Kara duvara gidiyoruz. Kazıyoruz, kazıyoruz, kazıyoruz...
Kara duvarın altını kazıyoruz. Bir saat kazdıktan sonra bir kapı görüyoruz. Açıyor Rebecca... Sonsuzluk aynalar... Her yerde aynalar, aynaların içinde diğer aynaların yansıması, onların içinde de diğer aynalar... Sonsuzluk... Sonra aynaya dokunuyorum. Ayna dalgalanıyor ve parmağım içine giriyor. Sonra tüm bedenim... Ve aynanın içine hapsoluyorum. Bakıyorm yine her yer ayna. Geldiğim aynaya tekrar giriyorum ama yine her yer ayna. Birden bir aynada rebecca'yı görüyorum. Yerde yatıyor. Gözleri açık, ve kanlı... O an kaçmak istiyorum, kurtulmak istiyorum. Ama her yer sonsuzluk, sanki zaman beni hapsetmiş. Çığlık atıyorum. Ama beni duyacak kimse yok...Gözlerimi Çığlık atarak açtım. Ağlamaya başladım. Hemen rebecca uyandı ve bana sarıldı.
- ne oldu, kabus mu gördün ? Dedi
- sonsuzluk, sen ve kanlı gözlerin...
Bir an rebecca durdu. Ve ;- rüyalarının ve gördüklerinin gerçekleşmesi Lazım ! Başka ne gördün hemen anlatmalısın !
Ona herşeyi anlattım. Sonunda dehşet dolu bakıyordu bana.
- tamam, dedi, hemen kara duvara gidiyoruz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara duvar
RandomKorkunç bir orman, çıkılmaz bir üçgen... Bu kitap sizi oraya götürecek.