uyumak yok. Bugün yola çıkacağımızı unuttun mu yoksa," diyerek dudak büktüm. Halimin çocuktan farkı yoktu. Kerem uyanmaya niyeti olmadığını göstererek yanağımdan öptü. "Beş dakika daha," diye mırıldandı. Uyku sersemliği bana okul zamanı uyanmamak için annemi çıldırtışımı hatırlattı. Her sabah yataktan sürüklenilerek uyandırılırdım.

Bu düşünce aklımda bir ampulün yanmasına neden olmuştu. Aklımdakini Kerem'in duyduğunu biliyordum ama bu önemli değildi. Çünkü biraz önce olacaklara mani olmak için yeterli zamanı yoktu. Yüzümde sinsi bir gülümsemeyle planımı uygulamaya koymaya hazırlandım. Birkaç saniye içinde onun kollarından kurtulup hamaktan kalktım.

Kalkmamla birlikte hamak ters dönmüş Kerem yüzü koyun yere yapışmıştı. Kendimi tutamayıp kahkaha atmaya başladığımda ise sinir bozukluğuyla buruşan yüzü beni buldu. Bana kötü kötü bakarken hiç umursamadan gülmeye devam ediyordum. İçinizden benim ne kadar duygusuz ve gıcık olduğumu düşündüğünüzü hissediyorum. Haksız da sayılmazsınız.

"Ben seni öperken senin yaptığın hainlik değil de nedir Hande Hanım," dedi Kerem ayağa kalkarken. Bu konuda oldukça haklıydı ama ona uyanması için önden bir uyarı yapmıştım. Sonuç olarak bunu kendileri istemişti. "Bunu siz istediniz Kerem Bey," dedim bilmiş bir tavırla. Kerem gözlerime meydan okurcasına bakmaya başladı. Anlaşılan fena kaşınmıştım.

"Öyle mi Hande Hanım?" diye sordu gözleri kocaman açılırken. Onun bu tavrı bendeki meydan okuma dürtüsünü tetiklediğinden onu başımla onayladım ama biraz sonra olabileceklerden de deli gibi korktuğumu söylemem gerek.

"Peki. Öyle olsun Hande Hanım." Bana kısa bir bakış atıp masaya doğru ilerledi. Onu gerçekten kızdırmış mıydım yoksa sadece bana numara mı yapıyordu emin değildim ama emin olduğum bir şey varsa o da ona şirinlik yapıp kendimi affettirmem gerektiğiydi. Bu yüzden yüzüme en can alıcı ifademi takınıp onun yanına masaya doğru ilerledim.

"Canım," diyerek ona doğru yaklaştım ama beni taktığı söylenemezdi. Anlaşılan iyice bana benzeyip trip atmaya başlamıştı. Ona ayak uydurmam gerektiğinden ona daha da sokuldum. Kollarımı beline dolayıp başımı sırtına yasladım. Kerem kaskatı kesilirken "Özür dilerim," diye mırıldandım. Sesim küçük bir kızınki gibi ince çıkmıştı.

Rüyalarda BuluşalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin