"Canını yaktım mı?" Diye sordu usulca. Bir süre duraksayıp ardından başımı sessizce iki yana sallayarak yanağımı yastığa yaslamıştım. Saçlarım yüzümü örtüyordu şanslıydım ki. "Sen de benim canımı yakmadın. Seni kıracak bir şey söyledim mi?" Diye devam etti. Yeniden başımı iki yana salladım.
"Sen de söylemedin, o halde..."Diyerek gizlediğim yüzüme yaklaşmış, saçları kıpkırmızı yüzümden geriye çekerek ortaya çıkartmıştı. "Utanmandaki mana nedir?" Dudaklarını o bilindik nefis gülüşü ele geçirdi. "Hem..." Dedi sırtını yatak başlığına yaslayarak. "Sevgili değil miyiz biz?"
"Öyle miyiz?" Diyerek doğrularak gömüldüğüm yastıktan ayrıldığımda, ani tepkim karşısında kıkırdamış, yüzüme dökülen saçlarımı geriye iterek yüzümü daha çok ortaya çıkartmıştı.
"Evet," Dedi alçak bir tonda gözlerimin içine bakarak. "Evet, öyleyiz." Dedi ve iri gözleri sıcacık bir ifadeyle kısılıp dudaklarımın üstüne bir taş çatlasa, on saniye süren bir öpücük kondurup geri çekildi.
1k olmuşuz... hala şaşkınım sadece birkaç günde bu kadar büyüdüğümüze ama bir yandan da mutluyum çünkü servant'ı ve raven'ı özleyen tek kişi ben değilim... elimdeki şeyleri paylaşmaya devam edeceğim fakat bir yandan da korkuyorum telif sorunu yaşar mıyım diye. ama en azından böyle kısa şeylerle kendimizi avutmaya hakkımız olduğu için sorun yaratacağını düşünmüyorum, sanırım?..
ve ben birşey yaptım... galiba aynı şeyi burning desire için de yapacağım... fakat ben daha çok servant aşığı bir insan olduğum için bd ss'lerim çok sınırlı. telif yememek umuduyla paylaşıyorum. profilimde bulabilirsiniz<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Servant | Taekook
Fanfictionkısa alıntılar kitabın bütün hakları @/poeticadreary'e aittir.