Yüzüme vuran ince güneş ışığının etkisiyle gözlerimi ovuşturup yattığım yerden hafifçe doğruldum. Gözlerimi açıp etrafta gezdirdiğimde odamdayım,yatağımdayım.. Kaç saattir uyuyordum ben,uzun zamandır böyle huzurlu ve uzun uyumadığımdan emindim. Yanıma baktığımda mışıl mışıl uyuyan bir Gediz görmeyi beklemiyordum doğrusu.Bu adam neden bu kadar güzel uyuyordu ki diye geçirmeden edemedim içimden. Saçları dağılmış dudakları hafif aralık.. Bebek gibiydi.Yüzümde beliren gülümsemeyle son kez Gedize bakıp mutfağa indim. Bahçeye güzel bir kahvaltı hazırlayacaktım. Artık her şey güzel olacaktı çünkü dün gece bana öyle söylemişti.Mutfakta kahvaltıyı hazırlarken dün olanları aklımdan geçirdim, Gedize bebeği söylediğimde bana sıkıca sarılmış gözyaşlarımı silmiş ve her şeyin artık çok güzel olacağını söylemişti. Tabi ona evlilik mevzusundan bahsetmemiştim,ben Gedizle evlensem bile böyle olsun istemiyordum ki. Aşkla olsun istiyordum gerçekten istesin gerçekten beni çok sevdiğini hissedip bana bir evlenme teklifi etsin istiyordum. Bana yardım etmek için benimle evlenmesini istemiyordum.Herkes gibi benim de hayallerim vardı sonuçta,bende hakederdim bunu değil mi?
Ben kahvaltıyı hazırlayıp tatlı hayallere dalmışken ensemdeki sıcak nefes ve karnımın üstündeki el beni hayallerimden uzaklaştırmış gerçeklere döndürmüştü.Ani bir refleksle yerimden sıçrarken Gediz enseme bir öpücük kondurup "Şşh sakin ol benim" dedi ve tekrar ensemden öptü. Bense huylandığımı belli etmek istercesine omuzlarımı kıvırırken küçük bi kahkaha atmayı da ihmal etmemiştim. Gediz beni tezgah ve kendi arasına alıp yüzüme baktığında gözlerimi gözlerine kenetledim. Tam dudaklarıma yaklaşacak oldu ki "Aaa Gediz çekil şurdan kahvaltı hazırlıyoruz şurda. Açız aç" diye azarlayıp karnına yavaşça dirseğimi geçirdim. Sonuçta daha bir şey değildik ne bu habire öpmeler falan. Daha beni sevdiğini bile söylemiyosun be ama iş öpmeye gelince ohoo.Ama bu düşüncelerin şimdi ne yeriydi ne de zamanı, bu yüzden bu düşünceleri aklımdan uçurup hazırladığım kahvaltılıkları bahçedeki masaya taşıdım. Kahvaltı masası hazır olduğunda çok güzel gözüküyordu,valla kendimle gurur duyuyorum sen bu hamarat kızı kaçır da haline yan Gediz Ağa. Gediz benden bu kadar güzel bir sofra beklemiyor olacak ki "Vay be senin böyle hünerlerin olduğunu bilmiyordum daha çok beceriksize benziyosun sen" dedi beni kızdırmak istediği belliydi, ama ben istediğini vermeyecektim. Sırıtıp "tek sen böyle düşünmüşsün e tabi hünerlerimi bir tek sana göstermedim" diyip kahvaltımı etmeye başladım. Gediz sinir etmeye çalışırken baya sinir olmuştu belli. Biz kahvaltımızı ederken çalan kapıyla irkildim
Gedizle kısa bir süre göz göze gelmiştik anlaşılan o da benim gibi birini beklemiyordu.Kapıyı açmak için yerimden doğrulduğumda Gediz benden önce davranıp kalkmıştı."Ben bakarım sen dur" dediğinde yine de arkasından gitmiştim.Gittiğimde Gediz kapıyı çoktan açmış kaşları çatık bir şekilde kapıda duran kişiye bakıyordu.Yanına gittiğimde kapıda Meteyi görmeyi beklemiyordum açıkçası fakat o an içimi tarifsiz bir mutluluk sarmıştı."Sahra!" ismimi dudaklarından duyduğumda gülümsememe engel olamayıp kollarımı Meteye sarmıştım.Arkamda duyduğum kısa bir öksürükle kısa sarılmamıza bu şekilde son vermiştik.Gediz gelen kişinin kim olduğunu Mete de evime geldiğinde kapıyı açan yabancının kim olduğunu merak ediyor gibiydi.
"Gediz, bu Mete üniversiteden arkadaşım" dediğimde Gediz açıklamamdan pek tatmin olmamış gibiydi.Kaşları hala çatık haline son vermemişti. "Mete, bu da Gediz" dediğimde onu neyim olarak tanıtacağımı bilememiştim sevgilim değildi ama arkadaşım hiç değildi.
Üçümüzde bahçede yerimizi aldığımızda Meteye de tabak çıkartmıştım.Uzun zaman sonra tanıdık birini görmenin heyecanı vardı içimde Mete de beni gördüğü için çok mutlu gözüküyordu bu ortama ayak uyduramayan tek kişi Gediz gibi gözüküyordu.Gözlerini Meteye sabitlemiş kahvaltısına dahi dokunmuyordu.Ben ise bu haline anlam veremeyip Meteyle sohbet ediyordum. "Siz Gedizle nasıl tanıştınız?" diye sorduğunda ne diyeceğimi bilememiştim.Gediz ise benim ne diyeceğimi bilemeyen halimi anlamıştı "hastanede tanıştık" diye kısa bir cevap vermişti.Bahçede Mete gelmeden olan halimizin aksine gergin bir ortam vardı.
Mete iştahla hazırladıklarımdan yerken "Özlemişim valla bu sofralarını Sahram eskiden de böyle güzel güzel hazırlardın"demişti. Gediz az önce ona hünerlerimi göstermediğimi söylediğimi hatırlamış olacak ki iyice bozulmuştu. "Sevgili misiniz siz" diye sordu Mete. Ben öksürüp Meteye baktığımda "hala aynı patavatsızsın" diyemeden edemedim. Gediz de gözlerini bana çevirmişti
Mete gülerek "bir cevap alamadım" diyerek yemeye devam etmişti.Gediz sanki ne diyeceğimi merak ediyor gibi gözlerini kaçırmadan bana bakıyordu. "Hayır sevgili değiliz" dediğimde Gediz kaşlarını kaldırıp başını sağa sola sallamıştı sanki bu cevabı beklemiyor gibiydi ne dememi bekliyordu ki sevgili değildik sonuçta. Mete de "anladım flört gibi bi şey"dedi. Gediz iyice sinirlenmiş olacak ki "Sahranın aşk hayatıyla pek ilgilenirsin herhalde" dedi ters ters. Mete gülüp "Yani sayılır" diye cevapladı. Gediz sabır çekerken Mete bana lavabonun yerini sormuştu ben onu alıp içeri geçerken Gedizin bakışları üstümüzdeydi,Meteye yolu gösterip Gedizin yanına döndüm. "Niye tersliyorsun arkadaşımı Gediz,bu kadar kaba olma"diyerek aramızdaki sessizliği bozdum. "O zaman haddi olmayan şeylere karışmasın Sahra" dedi sinirini ses tonundan bile çok net anlayabiliyordum. Beni kıskanmıştı ve bu deli gibi hoşuma gidiyordu.
Ben neden konu bu adam olunca liseli aşıklar gibi davranıyordum ki,hoşuma giden şeylere bak. "Hiçbir şey yemedin beğenmedin mi yoksa" diye sordum. Bana bakıp "Beğendim ama iştah falan kalmadı bende,bu zırtapoz burda mı kalacak yoksa. Hem sen ne diye bana arkadaşım gelecek demiyorsun ki" diye laftan lafa atlıyordu. "Gediz Mete hakkında böyle konuşma gayet iyi çocuk tanımadan etmeden ne bu ön yargı ayrıca tabi burda kalacak otele mi gidecek arkadaşının evi varken" kurumuş dudaklarımı ıslatıp devam ettim "Geleceğinden benim de haberim yoktu konuşuyorduk evi falan ordan biliyordu bir gün uğrar diye düşündüm o gün bugünmüş işte" Gediz derin bir of çekerken Mete de yanımıza gelmişti. "Sahracım ben hangi odada kalayım" diye sordu. Gediz ona bakıp "Koçum küçük yer burası laf olur söz olur sen gel bende kal"dediğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Mete gedize anlamsız bir bakış atıp "Laf söz umrumda değil" dedi. Gediz gözlerini devirip bana baktığında ben de ona tatlı bir "saçmalama" bakışı atmıştım. Mete bana bakıp "Ee gezdirmeyecek misin beni Doktor" dediğinde Gediz hayal kırıklığıyla bana bakmıştı. Ben ise söze "Olur gezeriz daha sonra ama şu sıralar ben baya meşgulum Mete konuşuruz bunu tamam mı" diye girdim. Gediz ayağa kalktı "Ben artık gideyim zaten pek ihtiyacın da kalmadı" diyip hızlı adımlarla içeri gitti. Ben hemen arkasından gelip "O nasıl