Bölüm 14/ Bihter

30 9 9
                                    

@Lythari nin kaleminden

Seçilmişler…

Yeminlerini ederken sesleri nasıl da coşkuyla yükselmişti. Bir avuç deneyimsiz çocuk…

Myrkur’un orduları gözlerinin önünden gitmiyor, karanlığı Cras’ın ruhunda çörekleniyordu. Eğer ordular toplayıp, güçlerine hükmetmeyi öğrenseler bile kendilerini bekleyen kötülükle mücadelelerinde kâfi gelmeyebilirdi. Kabul görmediği bir dünyayı kurtarmak, kendisine yaşam hakkı tanımayanların hayatlarını savunmak için seçilmek ne büyük bir çelişkiydi.

Kalbinin yükü artarken adımları onu tapınağın koridorlarında başıboş bir gezintiye çıkartmıştı. Merdivenlerin önünden geçtiği sırada eğer bir adım daha atmış olsa koşarcasına aşağıya inen Siliren’le birbirlerine çarpmış olacaklardı. Ancak genç kız, sahip olduğu elf kanının verdiği denge yetisiyle kayan bir yıldız gibi önünden geçip gitti. Cras kısa bir an onun karma karışık olmuş ifadesini, kızarmış yanaklarını ve akıtmadığı gözyaşlarıyla ışıl ışıl parlayan badem biçimli gözlerini fark ettiyse de durdurmaya yeltenmedi. Zira ona ne söyleyebileceği hakkında en ufak fikri yoktu. Tek başına büyümüş, sevgi görmemişti. Yalnızlığını savaş sanatlarına olan tutkusuyla doldurmuş, kendisinden korktuğu kadar nefret eden diğerleriyle, ikiz kardeşiyle bile eğitim alanında yüzleşmişti. Bakışları kılıç kullanmaktan nasır tutmuş ellerine düştüğünde kaşlarını çattı. Tapınakta geçirdiği yıllar bile onları yumuşatmaya yetmemişti.

Ansızın ellerinin üzerine kapanan ince uzun ve narin parmakların sahibine bakmasına gerek yoktu. Yine de başını kaldırıp sırf o dingin derinlikleri görebilmek için Ustasının gözlerine baktı.

“Düşüncelisin…”

Aire’nin sessiz suali genç adamın zihninde yankılandığında başını salladı. “Gördüklerimden sonra nasıl olabilirim ki?”
Cras’ın koluna giren Ustası adımlarını bahçeye doğru yönlendirirken düşünceleri bir kez daha adama ulaştı. “Arkadaşlarına güvenmelisin. Bu savaşta tek başına olmayacaksın.”

Kalinin ışığıyla yıkanan uzun çimenlerin üzerinde ansızın durup Ustasına dönen Cras kaşlarını çattı. “Onlar başlarına geleceklerden habersiz bir avuç çocuk!” Sinir ve çaresizlikle elini saçlarının içinden geçirdi. Kelimeler dudaklarını terk ederken pişman olmuştu bile.

Ustasına kızmaya hakkı yoktu.
Arkadaşların kısacık yaşamlarında aldıkları her nefes için en az senin kadar belki de senden fazla mücadele etmiş ruhların sahibi. Onlara bir şans vermelisin.” Elini usulca genç adamın göğüs kafesi üzerine koyan Aire anlayışla gülümsedi. “Kendine güven…”

Kali'nin GölgesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin