Jisung, bir anda kesilen şarkıyla kaşlarını çatıp telefonunu eline alarak bluetooth ayarlarına girmiş, bir sorun olmadığını görünce şarkıyı tekrardan başlatmıştı. Şarkı çalıyor görünmesine rağmen kulaklığından hiçbir ses gelmezken oflayarak şarkıyı durdurup, bluetooth'u kapatarak kulaklığını kabına yerleştirip camdan dışarıyı izlemeye devam etti.
Bir hafta önce, çok küçükken terk ettiği şehre geri dönmüşlerdi. En son beş yaşında gördüğü bu şehrin fazlaca değişmesini hala sindiremezken bir haftadır durmadan gezmiş, yeni okuluna alıştığında bir aptal gibi görünmemek için şehir ve buranın trendleri hakkında bilgiler edinmiş, 'mutlaka gezilmesi gereken yerler' listesinin bir kısmını ziyaret edip önemli şeyleri aklına kazımıştı. Seul'un yerlisi olmadığı fark edilecek olsa bile kültürsüz görünmek istemediğinden bu zahmete girmişti zaten.
Çalan telefonunu açıp gülümseyerek kulağına götürdüğünde annesinin tatlı sesi ve bozulmuş Korecesi ona tüm yorgunluğunu unutturmuştu.
"Bebeğim, ne yapıyorsun?"
"90 numaralı otobüsteyim. Eve geliyorum." Gülümseyerek dışarıyı izlemeye devam ederken kadının anladığına dair bir ses çıkarmasıyla dudağını ıslattı. "Söyle hadi anne."
"Bu akşam yemeğini beraber yemek istiyordun ama, baban gençliğimizi tekrarlayalım istediği için dışarı çıkalım istiyor." Jisung gülüşünü bastırıp konuşmuştu.
"Anne, 18 yaşında bir birey olarak akşam evde yalnız başıma kalıp kendimi doyurabilirim. Güzelce hazırlan ve babamla dışarı çık." Kadının derin bir nefes vermesiyle kıkırdayarak ayağa kalktı, bir sonraki durakta inmesi gerekiyordu.
"Oh, güzel. Öyleyse saksıya bıraktığım anahtarla eve girersin."
"Çoktan çıkmış mıydınız?"
"Yani, sayılır. Görüşürüz bebeğim!" Jisung, yüzüne kapanan telefona şaşkınlıkla bakmış ardından gülerek telefonunu cebine bırakmıştı.
Otobüs durakta durup, kapılarını açtığında Jisung araçtan inmiş ve üzerindeki sarı sweatinin şapkasını başına geçirerek cebinden airpodsunu çıkarmıştı.
"Bu kez çalış, lütfen." Tekrar bluetooth'unu açıp kulaklığını taktığında çalan şarkıyla kaşlarını çatmıştı. Uygulamaya girmeden şarkı çalması etrafına bakmasına sebep olurken yanından geçerken elinde tuttuğu airpodsu inceleyen gençle göz göze gelmişlerdi.
Jisung hafifçe eğilip kulaklıklarını kabına yerleştirip, hızlı adımlarla evine ilerlemiş, iyice kararan havayla doğru binayı seçmekte zorlansa da tanıdık kapı işlemelerini görünce derin bir nefes alıp apartmana girmişti.
Üç kat merdiven çıktıktan sonra kapılarının önündeki süs saksıdan anahtarı alıp içeri girmiş, ellerini yıkayarak mutfağa geçmişti.
Herhangi bir yiyecek olmadığından hazır makarnalardan birini ocağa koymuş ve telefonunu eline alıp okulun dedikodu sayfasına girmişti.
Daha şimdiden az çok insanları tanımaya başlamıştı ve hakkında en çok yorum yapılan Hwang Hyunjin'i kendisine arkadaş seçme kararı almıştı.
Hyunjin hakkında bugün atılan bir posta tıklayıp altındaki yorumları okumaya başladı.
Aeri00: Bugün Minho'yla kavga ettiklerini gördüm. Felaket benzetmiş Minho onu.
Kimsunny: Kavga sebepleri Jeongin'miş. Şu küçük tilki her taşın altından çıkıyor.
Swagus: Minho mu? Peh! O sessiz çocuk Hyunjin'le mi uğraşır? Hem de Jeongin sebebiyle? Uydurmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silent° [ MinSung ]
FanficYaklaşık yirmi dakikanın ardından okulun önündeki durakta inmiş, büyük binaya girmeden önce kısa bir bakış atıp derin nefes almıştı. "Pekala, işte başlıyoruz." Jisung gülümseyerek etrafa bakınıp okulun bahçesine ilk adımını atmış, ardından hızlı adı...