laf Gediz? Ne demek ihtiyacım kalmadı" dedim. Dediklerimi takmadan "Hastanede yeniden işini ayarladım önceki hatam için tekrar özür dilerim ama sana açıklamasını yaptım bu konunun diye düşünüyorum" dedi askıdan paltosunu alırken. Sadece kafamı sallamıştım, gitmek istiyordu onu zorla tutamazdım sonuçta. Paltosunu üstüne geçirirken bana son kez baktı "İyi eğlenceler sana Meteyle" dedi ve kapıyı biraz sert kapatıp çıktı. Ben camın önüne geçmiş ardından bakarken o arabasına binip hızlıca buradan uzaklaştı. Mutfağa gidip iki kahve hazırladım,kahveleri kapıp Metenin yanına çıktım ve sandalyeye oturdum. Ona bakıp gülümsedim ve "Bende napayım işte başımda tatlı belalar var onlarla uğraşıyorum" dedim. Bana şaşkın şaşkın bakarken bir açıklama yapmamı istiyor gibiydi. "Yakın bir arkadaşımı kaybettim üstelik hamileydi,ama bebeği doğdu. Bil bakalım bebeği kime emanet etti. Bana. Ama o bebeğe bakabilmem için evlenmem gerekiyormuş". Mete hayretle yüzüme bakmaya devam ederken kahvesinden bir yudum alıp "İstersen ben bu konuda her zaman yanında olurum Sahra. Yardımcı olurum sana,formalite evlilik falan ne gerekiyorsa biliyorsun" gülümsedim ve "Ama benim evlilik hayallerim çok başkaydı" diye yanıtladım cümlelerini. "Neydi senin evlilik hayallerin küçük hanım"dedi gülerek. Ben de Gedizin az önce kalkıp gittiği sandalyeye bakarak konuşmaya başladım "Sevdiğimle olsun isterim,özel olsun güzel olsun. Yardım için olmasın mesela ne kadar kuracağım cümle yanlış olsa da bebek için olmasın.Birbirimizi seviyoruz diye aşığız diye olsun" Mete neden buraya baktığımı anlamış olacak ki kahkaha attı. Ona dönüp yüzüne baktığımda "O sana karşı pek ilgili gelmedi ama bana" dediğinde kaşlarımı çattım. Neden bunu dediğini anlamaya çalışıyordum çünkü ben Gedizin beni kıskandığı için öyle davrandığını düşünmüştüm.Mete ise dediği şeye bozulduğumu farketmiş olacak ki yüzüne bir gülümseme takıp bana bakmıştı "İlgisi olsaydı seninle beni burda birlikte bırakıp gitmezdi dimi ne yapıyoruz ne konuşuyoruz merak edip kalırdı" dediğinde Gedizin böyle biri olmadığını biliyordum o böyle bir durumda kalmaz gitmeyi tercih ederdi ki öyle de yapmıştı ama yine de Metenin dedikleri kafama kazınıyordu canımı acıta acıta.Belki de haklıydı sonuçta bu çocuk beni vurmamış mıydı ona her yaklaştığımda Nare diyip durmuyor muydu? Düşüncelerimden sıyrılmak için gülümseyip Meteye döndüm "amaan boşver şuan düşünmem gereken en önemli şey bir çocuk var ve ben ne yapacağımı bilemiyorum" dediğimde o da bu durumdan nasıl çıkacağımı düşünüyor gibiydi. "Üzülme be Sahram buluruz bir çaresini bak bende geldim yanındayım" diyip elini elimin üzerine koyup destek olduğunu,yanımda olduğunu hissettirmişti.Ama nedense bugüne kadar en ufak hareketinden rahatsız olmadığım Metenin bu yaklaşımı içimde beni huzursuz eden bir his bırakmıştı.Ona bunu belli etmeden gülümsedim. Mete yol yorgunu olduğundan ona verdiğim odaya dinlenmek için çıkmıştı ben ise bahçede oturmuş Gedizi düşünüyordum.Aklım tamamen onda kalmıştı "bana ihtiyacın kalmadı" diyerek gitmişti bildiğin. tabi ki ona ihtiyacım vardı hatta şuan en çok onu görmek istiyordum yanımda aramak için telefonu elime aldığımda avukattan gelen mesajı gördüğümde derin bir nefes alıp mesajı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralı Kalpler | Sahged
FanficKaranlığın içinde kaybolmuş bir kız çocuğu, Kimsesizliğine kimse bulmaya gelmiş bir kadın. Yufka yüreği yüzünden kaybetmiş bir çocuk , Aşkı için kaybolmuş bir adam. Bu iki yaralı kalp birbirlerine yara bandı olabilirler mi? Hadi gelin bir...