-Dövüş-

226 23 3
                                    

Sabah ki dersimiz için avluya çıkmıştık.Okçuluk hiç bana göre değildi.Buradaki dersler daha çok bedensel yöndeydi.Daha önce hiç denememe rağmen sanki bu işi başarabileceğimi söyleyen bir his vardı içimde.Bayan Monteign herkesin ismini yazarak cam bir fanusa koymuş ve kurayla iki isim seçerek onları karşı karşıya getiriyordu.Sanırım Tii ile bir daha karşı karşıya gelirsem sinirden beri parçalardı.Yaklaşık üç isimden sonra Ava'nın ismi okunmuştu ve Till Ava'ya çıkmıştı.İlk atışını tahtanın tam ortasındaki kırmızı noktaya isabet ettirmek için oku iyice çekti.Ve oku bıraktığında ok, kırmızı noktaya en yakın olan mavi çemberin içine düşmüştü.Ava fena sayılmaz der gibi bir bakışı Till'e gönderdikten sonra sıra Till de idi.Ava'dan çok daha geride bir noktaya isabet eden ok Till'in elenmesine yol açmıştı.Ava'nın gözündeki mutluluğu görebiliyordum.Adımın okunmasıyla sıra bana gelmişti.Yerimi aldığımda rakibimin ismini duydu.

-Parf Obiel!

Olamaz, bu çocukla karşı karşıya gelmemek için uğraşmama rağmen yine buradaydı.Acaba oku ona atsam ne kadar ceza alırdım?

Parf yanıma ulaştığında ellerini saçlarından geçirdi.İlk başlarında mavi olduğunu sandığım gözleri şimdi kahverengi ela karışımı bir renkteydi.

-Naber çaylak? Dedi bana dönüp sırıtarak.Oku yerleştirip hedef tahtasını incelemeye başladım.Hala benden cevap bekliyordu.

-Cevap vermeyecek misin?

Evet cevap vermeyecektim.Bileğime gözünün takıldığını fark edince kazağımın kollarını bileğimi kapatacak şekilde sıyırdım.Yaptığını zevkle seyrettiğine ve kendisiyle övündüğüne emindim.

-Sen daha çok dayak yersin, dedi gülerek.Tam cevap vermek için dönmüştüm ki hazırlanmamızı söyleyen sesi duydum.Avuçlarımın arasından fırlayan ok hedef tahtasında tam kırmızı noktada durmuştu.Daha iyisini yapabileceğini zannetmiyordum.Ya o da kırmızı noktaya isabet ettirecek ve bir tur daha yapacaktık ya da kaybedecekti...

Okun fırlama sesiyle hedef tahtasına kitlendim.Ama bu nasıl olurdu.Okumu iki ayrı parçaya ayırıp tam ortaya isabet ettirmişti.Ona bakmak için döndüğümde çoktan arkadaşlarının yanına dönmüştü.Ava ve Emily köşede beni bekliyorlardı.

-Harikaydın?

-Nasıl harikaydım ? Yenildim.Emily gözlerini bana devirerek konuştu:

-Çok iyi bir atıştı.Parf daha önce senin gibi bir rakiple karşılaşmadığı için sinirlendi o kadar sert attı ki okun ikiye ayrıldı baksana.Tamam teknik olarak kazandı ama aslında sen kazandın.

-Yine de bence daha iyi olabilirdi, dedim somurtup tekrar Parf'a doğru bakarak.Birkaç saniyeliğine bana baktığını yakalamıştım.

-Saçmalama, yıllardır buradayım ve benim atışımı görüyorsun.Sen benden daha iyisin.Sanırım kehanet doğru ha ne dersin, dedi Ava sırtıma elini koyarak ona tebessüm ettikten sonra atış alanındaki duvarın üstüne oturmuştuk.

Ardından bir sonraki ders başlangıcına kadar diğerlerini izledim.Parf ve benim dışımda kırmızı noktaya isabet edebilen yoktu.Birkaç saat sonra dövüş dersi başlamıştı.İşte şimdi bitmiştim.Hayatım boyunca kimseyle kavga etmemiştim.Yatağıma vurduğum yumruklar şiddet sayılmazsa tabi?İçimden bir ses buradan leşimin çıkacağını söylüyordu.İlk karşılaşma da bunu kanıtlar nitelikteydi.Sarı saçlarını sıkı bir at kuyruğu yapmış bir kızla mavi saçları olan kısa bir kız karşı karşıyaydı.Kazananın sarı saçlı kız olacağından emin olmama rağmen hiçte öyle olmamıştı.Sanırım adı Vanessa idi.Mavi saçlı kızın isminin Dasy olduğunu ise bağırışlardan anlamıştım.Darbeler çok sertti.Burnundan sızan kanı görmüştüm kargaşada.Yere düştükten sonra on saniye yerde kalmadan yenilmiş sayılmıyordu.Ben olsam yere yatıp ölmüş gibi yapardım çünkü az sonra gerçekten ölecekti.Kollarında Dasy'nin tırnaklarının oluşturduğu çizikler ve bacaklarında da darbelerden oluşan morluklar daha şimdiden belliydi.Çok geçmeden yere serilmişti.Dehşetle gözlerimi açmış izliyordum.Sıranın bana gelmesini bekliyordum.Ama gelmedi.Herkes bitmişti ama bana gelmemişti.

SEÇİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin