IV. BÖLÜM | 'İYİLER HEP KAYBEDER'

1K 59 60
                                    

Bu bölüm biraz hızlıya geldi. Tabi hemen hemen bir hafta oldu ama zamanım pek yoktu yıkık bir yks öğrencisi olarak.

Twitterda yeni bölüm butonu olan arkadaş için bugün attım. - burdan sevgiler kensine-
Yoksa biraz daha uzayacaktı.

Pek içime sindiğini söyleyemem bölümün zaten duzenlemeden atıyorum yazım hatam olursa affola.

Ve şuraya bir sınır iliştireyim.

Vote: 40 yorum: 55

NF - CAN YOU HOLD ME

Mutluluk

Uzun zaman sonra ilk defa hissettiğim bir duyguydu. Kalbimin acımasızca çarpmasıydı. Bana bu duyguyu uzun zaman sonra ilk defa hissettiren adam ise beni vuran kişi ile aynı kişiydi. Gediz Işıklı,ölümüm ve yaşamımın sebebi olan, olacak kişi.

Perdeden içeriye sızan yakıcı gün ışığı gözlerimi rahatsız ederken karnımın üzerinde kendini hissettiren el kalp atışlarımı hızlandırmış enseme vuran düzenli soluk alışverişleri ise beni huylandırmıştı. Kasıklarıma saplanan hafif sancı ile dün gecenin görüntüleri kafamın içinde dönüyor utanma duygusunun vermiş olduğu his yanaklarımı al al yaparken yattığım yerde hafif kıpırdanıp Gedizin elinden kurtuldum Başta hafifçe kıpırdanmış sonra ise dudaklarından anlamsız homurtular dökülmüştü. Uyanacağını düşündüğüm an tekrar derin bir uykuya daldığını fark ederek derin bir nefes aldım. Şuan yüzleşmeye hic müsait bir durumda değildim. Kulaklarımı dolduran bildirim sesi ile kafamı sesin geldiği tarafa çevirdim.

Ses Gedizin telefonundan gelmişti.

Gözlerim komidinin üzerinde ki telefonu bulduğunda bakıp bakmamak arasındaki o ince çizgideydim. İnsanların özel alanlarına karşı her zaman saygılı biri olmuştum. Telefon karıştırmak benim yapacağım bir iş degildi lakin içime sızan yakıcı merak duygusu benim düşüncelerime tezat düşüncesi ile mantığımı ele geçirmişti.

Yattığım yerden hafif doğrulup elimi komidinin üzerine uzattım. Telefonun soğuk yüzeyinin parmağıma değmesi ile ürperdim. İçimde bir his bu yaptığımın yanlış olduğunu söylemeye devam ederken elimle kavradığım telefonu göz hizama alarak ekranı aydınlattım. Kayıtlı olmayan bir numaradan gelmişti mesaj.

Merhabalar Gediz Bey, Dün konuştuğumuz gibi Doktor Sahra Yalçının işine son vermiş bulunmaktayız. En kısa sürede kendilerinide bilgilendireceğiz efendim, İyi günler dilerim.

Okuduğum mesaj ile donup kaldım. Bunu bana yapmış olmazdı değil mi? Benim gitmemi bu kadar mı çok istiyordu? Aldatılmış olmanın verdiği hissiyat yüreğimi yakarken acısını taşıyan su damlaları gözlerimden akmaya başlamıştı. Ben bunu hak edecek ne yapmıştım Gediz? Kendi emeklerim ile kazandığım mesleğimi yukarıdan söylenen emirler ile kaybedecek kadar ne yapmıştım? Bu sorun değildi. Elbet başka bir hastanede iş bulabilirdim.

Bana acı veren şey sırtıma acımasızca saplanan bıçak darbelerinin yakıcı ızdırabı idi. Bu hayatta hep zaafı olanlar kaybederdi. Benimde zaafım oydu. Eline o bıçağı ben vermiştim bana saplayacağını bile bile.

Ama neden bu kadar canımı yakıyordu Allahım?

Biz hiç mi sevilmeyi haketmedik? Birinin kalbine girmeyecek kadar mı kana bulanmıştı ellerimiz?

Gözlerimin önüne sekiz yaşındaki çaresizce çırpınan kız çocuğu gelmişti. Elindeki kan ile gözlerini bana dikmiş dudaklarını hareket ettirmişti.

Yaralı Kalpler | SahgedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin