Ne annesi ne de doktorlar ne olduğunu bilmiyordu. Fatma uyandıktan sonra odaya bir doktor girdi ve aynısını annesine söyledi.
«Teşhis koyamıyoruz, eğer tanıdıklarınız varsa diğer doktorlara da gösterebilirsiniz.»
Gözlerinin içine baktıktan sonra odadan çıktı. Ardından hemşireler gelerek durumunun iyi olduğunu ve çıkabileceklerini söylediler.
Babası ve kardeşleri tarladayken annesi onu eve getirdi. Üstünü başını güzelce temizledikten sonra karşısına aldı.
«Anlat kızım, ne oldu?»
Fatma hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Hem ağlıyor hem de anlatıyordu. Tüm olanları anlattığında annesinin yüzü bembeyaz oldu.
«Yarın bir hocaya gidelim kızım. Bakıtalım seni. Bu neymiş ne değilmiş anlar o.»
Birkaç saate diğerleri de geldi. Annesi olanları anlattıktan sonra babası da onayladı. Yarın birlikte köyde bildikleri bir hocaya gideceklerdi. Fakat bu geceyi nasıl atlatacağını bilmiyordu.
Tekrar yemek yediler. Aralarında en az yiyen Fatma idi. Sofrayı beraber toparladılar. Yatmaya hep birlikte gittiler. Bu sefer annesinin yanında uyuyacaktı.
Yer yatağını hazırladı. Annesi onu bekliyordu. Fatma usulca annesinin yanına sokuldu.
«Destur demeden yatma kızım.»
Gözlerinin içine baktı. Annesi ile birlikte dua etti ve hemen yanında uyuyakaldı. Bu sefer uyuyamayan annesi idi. Gece çöktü. Fatma kollarının arasında uyurken o sürekli kapıya bakıyordu. Dolunayın ışığı odaya vurduğunda kapı hafifçe aralandı. Rüzgar olmadığını biliyordu çünkü evde bir tane bile açık pencere yoktu. Gözlerini kapattı, dua etmeye başladı. Tam karnının üstünde bir ağırlık hissettiğinde gözlerini yavaşça açtı. Tıpkı Fatma'nın anlattığı gibi siyah bir kediydi, tam karnının üstüne oturmuş onun gözlerinin içine bakıyordu. Göğsünde bir ağrı hissetti. Gözleri yavaşça kapanırken uyuya kaldı.
Sabah olduğunda aniden uyandı ve hemen etrafına baktı. Kapı dünkü gibi aralıktı, göğsündeki ağrı ise devam ediyordu. Fatma'yı silkeleyerek uyandırdı. Bebeği kollarına aldı, sol memesini açarak emzirmeye koyuldu fakat bir sorun vardı.. Memeyi her emişinde ağzından burnundan sütler akarken şimdi hiçbir şey yoktu. Hemen durumu farkettiğinde memesini bebeğin ağzından çekti. Süt yerine kan geliyordu.
Şalvaruyla bebeği temizleyemeye başladı, sonra da memesini sıktı. Süt yerine kan gelmeye devam etti. Avazı çıktığı kadar bağırdı.
«Mehmet! Mehmet çabul gel!»
Kapıdan içeri girdi. Karısının sesine aniden uyanmıştı ve gözleri yarı açıktı.
«Ne oldu Fadime?»
«Sütüm kesildi!»
«Nasıl kesildi? Daha dün emziriyordun..»
«Kesildi işte.. Kan geliyor, süt gelmiyor.»
Usulca Fatma'ya baktı.
«Hazırlan, hocaya gidiyoruz.»
Diğer çocukları apar topar komşuya bıraktılar. Giyinebildikleri kadar temiz giyinerek evden çıktılar ve yola koyuldular. Köy evden on kilometre uzaktaydı. Hızlı hızlı gittiler, güneş daha yeni doğarken hocanın evine varmışlardı. Kapıyı kocası çaldı. Kimse kapıyı açmadığında çalmaya devam etti.
İçeriden birisinin sesi geldi, sendeliyor ve zorla yürüyordu. Kapıyı yavaşça açarak onun yüzüne baktı.
«Hocam yardım edin..»
«Sabah sabah.. Haber versenize-»
Fatma ile gözgöze geldiğinde hocanın gözleri faltaşı gibi açıldı.
«Bismillahirrahmanirrahim.»
Annesi ve babası hocanın yüzüne bakakaldı.
«Hocam ne oldu-»
«Eüzü billahis-semiil alimi mineşşeytanirracim!»
Fatma aniden yere yığıldı..
Hoca kapıdan uzaklaştı ve içeri doğru gitti. Babası Fatma'yı hemen kollarının arasına alarak içeri girdi. Sol taraftaki odaya doğru girdiler. Fatma'yı acele ile yerdeki minderlerin üstüne yatırdı. Dakikalar sonra hoca geldi, üstünü değiştirmişti ve elinde bir bardak su vardı. Elindeki suyu hem getiriyor hem de dua ediyordu. Fatma'nın ağzını hafifçe açarak suyu içmesini sağladı. Saniyeler sonra Fatma derin bir nefes alarak uyandı.
Artık odada hoca, Fatma, Annesi ve babasından başka kimse yoktu. Buna rağmen hoca annesini uyardı.
«Kızınla aranda bir kişilik yer bırak.»
Korkuları hepten artmıştı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NURHAYAT
HorrorHemşirelik mezunu Gamze'nin yaşlı bir kadına bakıcılık yapmak için işi kabul etmesi ile kabus başlar.