7. Bölüm: Kalbindeki Sesler

214 35 0
                                    

(Kerem'den

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Kerem'den...)

İnsanın bazen kendine bile itiraf edemediği şeylerin var olması mümkün müydü? Tüm bunları yaşıyor muydum? Tüm bu hissettiğim duygular gerçekten yaşanıyor muydu? Kalbim atıyor muydu? Buzdan kalbim gerçekten de atmaya başlamış mıydı? Peki ya bu gözler neden gördüğü her şeyi yeşil görüyordu? Neden baktığım her yerde bir çift yeşil göz görmeyi umuyordum? En önemlisi ben neden ona baktıkça huzur buluyordum? Neden mutlu olmama sebep olarak sadece onu görüyordum?

Aklımda daha bunlar gibi binlerce soru ve düşünce gezinirken yüzümde de aptalca bir gülümseme belirivermişti. Hande içeriye gitmişken bende aldığım dondurmaları buzluğa yerleştiriyordum. Bir kutu çilekli, bir kutu çikolatalı, bir kutu karamelli derken buzluk dondurma kutularıyla tıka basa dolmuştu. Poşetteki tüm dondurmaları buzluğa yerleştirdikten sonra poşetteki eczane poşetini tezgaha bıraktım. Böylece bana düşen görevi tamamlamış oldum. Buzluğu kapatıp Hande'nin yanına içeri geçiyordum ki aynı aptalca gülümseme yüzümdeki yerini aldı.

"Kerem kendine gel," dedim kendi kendime. Dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsememi saklamaya çalıştım. Bir süre sonra bunu başardığıma emin oldum. Artık içeriye geçmeye hazırdım. Adımlarım beni içeriye doğru götürürken Hande'nin kapının önünde biriyle konuştuğunu fark ettim. İçimdeki merak dürtüsünün de etkisiyle karşısındakinin kim olduğunu görebilmek için yanlarına gittim.

Kapıda benim yaşlarımda parlak mavi gözleriyle aynı tonda keten gömlek giymiş bir adam vardı. Saçları sarı ve dalgalı yüzü ise en az bir bebek yüzü kadar pürüzsüzdü. Yüzünde bir tane bile kıl yoktu. Son derece bebeksi görünen bu yüze dikkatle bakmaya başladım. İçimdeki huzursuzluk hissiyle birlikte kapının kenarına sırtımı dayadım. Konuşmalarına bizzat şahit olmanın daha iyi bir fikir olacağını düşündüm. Bay bebek de cesaret için kahvaltıda yürek yemiş olacak ki Hande'ye elindeki küçük mor hediye paketiyle kaplanmış son derece süslü kutuyu uzattı.

"Bunu senin için özel olarak seçtim Hande'm..." dedi yüzünde yapmacık bir sırıtmayla. O sondaki eki kullanarak hayatının hatasını yapmıştı. Ama henüz bunun farkında değildi. Ben sinirden histerik bir gülme krizine girereken bir yandan da yumruğumu sıkıyordum. Bu adam bir an önce buradan gitmezse çok feci şeyler olabilirdi. Ama kendimi zor da olsa tutuyordum. Sonuçta gece Hande için zaten yeterince zor geçmişti. Bir de benim yüzümden gününün zehir olmasını istemiyordum.

Hande'nin korku dolu yeşil gözleri benim kahverengi gözlerime baktığında yutkundum. Onun yeşil gözleri beni sakinleştirmeye yeterdi. Yeşilin en güzel tonu olan gözlerini benden alıp bu seferde bebek adamımıza çevirdi. Hande tam kapıyı kapatmaya yeltenmişti ki adamımızdan gelen seslerle kan beynime sıçramıştı.

Hande hakkında düşündüğü iğrenç düşünceler kafamın içinde yankılanıyordu. Sinirlerime daha fazla hakim olamayıp bebek yüzlü adama kafa attım. O geriye doğru düşüp kanayan burnunu tutu. Diğer eliyle de parmağını tehdit edercesine sallarken bana yine gelenler geliyordu. Ona kafa göz dalmak istiyordum. Hande ise koluma yapışıp bana engel olmaya çalışıyordu. Bu konuda da epey zorlandığı belli oluyordu. Sonuçta yaralı bir elle benim gibi koca bir adamı zapt etmek oldukça zordu.

Rüyalarda BuluşalımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin