-Mükemmel-

393 57 1
                                    

Eve dönmesiyle annesinin hiçbir şey söylememesine şaşırmamıştı.Uzun süre ormanda değilde koşarak oyalandığını sanıyordu ve bu sanırım hoşunada gitmişti.Bu düşüncelerden sıyrılıp okula gitmesi için hazırlanması gerekiyordu ve sanırım on dakikası vardı.Bir bakalım yapacak işleri nelerdi.Duş alıcak,saçlarını kurutacak,üzerini giyinecek ve biyoloji ödevini yazacaktı.Harika.10 dakika yeterde artardı.(!) Tabikide güzel görünmek ağır bastı ve ödevi boşverdi.Saçlarına tek seferde boşalttığı kavunlu şampuanı ile iki dakika içinde yıkamıstı işte.Kurutmaya baya zaman harcaması gerekliydi ya da dışarıya çıkınca kururdu heralde.Üstüne siyah bir elbise altınada botlarını giymisti bile.Makyaja pek ihtiyacı olmazdı.Aslında normal kızların yaptığı çoğu şeyi yapmazdı.

Bu onu diğerlerinden sanırım biraz farklı kılıyordu.Merdivenlerden hızlıca inerken annesinin arabasının anahtarlarını masada gördü.Aslında koşmak iyi bir antrenman olurdu ama bu botlar ve bu elbiseye pek gitmezdi.Bu yüzden birkaç saatligine anahtarlar onda durabilirdi annesinin farketmeyeceğine iddiaya bile girebilirdi.O sırada radyonun açık olduğunu farketti kapatmak üzere parmaklarini düğmenin üzerine yerlestirmisti ki haber dikkatini çekti."Bu sabah eyaletin en büyük ormanı Tueland'da saat 9.30 da gerceklesen cinayet tuyler urpertti.Katilin ormana giren insanlara önce taciz ettiği daha sonra öldürdüğü belirlendi"Haberin sesiyle kendinden geçmisti.Bir hışım evden çıktı.Arabanın direksiyonuna ince uzun siyah ojeli beyaz parmaklarını yerlestirdiginde dudaginin kenarini dislerinin arasina alarak düşünen pozisyona gelmisti bile.Bu kesinlikle ona cekici bir görüntü katıyordu.Sabah saatine baktığında saat 09.25 ti sadece 5 dakika.Eğer o ensesinde hissettiği nefes ardından gelen ürperti olmasa hala orada papatya topluyor hatta sonunda ölmüş olacaktı.Bu nasıl bir ölümden dönüştü.Nasıl bir kurtuluş.Aklı almıyordu ama genede Tanrı'ya olan sükür dilekleri kalbinin her katmanından taşıyordu.Arabayı okulun girişinden az ötedeki garaja park etmesiyle derse gene geç kaldığını anlaması Bayan Meddeen'in -Danien yine mi ? demesiyle fazlasıyla belliydi.Ah bu kadını seviyordu ama fazla disiplinliydi.Derse girdiginde yerine gecmek icin en arka sıraya yöneldi.Tek başına oturuyordu o sırada fakat bu sefer bir yabancı kafası duvara dönük uyuyordu,ne işi vardı onun sırasında.Tam hesap soracaktı ki kapı tekrar açıldı Lawrens ıçeri girdi.Sapsarı saçları her zamanki gibi dağınık ve masmavi gözleri deliciydi.Kasları ceketinin düğmelerini zorluyordu.Üzerinde siyah bir ceket koyu gri bir pantolon vardı ve harika siyah metal saati.Tarzı herkesi büyülüyordu ve tabiki Danien'ıda.Kimi kandırıyordu ondan 12 yaşından beri hoşlanıyordu.O hoşlandığının farkında olsada Lawrens onun farkında değildi.Bunu düşünerek canının acımasına engel olamadı.Nihayet dikkatini Lawrens'tan başka bir yere yanındaki çocuğa çevirmişti.

-Heyyy ?? Cevap alamayınca bir an sinirlendiğini hissetti.

