II.BÖLÜM | 'KİMSESİZİN ÖLÜMÜ'

1K 47 26
                                    

Yeni bölüm yazılarını görünce daha fazla bekletmemek adına boş günümde bitirmeye çalıştım.

Umarım begenirsiniz....

Yorumlarınızı esirgemeyin lütfen..

İyi okumalar, öpüldünüz.

Heather - Conan Gray

Ölüm.

Bazen günaha bulanmış bir kurtuluştur. Yaşamaya değer hissetmediğin bir anda yok olmaktır. Bazen ise bir kaybediştir. sevdiğini, seveceklerini ve kendini kaybetmektir.

Peki bir insan gerçekte nasıl ölür ? Soğukluğunu buram buram hissettiğin toprağın altında kaldığında mı yoksa sevdikleri tarafından kalbi yok edildiğinde mi ölür?

Bende ölmüştüm,
Hemde iki kez.
İki cinayet
iki katil
ama aynı kurban.

İlk cinayetim annem tarafından öldürülen 8 yaşındaki ben olmuştu. o yaşta bir insan çocukluğunu doya doya yaşarken ben çocukluğumu soğuk duvar köşelerinde kaybetmiştim. çocuk olmadan ölmüştüm, belkide bu yüzdendi içimdeki oyun oynamaya bayılan tarafım.

ikinci cinayetim ise sevdiğim adam tarafından hayata tutunmuş kadının sırtından vurulması ile olmuştu. Ben bu hayatta yaşamaya değer bir şeyler ararken hayat karşıma abimi çıkarmıştı. Başta şaşkındım ama mutluydum da sonuçta artık yalnız değildim. Sonra onun öldürülüp sahipsiz bir köpek gömüldüğünü öğrendiğimde kaybolmuştum ben, hayattaki tek tutunacak dalımda onlar yüzünden kırılmıştı.

Sonra seni tanımıştım ben. O hüzün dolan gözlerin acı acı bakarken aşık olmuştum sana, yuva olmuştun bana. Bende ki yaralı kalbin yarısı senin göğüs kafesinin altında yatıyordu.

Biz yaralı kalplere sahip iki insandık. Neden birbirimizin yaralarını sarmak varken sen benim yaralarıma yenisi açtın? Beni hiç mi sevmemiştin sevgilim.

Karşımda gördüğüm beden hiç burda olmamasını istemediğim kişiye, Gediz Işıklı'ya aitti. Deli gibi görmek istediğim bir yandan da görmemek için çırpındığım kişi.

Gözlerimi kırpıştırıp gerçekliğini sorguladığım kişi, nefessiz kalmışcasına tüm oksijeni göğüs kafesine dolduruyor gözlerinde ki yakıcı ateş parçaları ile bana bakıyordu. Burda ne işi vardı peki bu adamın ? anlamamış mıydı onu görmek istemediğimi, neden peşimi bırakmamıştı, neden pes etmemişti tıpkı dünkü gibi.

"Senin burda ne işin var?" kurumuş boğazımdan kırık kırık dökülen kelimeler onu pek etkilemişe benzemiyordu. Gözlerini, yavaş yavaş acısı katlanılmaz dereceye gelen yarama dikmiş, kış soğukluğunu andıran bakışlarını atıyordu. Soruma cevap alamayışımın kızgınlığı ile daha yüksek sesle söyledim ."Sana diyorum, neden buradasın sen ?" sol elimde destek alarak doğrulurken hala neden cevap vermeyişini çözmeye çalışıyordum.

"Aptal"dudaklarından mırıltı şeklinde dökülen sözcük ile kaşlarımı çattım. Bana ne hakla aptal diyordu bu adam. ' Sen ne hak-' diye konuşmaya çalışırken birden sözlerimi daha yüksek perdedeki sözleri kesmişti. "Aptalsın, tam bir aptal. Ben seni bulmasaydım ne olacaktı? Kan kaybından ölmeyi mi planlıyorsun sen? Şu hâline bak" üzerime yürüyerek sarf ettiği cümlelerini büyük bir şaşkınlıkla dinliyordum.

Ayağı yattığım yatağa çarpmış üzerime doğru eğilmişti. Yüzlerimiz arasında santimler kala durdu. Gözlerim gözlerine takılı kaldığında bedenim istemsiz bir şekilde heyecandan gerilmişti. Kalp atış hızım normalin üzerinde seyrediyordu. Aramızda oluşan sessizlik onun yutkunmasi ile bozuldu. Adem elması yavaşça yukarı çıkıp geri aşağı indiğinde nutkum tutuldu. Bu görüntü karşısında daha fazla duyarsız kalmayarak dudaklarımı yaladım. Şu saçma andan bile beni etkilemeyi nasıl başarıyordu. Anında dudaklarıma düşen gözleri gittikçe koyulaşırken fısıldadı" Neden kaçtın?" sorusunu duymamazlıktan gelerek gözlerimi kaçırdım.

Yaralı Kalpler | SahgedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin