Arkadaşlar fark ettiğiniz gibi önceki bölümde öyle güzel sıçıp batırmışım ki nereden başlasam bilmiyorum. -Mahcubiyet- bölüm Başlığını koyarken ciddili baya eğlendim. Günde iki hap alınca kafanız Adriana Lima oluyor. Beğenmiyorsanız lütfen okumayı bırakın ve beni bu vicdan azabından kurtarın. Boyum kadar kısa bir bölümle karşınızdayım. Çifte bölüm yazmayı düşünüyorum hahdjff
-Hocam Urartular dağların arasında yaşıyosa nasıl haberleşiyolar?
Kendimi tutamadım, molotof atarak, dedim. Birkaç kişi kıkırdadı, ama çoğunluk sessizce bendeki değişimi anlamaya çalışıyordu. Birkaç gündür böyleyim.
Burada bazı tuhaflıklar sezmiş olabilirsiniz. Haklısınız. Yeniden değişmiştim. O kızdan önceki halime dönmüştüm, şikayet de etmiyordum açıkçası.
Bu konuda tek bir laf bile söylenmemesine rağmen Ada'yla resmi olarak çıkıyorduk. Yeniden hissetmeye başlıyordum galiba. Annem fazla fark etmemişti, ama Allah aşkına, o kimin umrundaydı ki?
Tenefüs hiç gelmeyecek gibiydi. Tarih derslerinin hiç sonu gelmeyecek gibidir zaten. Dersten sonra hoca çıkar çıkmaz derin bir nefes verdim, uyuyan Efe'nin ensesine bir şaplak attım ve kitaplarımı dolaba kaldırıp Ada'nın yanına gittim. Sıraya Ada'yla karşı karşıya olacak şekilde ters oturdum ve tek gözümü kırpıp kafamı sağa doğru hafifçe salladım.
-Hayırdır Ada pek durgunsun?
Gözleri hemen ince bir çizgi halini aldı, zaten hep gülümserdi.
-Nedense içimde kötü bir şey olacakmış gibi bir his var, dedi ve güldü.
-Yemekte ıspanak var ondandır, dedim, ama benim de suratım asılmıştı. Kötü bir şey lafını duymak bile istemiyorum.
-Öğğ ıspanak mı var ya daha da kötü, deyip suratını buruşturdu. O böyle yapınca yüzümü bebek seven nene suratına dönüştürüp:
-Cici kız ol ve ıspanağını ye, deyip burnunu sıkmaktan kendimi alamadım. Sonra Efe'yi gördüm ve yerimden kalktım.
-Nereye yaa, diye sızlandı Ada. Yani her tenefüs bunu sormak zorunda mıydı? Her tenefüs gittiğim tek bir yer vardı zaten, basketbol sahası. Hem saha bizim bloğun hemen karşısında olduğundan, hem de topu da dolaba falan koyduğumuzdan neredeyse her tenefüs basketbol oynamaya gidiyorduk.
962230302446. kez, ona basketbol oynamaya gittiğimi söyledim.
-Yine mi?
-Sen de gel istersen, dedim, basketbol oynarken beni izlemeyi seviyordu.
-Şiimdi oldu, dedi hoşuma gittiği biçimde i harfini uzatarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EREN
Novela JuvenilOnu asla gülerken görmemiştim. Tebessüm ederken bile. Mavi gözleri hep boş bakıyordu, küçümser gibi değildi, alaycı bir şekilde de bakmıyordu sadece... Boştu işte. Mümkün oldukça az konuşuyordu ve insanlardan kaçtığı oldukça barizdi. O küçük kafasın...