1 hafta sonra...
Kacy ve Rebecca bütün ormanı dolaştılar ama hiç bir şeye rastlayamadılar.
Kacy;- nedense hiç acıkmadım.
-çünkü bunları sadece hayal ediyorsun, ama kendini hayal gücünün içine hapsetmişsin. Ben seni kurtaramam çünkü beni de hapsettin.
- sadece hayal mi ? Bu nasıl bir saçmalıktır bec ! (Rebecca'nın kısa hali)
- eğer beynine, hayal gücüne, duygularına, korkularına hükmedebilirsen burdan çıkabiliriz. İstediğin şeyleri yaratır, istediğin şeyleri yok edersin.
- bak rebecca muhtemelen ben şuan rüyadayım. O yüzden hiçbirşeyi umursamıyacağım. Burda ölsem bile en fazla rüyamdan uyanırım.
Dedim, ve yürümeye başladım. Rebecca arkamdan seslendi:- bunu anlayacaksın kacy, ama umarım çok geç olmaz !
Birkaç saat sonra hala yürüyordum. Başım ağrıyordu. Korkuyordum. Bir ağacın altına oturdum ve ağlamaya başladım, Kafamı dinleyecektim. Çok korkuyordum. Ağaçlar sanki Üstüme Üstüme geliyordu. Korktukça etrafta karaltılar görmeye başladım. Belkide bec haklıydı, düşündükçe, kurdukça, daha da korkunç oluyordu, ne düşünürsem o oluyordu.
Çığlık attım, atabildiğim kadar dehşet dolu bir çığlık, kulaklarımı kapadım ve başımı salladım. Depresyona girdim sanırım! Ama ne kadar korkarsam, kendimi kaybedersem, orman o kadar korkunçlaşıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara duvar
AléatoireKorkunç bir orman, çıkılmaz bir üçgen... Bu kitap sizi oraya götürecek.