Sleeping Beauty ¹⁹

6.7K 745 443
                                    

"Bugün neden okul yok?!" Jisung, öğlene doğru uyandığında yatağından kalkıp günü kontrol etmiş ve kendini yatağa bırakırken bağırmıştı.

Mutfaktan annesinin kahkahasını duyunca yatakta tepindi.

Minho'yla randevularının üzerinden tam iki gün geçmişti ve bugün cumartesiydi. Haliyle onu göremeyeceği için sinirliydi.

Yatağından kalkıp ayaklarını sürüye sürüye sabah rutinini yapıp mutfağa girerek sandalyeye oturdu, neyse ki babası işteydi de annesine nazlanabilirdi.

"Anne oğlun aşık oldu."

"Bilmediğim bir şey söyle bebek." kadın oğlunun önüne yumurtalı ekmekleri bıraktığında Jisung dudak büzdü. "Minho'yu görmek istiyorum."

"Bunu da biliyorum, başka?"

"Seni çok seviyorum."

"Jisung, aşktan beynin uyuştu herhalde. Yemeğini ye hadi." Jisung omuzlarını düşürüp dizlerini kendine çekerken annesine baktı. "Hiçbir şeye kızmıyorsun."

"Teknikleri biliyorum, kötü bir şey yapmana izin vermem."

"Bik bik bik. Biliyor musun Minho'yla öpüştük?"

"Beşinci defa söylüyorsun." Kadın kahvesinden bir yudum alırken Jisung ona göz devirip parlayan gözleriyle o anı tekrar hatırladı. "Klişe yaşamak istemedi ama Tanrı benim tarafımdaydı, hehe."

"Jisung, git odanda aşık ol."

"Hani kızmıyordun?"

"Bebeğim, üç gündür aynı şeyleri söylemekten sıkılmadın mı?"

"Hayır. Sen artık beni sevmiyorsun gidiyorum ben ya." Ağzına bir şeyler atıp oturmaya devam ederken annesi gülerek kahvaltısına devam etmişti.

Kahvaltıları henüz bitmemişken çalan kapıyla kaşlarını çattılar.

"Birini mi bekliyordun?"

"Evet annecim. Sen bakar mısın, sabahlıkla çıkmayayım şimdi?" Jisung başıyla onaylayarak ağzına ekmek atıp kapıya ilerlemiş, kim o deme gereği duymadan açmıştı.

"Min-ho?" Jisung kapının arkasına saklanarak sırtını yaslarken Minho kahkaha atıp kapıya yaslandı.

"Jisung, ne yapıyorsun?"

"Öyle çat diye gelinir mi ya? Çok çirkinim şu an, ne işin var burada?" Jisung, eline telefonunu almış son mesaj ve aramaları gözden geçirmişti. Minho'nun geleceğini bilmediğine emindi.

"Küçük sincap, hazırlan gel aşağıya. Yuki'yi ziyarete gideceğiz."

"Ya bundan niye haberim yok benim? Minho duş bile almadım pis ve çirkinim haber verseydin erken uyanırdım." Jisung sızlanarak kapının arasından gence baktı. Minho, siyah bir ceket, beyaz tişört ve siyah pantolon giymiş oldukça şık ve yakışıklı görünüyordu. Günlük ve resmi arasında bir kıyafetti, hoşuna gitmişti Jisung'ın.

"Beklerim seni, ayrıca annen sana ileteceğini söyledi. Dün sen tavuk gibi uyuyunca onunla konuştuk." Jisung hırlayarak, gerçekten hırlamıştı, mutfağa doğru baktı.

"Anne!"

"İçeri alsana çocuğu Jisung!" Jisung dudak büzerek kapıyı tamamen açtı, vestiyerle kapının arasındaydı.

"Bana bakma, bakmadan geç. Gözlerini oyarım bakarsan."

"Güzelsindir."

"Değilim, git mutfağa annemle çay iç." Jisung, Minho'nun arkasından koşarak banyoya gitmiş, suyu açıp duşa girmişti.

Silent°  [ MinSung ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin