Elektriğin henüz evlere bile ulaşmadığı bir zamandı. Evler bir tane gaz lambasına mahsus aydınlatılırdı. Olay, gece karanlığı iyice çöktüğünde yine böyle bir evde yaşandı. Çift katlı, kerpiç üstüne beyaz kireç sıvanmış bir ev. Önünde bir kurumuş incir ağacı vardı ve etrafında da kışa hazırlanmak için kırılmış tahtaların molozları yatıyordu.
Çığlık.. Tüm sokak kadının çığlığı ile yankılandı. Sesi duyanlar perde arkasından neler olduğuna bakarken bir ses daha duyuldu.
«Allah'ım al canımı!»
Ses evin ikinci katından geliyordu. Terler içinde kalmıştı. Yarısı çürümüş dişlerini sıkarken köreltmişti. Etrafındaki kadınlar onun kollarından ve bacaklarından tutarken zorlanıyordu. Kadın hem çığlık atıyor hem de olduğu yerde silkeleniyordu..
Sadece dakikalar sonra yavrucağın sesi duyuldu. Ebe, çocuğu ellerine aldığında tüm çığlığı kesilmişti. Hızlı hızlı nefes alırken gözlerini yavaşça açtı, bebeği oradaydı. Ebe, bebeği eline alır almaz ağlatmıştı ki hemen annesinin koynuna verdi. Annesi bebekle ilgilenirken diğerleri de kadını ve yerdeki kanları temizlemeye koyuldu. Kanlı havlular ve örtüler kaldırıldığında geriye tek bir şey kalmıştı; Bir leğen dolusu sıcak su..
«Fatma! Kızım şu leğeni dök hadi.»
Fatma.. Sekiz yaşında bir kız çocuğu. Annesinin çığlıklarını saatlerce dinlemiş, çırpınmasına bile engel olamamış şok içinde bir kız çocuğu. Leğeni görür görmez taşıyamayacağını anlamıştı ama bunu onlara hiç söylemedi. Tek yapması gereken leğeni odadan çıkarıp tam karşıdaki lavaboya dökmekti. Yolun yarısına geldiğinde daha fazla taşıyamacağını anladı.. Kafasını sağındaki cama çevirdi. Diğer camlara göre daha alçak ve onun boyuna göreydi. Diğerleri anlamasın diye yavaşça açtı camı, leğeni kaldırıp sıcak suyu olduğu gibi aşağıya bocaladı.. Tam incir ağacının dibine..
Görevini tamamlamanın mutluluğu ile odaya geri döndü. Ebe kanlı ellerini temizlemişti, diğer kadınlar da annesiyle ve bebek ile ilgileniyordu. Tam yeni doğmuş kardeşinin kafasını sevecekti ki kapı çaldı..
«Fatma! Fatma kızım aç kapıyı!»
Bir kadının sesi. Tanımadıkları bir sesti bu. Annesi yavaşça ona doğru baktı. Herkes sessizliğe bürünmüştü. Bu saniyelik sessizliği bozan annesiydi.
«Destur demeden açma..»
Fatma yutkundu, odadan çıktı ve merdivenlerden aşağıya inmeye başladı. Evin kapısı tam merdivenlerin karşısındaydı ve buğulu bir camı vardı. Merdivenden son adımını atacaktı ki kapı tekrar çaldı.
«Fatma! Aç kapıyı kızım!»
Donup kaldı.. Ses yüzünden değil, kapının sertçe yumruklanmasından da değil.. Kapının önünde kimsenin olmadığını çok net bir şekilde görebiliyordu..
Her adımında kapının tıklanma sesinden ürkerek ilerliyordu. Kapıya yaklaştı, kulbunu tuttuğu anda gözlerini kapattı..
«Bismillah destur..»
Ses aniden kesildi. Kapıyı yavaşça açtı, gördüklerinde yanılmamıştı.. Kapının önünde kimse yoktu. Kapıyı kapattı ve hızla merdivenlere doğru koştu.
«Kızım!»
Korkusundan yerinden fırladı. Arkasını döndüğü gibi babasının olduğunu anlamıştı. Koşarak kapıyı açtı. Babası onun kafasını okşadıktan sonra hızla yanından geçti, merdivene doğru yönelmişti ki Fatma arkasından bağırdı.
«Baba dışarda kimseyi gördün mü?»
Babası duraksadı ve kafasını ona çevirdi.
«Yok kızım, sokakta benden başka kimse yoktu.. Hadi gel, kardeşine bakalım.»
O merdivenlerden çıkarken Fatma da peşinden gitti. O gece bebek ile ilgilendikten sonra hepsi uykuya daldı. Fatma hariç..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NURHAYAT
HororHemşirelik mezunu Gamze'nin yaşlı bir kadına bakıcılık yapmak için işi kabul etmesi ile kabus başlar.