Evin önünden bisikletine bindim. Elimde de harita internetten bulduğum kordinatlarla o yere gitmeye karar verdim.
Yaklaşık yarım saat sonra önüme toprak bir yol çıktı ve yolun devamı karanlıktı. Toprakta bisikletle gidemeyeceğim için bisikletimi orada bırakıp yola bisikletsiz devam ettim.
Yaklaşık 20 metre sonra önüme iki tane tabela çıktı. Bunlardan
biri solu, diğeri sağı gösteriyordu. Ama ikisinde de "bu
taraftan" yazıyordu. İyicene kafam karışmıştı. Sanki o anda kulağıma bir ses ;
- kalbini dinleeeee...
Diye fısıldadı. Elimi kalbime koydum, bir sağa baktım bir de sola. Sanki sola bakınca daha da bir çarptı. Ben de bu nedenle sol taraftan gittim.Adımlarım gitgide yavaşladı. Çok korkuyordum. Birkaç adım sonra çooook uzakta sanki bir mum ışığı gibi minicik bir ışık gördüm. O ışığa doğru yürümeye başladım. Işığın yanına varınca, o ışığın bir meşale olduğunu anladım. Meşale yatay olarak ucunun gözükmediği bir duvara asılıydı. Duvarın boyu ise en fazla 2 metredir. Duvar kapkara tuğlalarla sarılıydı. Duvarın arkasında ne olduğunu merak ettim. Bir kütük buldum ve üstüne basarak kendimi duvarın üstüne kaldırdım. Tam bakıyordum ki, dengemi kaybedip duvarın öbür tarafına düştüm.
Kolum acımıştı. Biraz etrafıma bakındım, önüm ormandı. Kara duvara tekrar baktım.
Duvarın tuğlalarından destek alarak tekrar geldiğim tarafa geçebilirdim. Tuğlalara tutundum, Tam ayağımla kendimi duvara doğru zıplatırken yere düştüm ve kara duvarın tuğlalı tarafı çok hızlı bir şekilde en az 10 metre yükseldi ve geriye dümdüz, tırmanılması imkansız, çiziklerle dolu bir duvar çıktı.Duvarın en üst kısmı hala tuğlalıydı. Kendime gelmeye çalıştım.
Yoksa bu bir kabusmuydu ? Keşke öyle olsa, ama değildi.Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Sanki duvar yülselmemiş de ben yerin altına gömülmüştüm.
Duvara tırmanmaya çalıştım ama hem çok kaygan hem de dümdüzdü. Kendimi çok çaresizce hissettim. Çok korkuyordum. O Sırada gözlerimden yaşlar döküldüğünü hissettim.
Yavaşça yere oturup sırtımı duvara dayadım. İyicene duvara doğru sokuldum.
-AH !
Sırtıma bir şey battı. Sırtıma batan şeye baktım. Bu da neydi böyle. Duvara saplanmıştı. Elime almamla fırlatmam bir oldu. Aman tanrım bu bir tırnaktı !!
Duvara tekrar baktım her yerde tırnaklar vardı. Duvara saplanmış bir şekilde. O anda dehşet dolu bir çığlık attım ve ormana doğru koşmaya başladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara duvar
RandomKorkunç bir orman, çıkılmaz bir üçgen... Bu kitap sizi oraya götürecek.