Bazen cümleler kulaklarınızı tırmalayabilir, öyle harika bir yazım olmadığının farkındayım sadece yarım kalmış olan sahra ve gedizi tamamlamak için yazıyorum.
Son bölümden sonra endişeli , sevgi dolu bir gediz yazamıyorum. Çok zorluyorum ama sonra o sahneler geliyor ve allah aşkına diyorum gediz bunları yapar mı sence ? Diye kendime soruyorum ama yine de tamamlamak için yazmak istiyorum.
Umarım begenirsiniz. Beğenmediğiniz yerleri yazarsaniz çok memnun olurum.
İyi okumalar
🎼 Duncan Laurence - Arcade
İnsanlar iyi biri olmak isterdi. İyi olup herkes tarafından sevilmek, mutlu olmak gibi hayalleri olurdu insanların. Ama hayat şartları denen o acımasız engel durdururdu bazı insanları. Bunlardan biri de bendim. Kimsesizliğimdi benim engelim, yalnız oluşumdu belki de ama içerde bir yerde bir engelim vardı. Gerçi ben kendime kötü demezdim,sadece bir aile kurmak için çabalıyordum belki bu yolda birilerine zarar vermiş olabilirim ama asla kötü bir niyetle yapmamıştım.
Tek isteğim yalnız kalmamaktı.
Göz kapaklarımı delen rahatsız veren ışıkla düşüncelerimi bir kenara atıp yavaşça gözlerimi açarken ağır ağır açılan bilincim de nerede olduğumu ve neden bu halde olduğumu kavramaya çalışıyordu. Görüş alanıma giren toprak renklerinde ki oda nerede olduğumu anlamamı sağlarken sağ göğsümde kendini belirten ağrı ise neden bu halde olduğumu açıklıyordu.
Vurulmuştum.
Sevdiğim adam tarafından bir hiç uğruna vurulmuştum. Bunun vermiş olduğu kalp sancısı gözlerimi buğulandırırken baş ucumda hissettiğim varlık ile gözlerimi çevirdim. Bir doktordu ve arkasında ise iki tane hemşire vardı. " Nasılsınız efendim?" Sorusuna karşılık hafif bir gülümseme belirdi. Sahi nasıldım ben uzun zamandır bunu kendime sormamıştım. İyiydim değil mi ? İyi olmam gerekirdi, ben hiçbir zaman kötü olmamıştım ki. Kurumuş boğazımla hafif bir şekilde yutkunup birbirine yapışmış dudaklarımı araladım. " iyiyim" diye mırıldandım.
Doktorun yüzünde hafif bir tebessüm oluştu. " iyi olmanıza sevindim, şansınız var ki göğüs boşluğuna denk gelmiş kurşun, şimdi ki durumunuza bakarak birkaç güne ayaklanacağınızı düşünüyorum" Başımı anladım anlamında salladım. Doktor ve iki hemşire odadan çıktıktan sonra derin bir nefes aldım.
Bir kaç gün fazlaydı benim derhal buradan gitmem lazımdı. Beni vuran adamın evinde geçireçegim birkaç dakika bile beni rahatsız ediyordu, ne kadar sevdiğim adam olsa bile beni vurmuştu. hemde intikam almak istediğimiz kişi için. Bu kolay kolay siğneye çekebileceğim bir durum değildi.
Yavaş hareketler ile vücudumu hareket ettirmeye çalıştığım zaman yaramdan hafif hafif gelen sızlamalar vücuduma yayıldı. Dudaklarımın arasından kaçan acı bir ses ile aynı anda kapı açıldı.
Gözlerimi kapıya doğru çevirdiğimde Nare çelebi'yi gördüm. Namı değer alaca kuş yavaş adımlarla karşı koltuğa geçip oturana kadar gözlerimle hareketlerini takip ettim. Gözleri gözlerimi bulduğunda derin bir nefes aldı ve dudaklarını araladı " Şuan seni boğazlamamak için zor tutuyorum kendimi, nasıl bir akılla Sancar'a o silahı doğrultuysan şuan aynısını sana yapmak istiyorum." Sustu. Dudaklarımdan alayvari bir gülüş kaçtı.
Keşke öldürseydim keşke
Dudaklarıma inen gözlerinin üzerinde ki kaşları çatıldı, yanakları gerildi. Sinirlenmişti ve nedensizce bu beni mutlu etmişti " Ne durduruyor seni? Çok istiyorsan gel ve öldür beni" daha da sinirlendirmek için sarf ettiğim sözcükler amacına ulaşmış olacak ki elleri yumruk olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaralı Kalpler | Sahged
FanficKaranlığın içinde kaybolmuş bir kız çocuğu, Kimsesizliğine kimse bulmaya gelmiş bir kadın. Yufka yüreği yüzünden kaybetmiş bir çocuk , Aşkı için kaybolmuş bir adam. Bu iki yaralı kalp birbirlerine yara bandı olabilirler mi? Hadi gelin bir...