"Hayır oraya değil!" Minho çocuğun bileğinden tutup onu maketten uzaklaştırırken Jisung kahkaha attı. "Sakin ol koymadım."
"Koysan seni döverdim."
"Muslukları nasıl yapacağız ya? Niye böyle bir şey seçtik? Keşke şelale yapsaydık. Yel değirmeni basit makine olurdu, küçük bir çardağa elektrik devresi kurardık şelale de sıvı basıncı olurdu." Jisung elindeki yapıştırıcılı parçanın yapıştırıcısını temizlemiş, kenara bırakmıştı. İkisinin de üstü başı yapıştırıcı ve çeşitli aletlerin küçük parçalarıyla doluydu.
"Dün gece tavuk gibi uyuyacağına bu fikri önerseydin bu fikri yapardık. Çok geç kaldık. Sus şimdi." Minho büyük bir ciddiyetle sıvı basıncı sistemiyle uğraşmak için youtube videolarına bakarken gözü saate takılmıştı.
"Siktir."
"Ne oldu?" Jisung ona dönerken Minho saate tekrar baktı.
"Saat kaç Jisung?"
"Ananı, 11 olmuş." Jisung yerinde dikleşip belini ve omuzlarını kütletirken Minho derin bir nefes aldı. "Son otobüsü yarım saat önce kaçırdım."
"Bir şey diyeceğim." Minho başını telefondan kaldırmadan gözlerini Jisung'a dikti. "De."
"Yarın yine geleceksin, gitmesen de olur."
"Çok mantıklı bir bakış açısı ama baban ve annen ne diyecek?"
"Otobüsü kaçırdın, yeterli sebebimiz var." Jisung yerden kalkıp üzerini silkelerken Minho başını kaldırıp ona baktı.
"Taksiyle giderim."
"Neden Yuki'ye bir şey alabileceğin parayı boşuna taksiye veresin ki? Kal işte. Kalmak istiyorsan anneme haber vereceğim yatak hazırlasın diye." Jisung ellerini beline yerleştirirken Minho yanaklarına hava doldurdu. Mantıklı şeyler söylüyordu Jisung. "Çabuk karar ver."
"Tamam, kalayım." Jisung başıyla onaylamış, kapıyı açıp annesine seslenmişti.
"Efendim bebeğim?"
"Gelsene iki dakika!" Kadın eşinin kolları arasından çıkıp odaya gelmiş, kapının arasından eğilmişti. "Hm?"
"Minho burada kalsa sorun olur mu?"
''Niye olsun canım, kalsın. Bu saat olmuş zaten kalacağını düşünüyorduk biz. Gitmeye kalksa baban göndermezdi." Jisung gülümseyerek Minho'ya döndü.
"Gördün mü? Mızmızlan sen hala. Anne şu katlanan yatak var ya, onu buraya getirsene yastık ve nevresimle. Ben burayı toplayıp açarım yatağı." Kadın başıyla onaylayıp oğlunun istediğini almaya giderken Jisung kapıyı kapatıp dolabına yöneldi.
"Pijama takımlarından mı eşofman tişört mü?"
"Merakımdan görmek istiyorum sadece, nasıl takımların var?" Jisung askılıktaki takımları tek tek aldı.
Sarı civcivli, mavi balıklı, yeşil ağaçlı...
"Şu şeyler var ya, babyboy mu? Onlar gibisin."
"Biliyorum, çok eğlenceli pijamalarım var bence. Çok rahatlar, ister misin?" Jisung elindeki çeşit çeşit pijamaları sallarken Minho yüzünü buruşturdu.
"Çocuk muyum ben?"
"Umarım oğlunu yanına aldığında sana aynı pijama takımını giymeniz için yalvarır ve sen de üzerinde emzik desenleri olan bir pijama giymek zorunda kalırsın. Amin." Jisung pijamalarını özenle yerine yerleştirip sabah çıkardığı eşofman ve çekmecesinde duran siyah tişörtlerden birini alırken Minho gülerek konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silent° [ MinSung ]
FanfictionYaklaşık yirmi dakikanın ardından okulun önündeki durakta inmiş, büyük binaya girmeden önce kısa bir bakış atıp derin nefes almıştı. "Pekala, işte başlıyoruz." Jisung gülümseyerek etrafa bakınıp okulun bahçesine ilk adımını atmış, ardından hızlı adı...