Selamlar :) yine güzel bir bölümle karşınızdayım... Yani bugün bir kişi daha kadroya girdi ve o kişi Demir :') Yavaş yavaş karakterleri tanıyacağız şuanlık fazla aceleye gerek yok bence.... Daha fazla tutmadan bölüme geçelim. İyi okumalar :)
Gözyaşlarımız Beraber
2. Bölüm---
Gözyaşlarımız Beraber
2. BÖLÜM: Bütün Dünya Susuyor.
"Bütün dünya sustu ve biz soyutlaştık"Hala Ege'ye sarılıyordum ama telefonum susmuyordu.
"Açmayacak mısın?" dedi Ege
Açmalı mıyım bilmiyorum şuan konuşacak halim yok dedim Ege'nin sorusuna cevaben. Gerçekten şuan hiç bir şey yapmak istemiyordum. Belki hata yapıyordum, peşinden koşmam gerekirken ben hiç bir şey yapmamayı seçiyordum. Ama hataysa benim hatamdı veya sorunumdu. Buna kimsenin bir şey demeye hakkı yoktu.
Ege tekrardan söze girdi "Doğa hala telefonun çalıyor aç bence."
Ege'nin dediği gibi yaptım ve telefona baktım kim arıyor öğrenmek için. Arayan kişi Demir'di. Telefonu açtım...
"Demir ne oldu?" dedim şaşkınlıkla Demir hiç bu kadar uzun çaldırmazdı telefonumu.
"Doğa ben ne yapıcam nolur bana akıl ver?" dedi Demir telaşlı sesiyle.
Demir konu ne? Konuyu bilmeden sana akıl vermem saçma olur değil mi? Dedim...
Demir sustu. Başka hiç bir şey yapmadı. O sustu, ben sustum. Neden susuyorduk? Sustuğumuz yetmemiş gibi dahada çok susuyorduk. Sonra Bi anda telefon yüzüme kapandı.
"Ne oldu? Ne diyor Demir?" dedi Ege.
"Doğa ben ne yapıcam nolur bana akıl ver" dedi sonra sustu başka hiç bir şey demedi. Sonrada zaten suratıma kapattı telefonu.
İçimden düşünüyordum... Nolmuştu bu çocuğa? Her zaman mutluydu aslında. Kötü haber aldığında kendi içinde yaşardı birkaç güne kendi keyfine geri dönerdi. Ama bugün öyle değil. Büyük bir derdi varki beni aradı. Yada bir yanlış anlaşılma.
"Düşüncelere daldın gittin yine. Sıkma bu kadar canını. Yarın öğreniriz." dedi Ege.
"Tamam sıkmayacağım canımı ama sen çok yoruldun bugün eve git dinlen istersen. Bende biraz hava aldıktan sonra eve geçerim." dedim Ege'ye.
"Hayır Doğa şuan seni böyle bırakmayacağımı sende biliyorsun." dedi Ege.
Haklıydı aslında. Sağım solum belli olmuyordu. Ama iyi dostlar edinmişim en zor anımda yanımdalardı....
"Ege, teşekkür ederim" dedim.
"Ne için teşekkür ediyorsun Doğa?"
"Her anımda yanımda olduğun için. Dertlerimi içime attıyorum insanlara dert gibi görünmüyor. Ama sen anlıyorsun. Beni çok iyi tanıyorsun." Dedim.
"Seni tanıyorum Doğa. Tabi bunlar senin sayende bana seni tanımamda yardımcı oldun. En kötü anında yanında olmak veya farketmez hergününde yanında olmak benim için güzel bir şey." Dedi Ege.
Aslında sevinmiştim. Bu tür sözler duymaya ihtiyacım vardı. Biraz olsun rahatlamıştım. Babam iyileşicekti buna inanıyordum. Çünkü babam beni bırakmazdı, bırakamazdı.
Sonra söze girdim" Annem ve Su merak etmiştir. Arayalımmı?"
"İlk defa merak etmiyorlar." dedi Ege gülerek.
Haklıydı ilk defa merak edişleri değildi belki de alışmışlardır. Benim evden çıkıp dönmeyişime.
Sonra telefon çaldı arayan annemdi. Telefonu Ege'ye çevirdim ve ikimizde gülmeye başladık. Telefonu açtım anneme biraz geç geliceğimi söyledim. Annemde karşı çıkmadı.
"Annem karşı çıkmadı. Tamam dedi." dedim Ege'ye
"O zaman daha saat 20.00 nereye gidebiliriz?" diye bir soru attı ortaya Ege.
"Bilmem sen seç benim için farketmez. Heryer olabilir." dedim.
"Tamam o zaman gel seni çok güzel bir yere götürücem Doğa"
Hiç bir şey demeden Ege'yi takip etmeye başlamıştım. Bir anda bütün dertlerim bir balonmuş gibi patlayıverdi. Ve sanki hiç derdim yokmuş gibi rahatladım.
Ege'nin götürdüğü yere gelmiştik büyük ihtimalle. Deniz kenarıydı. Hiç insan yoktu. Sanki bu dünyada sadece biz varmışız gibi. Gün batımına yetişememiştik ama şuan bile ay çok güzeldi. Kafa dağıtmak için idealdi.
"Belki başka bir hayatta gözlerin gözlerime değerse?"
Ha? Dedim bir anlık şaşkınlıkla. "Belki başka bir hayatta" diyordu Ege'nin tok sesi. Sonra devam ediyordu "gözlerin gözlerime değerse."
"Pardon bir anda ağzımdan kaçtı."
"Sorun değil" dedim. Uzatmak istemiyordum belliki utanmıştı. Üzerinede gitmek istemiyordum. Elinde sonunda öğrenirdim.
1-2 saat deniz kenarında oturduk, sohbet ettik. Ve sonra Ege beni eve bıraktı. Evde biraz annemle sohbet ettikten sonra odama geçtim...
Çalışma masamda duran mumlardan birkaç tanesini yaktım ve uzandım.
-Yazarın Anlatımıyla-
Her yer sessiz, her yer bir kaç mumun aydınlattığı loş ışık kadar aydınlık.Kimisi için tertemiz heryer. Kimi ise belaya bulaşmış ve kipkirli.
Bazıları çare arar, bazıları ise yaratır.
Bazı yollar kaybedilmek için yürünür. Bazı yollar ise zevk için.
Kimisi bir kum tanesi kadar kalabalık. Kimisi yapayalnız.
Şuan bütün dünya susuyor ve biz soyutlaşıyoruz belkide.
Selamlar :) bölüm normal bitti yani heyecanlı bitmedi bence :) şimdii size birkaç sorum var...
Bu bölümde Demir neden öyle dedi sizce?
Ve kitabı sevdinizmi?
Soruları cevaplarsanız sevinirim hepinizi öpüyorum :') görüşürüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşlarımız Beraber
AcciónGözyaşlarımız Beraber Bu bir gözyaşı hikayesi, birlikte üzüldüğümüz ama en çok birlikte mutlu olduğumuz bir hikaye. Peki ya sen Gözyaşlarını tutmayı hiç denedin mi? Denemedin çünkü hep içinden akıtmak istedin. Ama ben tuttum. Zorluklara rağmen. Akı...