Bölüm 63/Saniye

5 2 1
                                    

Su halkının yaralar konusunda deneyimli olmamaları Drita’yı zorlayacak gibiydi ancak bu on kişinin suyu kullanmak konusundaki doğal yeteneği kesinlikle büyük bir artıydı. Onlara Lumi ile birlikte eğitim verirken bir yandan Lumi’ye de gücünü kullanması konusunda rehberlik ediyordu. Bir ara dağdaki oyukların içinde Usta Tai’yi oldukça düşünceli bir şekilde yürürken görmüş ancak eğitmesi gereken on yeni şifacısının yanından ayrılmak istememişti. Kimerian kızdan bir haber mi almışlardı?

Bir ara ona dinlenmesini söyleyen Lumi’yi sinirlendirmemek için mağara duvarına sırtını dayayıp oturmuş ancak yorgunlukla oturduğu yerde uyuyakalmıştı. Gün ışırken Euri tarafından uyandırılmasa biraz daha uyuyacaktı muhtemelen zira vücudunun buna fazlasıyla ihtiyacı varmış gibiydi. Ancak Usta Tai seçilmişleri tapınağa çağırıyordu. Üstelik Euri’nin söylediğine göre eksik olan sadece kendisiydi. Tutulan vücudunu gerinerek açmaya çalışırken mırıldanarak sordu.

“Kreu’da orada mı Euri?”

“Evet Hanımım, asileri eğitirken çağırdı Usta Tai.” 

Euri’nin sesindeki gülümsemeye kaşlarını kaldırarak baktı Drita. Euri onun gözlerindeki soruya omuzlarını silkerek cevap verdi.

“Hanımım kardeşiniz asileri öldürmek ister gibi çalıştırıyordu o gidince hepsi yere serildi.”

Hafifçe kıkırdayan kıza ters ters baktı. Ayağa kalkarken gerçekten Euri’nin ima ettiği kadar kötü olamayacaklarını düşündü. Bu adamlar Myrkur’a teslim olmamıştı. Belki burada biraz rehavete kapılmış olabilirlerdi ama dirayetli olduklarına inanıyordu Drita. 

“Sen onların başında dur Euri, çalışmayı aksatmasınlar, durup dinlenecek zamanlarda değiliz.”

Genç kız şaşkınlıkla Drita’ya baktı, Kali’nin Seçilmişine yaptıklarından sonra, Myrkur’un melun fısıltılarına kapıldığı ortaya çıktıktan sonra ona hala güveniyor muydu Drita? 

“Hanımım ben…” diye geveleyecek oldu ama Drita’nın ona dönen bakışlarında en ufak bir şüphe yoktu. “Hemen gidiyorum,” deyip koşar adım uzaklaştı.

Drita’nın yanağında oynaşan gülümseme kısa sürdü tekrar gerinip yeni şifacılarına yaralanmalarda işlerine yarayacak merhemlerden bolca hazırlamalarını söyleyip koşar adımlarla tapınağa yollandı. Tapınağın kimsesiz kalan ince patikalarını huzursuzlukla geçip her zaman ihtiyaç sahipleri için açık tutulan büyük kapısından içeri girdi. Boş meydanın ortasında nereye gideceğini bilemez bir halde durdu. Etraftaki kuşların zihinlerine şöyle bir bakınıp Usta Tai ve diğerlerinin yemekhanede olduklarını gördü. 

Ustasının hizmet yerine gidiyordu yine ama orada Drita için az pişmiş et veya çok sevdiği çorbalarından artık yoktu. Ağırlaşan ayaklarını o yöne ilerletmek sürekli böyle zor mu gelecekti? Yaklaştıkça artan seslerden içeride hararetli bir tartışmanın olduğu anlaşılıyordu. Yemekhaneye girmeden etrafı zihniyle tarayıp herhangi bir Lakei olmadığından emin olduktan sonra içeri girdi. 

 Kreu, Su Halkının lideri Kastor uzun masanın ona bakan tarafında oturuyorlardı. Masanın başında Usta Tai otururken diğer tarafta ayakta dikilen Milost ve Gabriel’i gördü. Arkası ona dönük olan Cras öylesine bir tabureye oturmuş sırtını başka bir masaya vermişti. Hemen yanında ise iki gün evvel gelen sarışın kadın vardı. O geceden beri köşe bucak kaçmıştı ama nihayet Cras'ı görecek olmak Drita’yı sarıp sarmalıyor, hissettiği özlem yüreğini sıkıyordu. Derin bir nefes aldı onu durdurmayacaktı.

 Drita’yı ilk görenler Kreu ve Kastor olmuştu. Kastor ayağa kalkıp onu selamladığında Drita’da içtenlikle onu selamladı. Bu selamlaşma üzerine odadaki herkesin bakışları ona dönmüş ve hararetli tartışma kesilmişti.

Kali'nin GölgesindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin