Simple Machine ¹³

6.7K 848 636
                                    

Minho uyandığında Jisung'ın annesinin kalktığını duysa da yerinden kalkmamıştı. Jisung'la beraber odadan çıkmayı planlıyordu.

Yan dönüp, gözlerini ovuşturmuş ve yastığın altına bıraktığı telefonu eline alarak saçlarını düzeltmişti. İyi göründüğüne karar verip başını yastığa tekrar bırakıp telefonu kenara bırakırken Jisung'i izlemeye başlamıştı.

Saçları geriye yatmış, alnı açılmıştı. Dudakları aralıkken ön dişleri görünüyordu ve ağzından nefes alıp veriyordu.

Minho gülümseyerek yatağın ucuna yaklaşmış, uyuyan çocuğa dokunmak için uzanmıştı ki kapı tıklatılınca elini çekip yataktan doğruldu.

"Girebilirsiniz."

"Uyanmışsın, bak, hala uyuyor." Kadın gülerek yere oturmuş, oğlunu boynunu, yanaklarını öpe öpe rahatsız etmiş ve arkasına döndüğünde gıdıklamıştı. "Jisung, kalksana oğlum. Arkadaşın uyanmış."

"Beş dakika..." Jisung yan dönüp yüzünü yastığına bastırırken Minho gülerek eğilip eliyle ağzını kapatmış, Jisung burnundan nefes almak zorunda kaldığı için gözlerini açmıştı.

"Günaydın, uykucu."

"Sensin uykucu. Günaydın." Jisung gözlerini ona dikip kötü kötü bakmayı kesip yatağında gerindikten sonra sırt üstü dümdüz yatmaya başladı.

"Anne! Kahvaltı hazır mı?"

"Sen yataktan çıkana kadar üç kere hazırlarım!" Jisung annesinin cevabına gülerek yorganı tekrar üzerine çekti.

"Hamarat kadın. Ne zaman uyandın?" Jisung yatakta oturmaya devam eden Minho'ya dönüp gözlerini ovuşturdu.

"Yirmi dakika falan oldu." Jisung Minho'yu onaylayıp yataktan kalkarken Minho da kalkmıştı.

"Bu akşam da kalır mısın?"

"Hayır, saat kaç olursa olsun gideceğim okul var yarın." Jisung başıyla onaylarken yatağındaki örtüleri çıkarıp kendininkileri sererken Minho odadan çıkmış elini yüzünü yıkamıştı.

Odaya geri döndüğünde Jisung ortalıkta yoktu ama oda toplanmıştı.

Telefonunu boştaki şarja bırakıp saati kontrol ettikten sonra mutfağa ilerledi. "Günaydın, yardım edilecek bir şey var mı?"

"Yok tatlım, otur sen. Han!"

"Ben mi babam mı?" Jisung mutfağa girerken Minho gülmüştü. "İkiniz de. Git babanı kaldır otuz saniyede buraya gelmezse tek lokma yiyemez."

Jisung gülerek mutfaktan çıkmış, annelerinin yatak odasına girmiş ve kendini yatağa, babasının üzerine atıp tepinmişti.

"Velet." Adam gözlerini açmadan oğlunu yakaladığında Jisung güldü. "Annem otuz saniyen olduğunu eğer otuz saniyede gelmezsen sana yemek vermeyeceğini söyledi baba. Ya! Bırak beni! Anne! Babam beni ısırıyor!"

"Yemek yoksa sen varsın." Adam oğlunun yanağını sıkıştırırken omzunu ısırmayı bırakmış, onu annesinin tarafına bırakarak yataktan kalkmıştı.

"Oğlunu bırakıp gelmen için süren çok az Han!" Jisung, babası odadan çıkarken odanın kapısını kapatarak çıkmış, üstünü düzeltip mutfağa geçmişti. Annesi ve Minho Yuki hakkında konuşuyordu. Jisung mutfağa girdiğinde sustukları için Jisung konuyu kaçırarak masaya oturmuştu. Babası mutfağa girerken herkes ona dönmüştü.

"Hayatım soyadımla derdin ne tam olarak? Günaydın oğlum." Adam, Minho'nun omzuna hafifçe patpatlayarak yerine otururken kadın ona bakmıştı.

Silent°  [ MinSung ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin