10. BÖLÜM

580 80 40
                                    

- Keşke nedir Olric?
- Hatalarımız efendimiz.
- Çok mu hata yaptık?
- Keşke diyerek kadar efendimiz...

-OĞUZ ATAY-

Sedat kardeşi Kereme öyle sert bir tokat attı ki  Kerem'in sağ yanağı kıpkırmızı oldu. Hem sinirin hem de tokatın kırmızılığıydı. Kerem ağabeyine sesini her ne kadar yükseltmemeye çalışsa da pek beceremedi.


"Sen ne yapıyorsun abi?"

"Ne mi yapıyorum? Sen nasıl içki içersin?"

"Yaptım bir hata tokat atmana ne gerek vardı?"

"Üste çıkmaya çalışma kerem! Ben senin böyle biri olduğunu bilmiyordum."

"Nasıl biriyim ki ben! Sadece biraz içtim. Canım çok sıkkındı"

"İçince can sıkıntın geçti mi? Gelip benimle dertleşseydin yada ablanla konuşsaydın. Bizden çekiniyorsan yengen burada o senin sıkıntını giderirdi."

"Hiç biriniz benim derdimi anlayamazsınız"

"Anlat ki anlayalım Kerem. Bak kardeşim, içki ilaç değildir. Aksine seni daha kötü biri yaparak hayatını mahveder."

"Tamam bir daha içmiyeceğim"

"Söz mü?"

"Tamam dedim abi"

"Tamam gel seninle biraz sakin kafayla konuşalım. Bakalım neymiş derdin"

"Tamam"

Onlar salonda oturup konuşmaya başlayınca Sedat'ın eşi Nazlı onları başbaşa bırakmak için Nefise hanıma kaş göz işareti yaptı.

Ancak Nefise hanım ona buradan gitmeleri için değilde başka bir şey demeye çalıştığı için kaş göz işareti yaptığını sandı.

Nazlı anlamadığını anlayıp ayağı kalktı ve

"Nefise hanım bizde mutfakta kahve yapalım sizinle. Hem biraz laflamış oluruz."

"Ahh tabi tabi Nazlı hanım olur."

İkisi birlikte mutfağa gittiler. Nefise hanım onlar eve geldiğinden beri gözlerini Nazlı'nın elindeki tektaş yüzükten ve boynundaki sade ama çok zarif ve şık duran kolyesiden ayırmamıştı.

Tek kalmalarını fırsat bilip Nazlı dolaptan kahve fincanlarını çıkartırken o söze girdi.

"Kolyeniz muazzam"

"Teşekkür ederim"

"Rica ederim. Böyle şeyler takmayalı çok uzun zaman oldu."

ERVA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin