Yavaşça kızının yanından biraz yana kayarak bir kişilik yer bıraktı ve korkulu gözler ile hocanın gözlerinin içine bakmaya başladı. Bunlar olurken hoca da yanında duran demir kaseyi önüne aldı ve içine biraz su koyduktan sonra gözlerini kapattı. Dudaklarını hafif hafif oynatarak dua okurken aniden gözlerini kocaman açtı. Fatma'nın gözlerinin içine bakıyordu, sonra bakışlarını babasının gözünden annesinin gözlerine kaydırdı.
«Nasıl hayattasınız.. Bebek hala yaşıyor mu?»
Annesi ne diyeceğini bilemiyordu. Eve girdiklerinden beri ne o ne kocası bebekten bahsetmişti.
«Hocam.. Bebeği nereden..»
«Hayatta mı değil mi kızım?»
«Hayatta hocam.»
«Çok şükür.»
Hoca tekrar gözlerini kapattığında annesi hemen yanında bir şeyin kıpırdadığını hissetti. Kolundaki sıcaklık gitgide artıyordu.
«Ordan çekil kızım sen, yanıma gel.»
Fatma yerinden kalktı. Zorda olsa yürüyerek hocanın önüne kadar gitti. Dizlerinin üstüne çöktükten sonra yukarı bakmaya başladı. Hemen duvarda asılı olan Kuran-ı Kerim'e dik dik bakıyordu. Hoca parmaklarını suya daldırdıktan sonra Fatma'nın yüzüne sürdü.
«Kızım bana bak şimdi, gözlerimin içine bak.»
Fatma gözlerini indirerek hocanın gözlerine baktı.
«Kaç yaşındasın?»
«Yaşım yok..»
«Cinsiyetin ne?»
«Cinsiyetim yok..»
«Adın ne?»
Fatma'nın gözleri aniden yukarı doğru kayarak beyazlaşmaya, olduğu yerde titremeye ve çırpınmaya başladı. Annesi olduğu yerden kalkacağı sırada hoca ona durması için işaret etti. Bütün evden garip sesler gelmeye başlamıştı. Fatma iyice kontrolden çıktığında hoca bir kez daha sordu.
«Evin var mı?»
Köpüklenmiş ağzının derinliklerinden gelen bir ses ile cevap verdi Fatma.
«Artık evim yok..»
«Çocuğun var mı?»
Fatma aniden durdu. Ne titriyor ne konuşuyordu.
«Hiç kalmadı..»
Fatma cevabını verdiği anda hoca ona hokkalı bir tokat patlattı. Öyle ki babası neredeyse yerinden kalkıp onu dövecekti fakat onu durduran annesi oldu. Bir kaç saniye sonra Fatma yığıldığı yerden yavaşça kalktı, gözleri kendine gelmişti. Artık kendindeydi. Hoca önündeki bir tas suyu bir kenara koydu ve Fatma'yı kollarından tutarak annesinin yanına oturttu. Yavaşa kendi yerine geçtiğinde kocaman bir iç çekti.
«Tövbeler olsun..»
«Ne oldu hocam?»
«Ne olmamış ki kızım. Evlerini yakmış, çocuklarını yakmış..»
«Tövbe tövbe... Küçücük çocuk nasıl yapsın bunları?»
«Olur kızım, istemeden her şey olur. Siz hayattasınız ya ona dua et. Bak bu kızcağızı öldürmeye çalışmış öldürememiş, senin bebeğini öldürmeye çalışmış, öldürememiş. Ha, yanlış anlama öldürür mü öldürür. Ama şimdi bir koruma yazacağım ben bu kıza. Size de tabi. Bu korumaları hep üstünüzde taşıyın sakın çıkarmayın, banyo haricinde üstünüzden eksik etmeyin. Banyo yaparken de gözünüzün göreceği bir yere koyun yoksa kaybolur.»
«Tamam hocam.. Peki var mı bir kurtuluşu?»
«Zor, çok zor. Kovmaya çalışsan kovamazsın. Deneriz ama bir kişiyi yanında götürür. Bu sen olursun, Fatma olur, bebeğin olur. O yüzden şimdilik sadece bir koruma yazayım ben size.»
Hoca eski ceviz dolabının kapağını açtı, içerisinde muskalar için hazırladığı kağıtlardan aldı. Dolma kalemi ile yazmaya başlarken Fatma gözlerini sürekli açıp kapayarak kendinde kalmaya çalışıyordu. Aradan yaklaşık bir saat geçtiğinde hoca üç muskayı yazmayı bitirmişti. Onları üçgen şeklinde katladıktan sonra bir bez ile sardı ve bezi dikti. Bir tanesini anneye bir tanesini de Fatma'ya verdi.
«Bu üçüncüsü de ev için. Kapının girişine görünmeyecek bir yere koyun. Fatma nereye giderse bu muska da oraya gidecek haberiniz olsun. Misafirliğe mi gittiniz hemen yanınızda götürün. Evden mi taşındınız bunu hemen yeni evinize koyun.»
«Tamam hocam.»
«Haydi o zaman..»
Hoca onları apar topar kaldırdı. Annesi kendi muskasını taktıktan sonra çoktan Fatma'nın muskasını da takmıştı. Evden çıktıklarında günlerdir ilk defa bir huzur hissettiler içlerinde. Eve giderlerken saat daha çok erkendi. O günlük işi gücü bırakıp dinlenmeye çekildiler. Kötü haber akşam olduğunda kulaklarına geldi.
Hocanın evi küle dönmüştü, içinde hoca ile beraber..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NURHAYAT
HororHemşirelik mezunu Gamze'nin yaşlı bir kadına bakıcılık yapmak için işi kabul etmesi ile kabus başlar.
