Kasım ayının başlarıydı. Arkadaşlarının yanından akşam saat beş gibi geldi. Daha eve girmeden içerideki kalabalığı duyabiliyordu. Yedek anahtarı ile kapıyı yavaşça açtı. Gamze zaten yorulmuştu ve arkadaşlarıyla yaptığı saatlerce muhabbetten sonra mahalledeki teyzelerin konuşmasına katlanmak istemiyordu. İçeri girdiği sırada koridorun karşısında ona dik dik bakan aysel hanımı gördü. Beyazları görünmesin diye her ay saçını düzenli sarıya boyayan ve dedikodudan başka hiçbir şey ile ilgisi olmayan bir kadındı.
"Gamze kızım!"
Gamze bir an için gözlerini kapattı. Çoktan görülmüştü ve içerideki teyzelerle yapması gereken gereksiz muhabbeti çoktan aklında canlandırmaya başlamıştı bile. "Aysel teyze hoşgeldin!" dedi yalan bir tebessüm ile. "Üstümü değiştirip geliyorum hemen!" Hızlıca odasına gitti. Kıyafetlerini değiştirdikten sonra odasından çıktı. Oturma odasına doğru giderken mutfakta annesini gördü. Eşini kaybetmesinin ardından tek başına büyütmüştü kızı Gamzeyi, evin tek gülüydü onun için, vazgeçilmez bir evlattı. Kızıyla her zaman gurur duydu, eşinin vefatından sonra kızının bir hemşire olup tıpkı babası gibi diğer insanların hayatlarını kurtaracağını bilmek onun için yeterliydi. Gamzeyi ne zaman görse tüm acılarını unuturdu, tıpkı o gün Gamzenin mutafağa girdiği anda unuttuğu gibi. Gamze mutfağa girdikten sonra direkt annesine sarıldı, sıkı sıkı sarılıp bir süre bırakmadı. Annesinin kokusunu içine çektikten sonra taze pişmiş yaprak sarmalarını ikişer üçer tane attı ağzına. "Kızım misafirler yesin önce!" sesinde her zaman bir mutluluk vardı. "Taze gördümmü kaçırmam, ilk ben yerim." Gamze birkaç tane yedikten sonra küçük tabaklara beşer tane yaprak sarması ve yanınada iki kaşık kısır koydu. Eline alabildiği kadar tabağı alarak içerideki misafirlere götürdü, ardından da annesi elinde çay tepsisi ile içeri girdi.
Her zaman olduğu gibi Aysel hanım lafa tuttu Gamze'yi. Sorularına "Nasılsın kızım?" ile başladı.
"İyiyim Aysel teyzecim sen nasılsın?"
"Hamdolsun, annen çağırdı bugün, arkadaşlarla haberleştik topluca geldik."
"İyi yapmışsınız."
Aralarındaki muhabbet devam ettikçe konularda derinleşmeye başlamıştı. Ve sonunda konu evlilikten işe geldi.
"Atanmayı mı bekliyorsun hala?"
"Evet Aysel teyze."
"Ee.. Nasıl oluyor peki bu işler? Böyle hemen mezun olunca giremiyor musun bir işe?"
"Yok. Bizim meslekte olmuyor, anca özel hastaneye falan gireceksen şart değil ama onuda ben istemiyorum. En yoğun vakalar genelde devlet hastanelerinde oluyor. O yüzden bekliyorum."
"Zor be Gamze. Bakmıyor musun iş falan. Bak annen yaşlı insan, yoruluyor artık."
"Bakıyorum bakmasınada bana göre bir iş bulamıyorum."
"Bakıcılık falan düşünmüyor musun?"
"Aslında olur ama onun için çok gencim daha."
"Vallahi bu devirde kimse hemşirelikten mezun bir bakıcıyı kaçırmaz ben sana söyleyeyim."
Gamzenin yüzü yavaş yavaş buruşmaya başladı. Aysel hanımın konuşmaları ona hiç hitap etmiyordu. Annesi durumu anladığında hemen araya başka bir muhabbet sıkıştırmaya çalıştı. Fakat Aysel hanımın iş muhabbetini açmasının ardında başka bir sebep vardı. Yakın zamanda kendisinin başvurup giremediği bir bakıcılık işi vardı. İşveren bakıcılığı yapılacak kadın için kalifiye eleman talep ediyordu ve maaşıda dolgundu.
"Geçen hafta gazetede bir ilan gördüm."
"Gazete mi okuyorsun hala?"
"Telefondan beceremiyorum bir türlü ne yapayım ayol!"
"Ne ilanı gördün?"
"Bakıcılık ilanı gördüm bir tane. Yaşlı bir kadın için bakıcı arıyorlarmış bende aradım hemen ama biz sizi ararız dediler."
"Anladım, sen o yüzden bana bakıcı falan diyorsun."
"Öyle deme kızım maaşı çok iyi, hem kadın yaşlıdır, seninde elin alışkın yaşlı insanlara, yemek yapmayacaksın birşey yapmayacaksın, birtek ilaçlarını verirsin o kadar!"
"Nerden biliyorsunki yemek yaptırmayacaklarını."
"Zenginler çünkü kızım, koskoca şirketi aradım ben kesin birisinin annesidir."
Gamze birkaç saniye düşündü, daha sonra annesine daha sonra tekrar Aysel hanıma baktı. "Neyse aysel teyze konuşuruz sonra ben biraz uyuyayım, bugün çok yoruldum dinleneyim. Sakın kusura bakmayın olur mu?" Aysel hanım biraz bozulsada belli etmedi, odadaki diğer insanlar içinde Gamze'nin o an dinlenecek olması bir sorun teşkil edemezdi. Gamze kalktı ve odasına gitti. Birkaç saat kestirmek için yatağına yattığında annesine nasıl destek olabileceğini düşünüp durdu, sonrada daha anlamadan uykuya daldı.
Gamze için birkaç saniye geçti, kapı sakince açıldı. Gelen annesiydi. Kızının saçlarını yavaşça yüzünden çektikten sonra sakince ona seslendi. "Gamze hadi kalk kızım birşeyler ye atarsın tekrar." Gamze yatakta geçirdiği birkaç dakikanın ardından kalktı, elini yüzünü yıkadı ve sofraya oturdu. Uyanır uyanmaz annesine destek olması gerektiği tekrar aklına gelmişti, elini yüzünü yıkarkande yemeğini yerkende aklındaydı. Annesi Gamze'nin sakin bakışlarını yakaladı.
"Neyin var kızım?"
"Yok bir şey anne, öyle dalmışım."
"Kızım sen öyle dalmazsın ki, neyin var söyle."
Gamze kaşığı yemeğin içinde gezdirdi.
"Babam öldüğünden beri bana baktın, evi temizledin, çamaşırlarımı yıkadın, el işi yaptın kira verdin, karnımızı doyurdun. Bende hep yük oldum sana."
Gamze'nin gözleri doldu ve birden ağlamaya başladı. Elindeki kaşıktan yemek damlarken bir yandanda göz yaşlarını silmeye çalıştığında kaşıktaki yemek üstüne damladı. Annesi hemen kalkarak peçete ile damlayan yemeği sildi.
"Olur mu öyle şey kızım? Ben senin annenim, tabi sana bakacağım. Hem sen bana yük olmadınki, gittin koskoca üniversiteyi bitirdin hemşire oldun. Gün gelir sende bana destek olursun kızım ağlama."
Annesi Gamze'nin gözyaşlarını silerken, Gamze'nin ağlaması bir nebze durmuştu. Bütün yemeği sessizce bitirdiler. Gamze yemeğini bitirdikten sonra yerinden kalkarak annesini uzun uzun öptü ve yatağına gitti. Yatağına gittikten sonra annesinin sessiz hıçkırıklarını duydu.
Sabah olduğunda annesinden önce kalktı, elini yüzünü yıkadı ve dişlerini fırçaladı. Çayın suyunu koyduktan sonra dolaptan kahvaltılıkları çıkararak teker teker sofraya dizdi. Çay demini aldığında ise annesinin yanına giderek uyandırdı. Annesi ile kahvaltı ederlerken Gamze dün akşamdan kalan sohbeti tekrar dile getirdi.
"Anne ben Aysel teyzenin dediği işe başvuracağım."
Annesi ekmeğine salçasını sürerken bir süre duraksadı.
"Kızım nereden çıktı o şimdi."
"Dün akşam düşündüm biraz, hem sana destek olurum hemde atanana kadar eve desteğim olur. Sadece soracağım zaten öyle. Aklıma yatmazsa hiç görüşmem bile."
"Kızım iyice düşün, bir eksiğimiz falan yok şuan. El işi yapıyorum dışarı, az çok para giriyor eve. Bak baban sağkende bu evi aldık kiramızda yok."
"Olsun anne, özendiğin birşey olur. Görürsün alamazsın ben alırım sana. Dün arkadaşlarla çarşıdayken çok güzel bir elbise gördüm tam sana uygun. İçinde seni hayal ettim."
"Allah Allah. Nasıl bir elbiseydi?"
"Masmavi böyle, dizden aşağıda. Tam yaz tatilinde deniz kıyısında giymelik."
"Bak merak ettim şimdi, fotoğrafını bulursan göstersene banada."
Muhabbetleri sevinç ile sonlandığında Gamze annesine sofrayı toparlamasında yardım etti. "Anne ben hazırlanayım, Aysel teyzeden öğreneyim şu işi neymiş ne değilmiş olur mu?" Annesi Gamze'yi kafasıyla onayladı. Gamze odasına gitti, üstünü değiştirdi. Çantasını ve telefonunu yanına aldıktan sonra annesini bir defa daha öptü "Hadi ben kaçtım haber ederim seni."
Gamze evden çıktı, birkaç dakika uzaklıktaki Aysel hanımın evine gitti. Zili çaldı. Birkaç dakika sonra Aysel hanım kapıyı açtı. Uykudan yeni uyanmıştı belliki. Gamze onu o halde görünce lafı çok uzatmadı. "Aysel teyze rahatsız ettim kusura bakma, şu dün konuştuğumuz bakıcı işi için geldimde. Numarası var mı sende, yada adres?" Aysel hanım hiç konuşmadan eliyle "Bir dakika bekle." diye işaret etti ve içeri gitti. Saniyeler sonra elinde gazete küpürü ile geri geldi. "Al kızım bu ilan, bak üstünde yazıyor numarası adresi." Gamze Aysel hanımın elinden küpürü aldıktan sonra teşekkür etti. Aysel hanımın hala gözleri açılmıyordu, hiçbir şey demeden kapıyı kapattı. Gamze binadan dışarı çıktı, elindeki küpürü incelemeye başladı. "Hasta bir kadın için iş tecrübesi olan bakıcı alınacaktır." Gamze altındaki numarayı hemen aradı. Telefon hemen sekretere düştü, saniyelerce garip bir müzik çaldıktan sonra telefonu genç bir kadın açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NURHAYAT
HorrorHemşirelik mezunu Gamze'nin yaşlı bir kadına bakıcılık yapmak için işi kabul etmesi ile kabus başlar.