-Bana bak burası sadece bana ait sana kim, sözleri yarıda kalmıştı çünkü hayatında görebileceği en mükemmel yaratık ona bakıyordu.Siyah ve kahve karışımı saçlar ve ela kahve karışımı gözler,kusursuz bir burun,bembeyaz bir yüz.Tanrım buda neydi böyle?Ama gene de onun sırasındaydı ve izin almamıştı.

-Burası benim yerim

-Eee?

Umursamaz hareketleri yuz hatlarına çok yakıssa da Danien'ı sinirlenmisti.

-Ne ee? Yani kalk Yani git, anladıysan tabi, hem sende kimsin??

-Parf ben,yeniyim başka yer yok, anladıysan tabi!

Ne sinir ve ukala birşeydi bu.

-Simdi uyuma fiilini gerçeklestirmek üzere yatıyorum bayan kafa şişirecek başka sorununuz yoksa?

-En kısa zamanda kendine yeni bir yatak al ve yanımdan kalk.Bana bak uyuma duyuyormusun beni?

-Hıhı...

Öylece sırtına bakakalmıştı.Önüne döndü sinirle.Dersin bitmesiyle onu kaldırıp kaldirmamak arasında kararsız kalmisti Danien.Öylece dürtsemmi diye sırtına bakıyordu.Ve birsey dikkatini çekti.Çocuk nefes almıyormuydu ne.Tam sırtına dokunup kontrol edicektiki aniden bileğinin kavranmasıyla göz bebekleri büyümüştü.

-Napıyorsun sen?

-Şey...Ben...Kötü bir niyetim yoktu gerçekten ,sadece...

-Bir cümleyi bu kadar uzattığın için sana para falanmı ödüyorlar küçük hanım?Her neyse unut gitsin.

Bu da neydi böyle başındaki dertler yetmiyormuş gibi bir baş belası masa arkadaşı eksikti.Okulu sevmemesine bir neden daha ekledi.Saçma insanlar oluşu, dedi içinden.Dersin bitmesiyle masanın arkasına yanından atlayarak gecen ismini unuttugu o cocugu tek seferde süzdü.Mükemmel fizik,Siyah dar bir kot,V yaka bir kazak ve muhteşem bir deri ceket.Bu ne güzellikti böyle.Lawrens'ten sonra ilk begendiği erkekti diyebilirdi.Kitaplarını aldı ve kurtulmak istercesine çıkış kapısına yönelmisti.Önden masa arkadaşı olan çocuk gidiyordu.Adını unutmustu bile.Neyse ona masa arkadasim olan cocuk diyecekti.Öylesi daha kolaydı.

Kitaplarını dolaba koymayı seviyordu aslında ama bazen.Taşımak istemeyince ve cok sevdigi bir kitap olmadıkça.Elindekilere baktı ve gercekten tasiyacak hali yoktu.Dolaplara yoneldi.Ve iste yine aynı nefes.Anahtarı dolabin deligine soktu.Ve gene aynı nefes.Bacaklarına doğru yayılan bir ürperti ve iste gene vazgecmisti.Koymayacaktı kitaplarını.Dolaplardan bir metre uzaklasmadan bir patlama sesi duydu.İnsanların kossusturmalari arasinda dikkatlice izledi.Koridorun öteki tarafı neredeyse bosalmıştı.Gözlerini tam olarak açmasıyla dolapların hemen altındaki bir elektrik patlaması oldugunu farketti.Dumanlar neredeyse tamamen kalkmıştı ve son nefes,iste gene 3 soluk.Neydi bu.Deliriyordu sanırım.Kafasını koridora uzatmasıyla bir siluet gördü.Uzun boylu ve kaslı.Ve görüntü kayboldu.Genemi ucuz atlatmisti.Sanırım haftasonu kiliseye ugraması gerekicekti.Arabaya ulastığında bir not gözüne ilisti "saat 24.00 Tueland'da ol" bedenini bir korku sarmıştı.Dizleri onu taşıyamıyormuşçasına.Sessizce arabasına bindi ve evin önüne gelene kadar sanki hiç nefes almamıştı...

SEÇİLMİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin