Adsız Bölüm 14

360 1 1
                                    

Bölüm 14

-oooo zapa neredesin kanka ya. +buradayım. -haha görüyorum. Ya birkaç kişi eski sınıftan toplandık gelsene bizimle. +şimdi mi? -aynen hemen gidelim. +aslında ödevim vard... dememe fırsat vermeden kolumdan tutup yürütmeye başladı. Yürürken ara arar suratına bakıyordum. Hafiften korkmaya başladım. Bobreklerimi kontrol ettim. Çünkü bakışlarından iki sonuç çıkarılıyordu: ya böbreğini alırız ya da böbreğini sikeriz. Böbrek gerçekten kötü bir hayat yaşayan organdı. beni götüren çocuğun eski sınıftan arkadaşım olduğunu biliyordum ama yemin ederim adını hatırlamıyordum. Ayrıca berbat arkadaşlarım varmış. Biri istemediği halde neden zorla götürürsünüz ki onu. ilkokuldayken pek söz söylemekten çekinmezdim. Normal şeyler söyledikçe sınıfta ki gerizekalılar gülmeye başlardı. ister istemez herkesle arkadaş olduğum falan sanılıyordu. Bundan da nefret ederim. Düşünsenize bütün sınıf sizinle arkadaş. Bundan daha iğrenç ne olabilir?

bir parka gittik yanımda ki çocukla. Bizim eve yakın bir parktı. Ben ve çocuk dışında 6 kişi daha vardı. 3 kız ve ikimizle beraber 5 erkektik. Kızlar geldiğimi görüp arkalarını dönseler ve pantolonlarını indirseler o götleri öpüp alnıma koyduktan sonra pantolonlarını yukarı kaldırırdım. inanılmaz halsizdim. Diğerlerinin yanına gidince ooo zapa dediler. Amına koyayım ismim "ooooo zapa" falandı galiba. Kim gelse ooo zapa diyordu. çirkin olanlardan biri konuşmaya başladı: -naber zapa ya nerelerdesin? +buradayım. -hahaha aynısın. piç kurusuna bak ya buradayım dediğimde niye gülüyorlardı. -nasıl gidiyor okul falan? +iyi işte . bir aksilik olmazsa takdir alacağım. yalandı. Kümede kalmaya oynuyordum. -ikokulda da öyleydin zaten. (ilkokul ve ortaokul yani) gerçi ilkokulda böyle değildim ama öyle diyorsa öyle olabilirdim sorun değildi.

bu salaklar aptal aptal bana bakıyorlardı. Bir çardakta sıkışarak oturmuştuk. Kızlara baktım. Birisi çirkin diğeri tuhaf öbürü güzeldi. Tuhaf diye bahsettiğimde güzeldi sanırım. 8 inin de ortak noktası sınıfta ve okulda popüler olmalarıydı. Kendilerini üst tabaka da görüyorlardı herhalde. Yoksa hepsi birbirini çağırmazdı. Kızlardan güzel olanı orta üçte bizim sınıfa gelmişti. Bütün sınıf aşıktı kendisine. O ara kötü hissetmiştim kendimi. Ben de laf olsun diye aşık olmaya çalışmıştım ama olmamıştı. Olmayınca olmuyor sahiden. bir süre oturup başarılarından bahsettiler. iyice sinirlenmeye başladım. Oturduğum çardağı 4 kişilik barzo bir erkek grubu kesiyordu. Bunlar kendi aralarında konuşurken ben onlara bakıyordum. Büyük ihtimalle gay sanmışlardır beni. Ardından kızlardan birine hafiften laf attılar. Bütün grup onlara dönüp baktı. Herifler ne bakıyorsunuz lan dediler. Bizimkiler de korkaktır açıkçası. Hemen döndüler önlerine. Oradan o kadar ayrılmak istiyordum ki. çocuklar yanımıza geldiler bir süre sonra. Aramızdaki en yakışıklı kişiye "noldu lan süt" dediler. Süt diye bir tabir var bu ülkede. - bir şey olmadı dedim. Hayır derdim, En yakışıklı kişi ben olsaydım. Başka birine söylemişti bunu. Ama gördüğüm kadarıyla herkes üstüne alınmıştı. +bir şey yok dedi süt. -ne öyle bakıyorsunuz lan bize bir şey yapacaksınız. Kızların yanında havanız kime. +kimseye bir havamız yok oturuyoruz sadece dedi süt. -he akıllı ol.

acaba dayak yersem buradan ayrılma şansım olabilir miydi? +baksana aga. Dedim bize laf atana. -buyur dedi. çardaktan indim hemen hızlı bir hamleyle kafa attım. Hayatımda ilk kez kafa atıyordum. Yüzüne değilde omzuna kafa atınca işler boka sardı. Direk kaçmaya başladım. 4 izbandut arkamda ben önde mahalleyi turluyorduk. Adrenalin patlaması yaşıyordum. Çok iyi koşarım bu arada. ortaokulda koşu yarışında birinci olacaktım 3 kez dönülmesi gereken sahanın ilk turunda yarışı bırakmasaydım. En sonunda peşimi bırakıp taş atıp annemin kulaklarını çınlattılar. Bunlara gülüp "noldu lan" diye bağırdım. Biri yine koşmak için hamle yaptı ve kaçtım. Nefes nefese eve geldim. abim kapıyı açtı. içeri girmeden soru sormaya başladı. -lan parkelerde ki beyaz şeyler sandığım şey mi? +evet abi ayran. -dalga geçme oğlum. Git temizle lan onları su olmuşlar. Yoksa harbiden kızla seviştin mi? +evet abi. -lan sen başımıza iş mi açacaksın salak. Ya ailesine söylerse. daha demin adriana lima yı sikmiş gibi sevinen ilkokullu gitmiş yerine mahallenin muhafazakarlıktan sorumlu abisi gelmişti. Kendi sikemiyor ya biz de sikmeyelim istiyor. +bir şey olmaz abi. -ya annemin kulağında giderse? +ya sanki annemi si... -ne? +nereden duyacak abi. Sen söyleme bir şey. -iyi hadi bakalım. Ama sil şu parkeleri. peçeteyle parkeleri sildim. Ardından msne girdim. Mahide "niye konuşmuyorsun" yazmıştı. Bu kız hep mi gerizekalıydı yoksa yanlışlıkla beynini mi sikmiştim anlamadım. Yani görüyor online olmadığımı ve bunu yazıyor. Sonra kızları neden seks objesi olarak görüyorsunuz. Sırf bu yüzden aseksüel olmaya çalıştım. Bazen korkuyordum bir aptalla yattığım için daha aptal olabilir miyim diye. Sonra söz konusu amsa gerisi teferruattır mottosunu uyguluyordum. O aralar gerçek bir sevişkendim. Abime ve babama üzülüyordum. Biri hiçbir kızla yatmamıştı diğeri sadece annemle yatmıştı. Şimdi anneme bakıyorumda sınıf arkadaşım olsa hayatta muhabbet bile etmezdim. Yani dünya da sadece ikimiz kalsak bile onunla birlikte olmaya çalışmazdım. Ne bileyim ağaca falan hallenirdim herhalde.

Ardından işler rutine dönmeye başladı. Sınav zamanı da yaklaşıyordu bu arada. ne kitap yüzü açmıştım ne de ders dinlemiştim. Vicdanımı yanımdakilere bakarak rahat ettiriyordum. Onlar da ders çalışmıyordu. Mahide yi bırakın artık yalayıp yutmayı öpemiyordum bile. Bazen öyle bir bakıyordu ki onu öperken götüme cop sokacağını düşünüyordum. biyoloji sınavındaydık. Öğretmen kağıtları dağıtmış ve sınavı başlatmıştı. Cemile baktım. Cemil de bana baktı. Ardından furkana baktık. Furkan diğer sıralara baktı. Bir anda mahide döndü arkaya: -zapa +valla mahide ben de hiç çalışmadım. -başka bir şey söyleyeceğim. +hoca böyle görürse kağıtlarımızı alabilir. Benim için sorun olmaz ama sen iyi not almak istiyorsan önüne dön. -ben ayrılmak istiyorum. +hiç mi çalışmadın? -sınıftan değil senden. +heeee. sonra mahide önüne döndü. Hiç mi sınav psikolojisinden anlamıyordu. Önümde cevaplanmayı bekleyen sorular vardı ve benden ayrılacağını söylüyordu. Hangi kız sınavda ayrılacağını söyler ki? O sınavdan 11 aldıysam bunun sorumlusu bence mahidedir. Ayrıca 11 puan veren öğretmenler var. 10 olsaydı kabul edebilirdim ama 1 puanı ne için vermişti acaba. Mahide denin beni terkettiğini duyunca üzüldüm dersem yalan olur. Cemile : -hiç bildiğin soru var mı? Dedim. +ya aga o kadar kolay ki bu sorular. -cidden mi biliyor musun? +ya yemin ederim çok basit lan. -e yap o zaman bakalım senden. +ama çalışmadım işte. çalışsak çok rahat 80 falan alırdık. cemile bakmaya devam ettim. Bu oflayıp pufluyordu. Furkana baktım "aga birinci soru mitokondri olabilir mi" dedi. Birinci soruya baktım. Anlamadım. Herhangi bir hayvan y ada bitkinin içinde bulunanlardan bahsetmiyordu. Belki mitokondrinin bununla da ilgisi yoktu. 1. Sorunun yanına mitokondri yazdım. Denemeye değerdi.

Hayatın her dönemini adlandırmak gerekseydi bu döneme çöküş derdim. mahide ile ayrılmıştık. Tabi bu üzücü bir durum değildi. Gerçi ayrıldıktan bir gün sonra bir erkekle önümde ki sırada birbirlerine sürtünmeleri falan hoş görünmüyordu. Yandaki şişmanlar çatla patla anlamına gelen hareketi yapıyorlardı bana. Şu şişmanları arar ara sikmek istiyordum. Sayacı da ki adam vajinalarını bulmak için iyice baldırları açmak falan gerek demişti. iğrenç bir adamdı kendisi. Ama bana çatla patla hareketini yapan kızı duvara dayayıp poposunu yumruklamak aklımdan geçmiyor değildi. bu sınav döneminde bütün sınıf ders çalışırken biz arka sırada oturan gerizekalılar sistemi eleştirmekle meşguldük. Gerçi bizim sıra onu da yapmıyordu. Ama din derslerinde teneffüste vs gündoğdu marşını söyleyen grup durmadan fuck the system tribindeydiler. Sınavları hep düşüktü doğal olarak. matematik sınavımızın olduğu anlar acınasıydı. Bağıntılarla ilgili sorular vardı. Sorunun neyle ilgili olduğunu anladığımızda 15 dakika geçmişti. Ve bağıntıyla ilgili olduğunu söyleyen yan sırada ki komünist çocuktu: -beyler soruda bağıntı yazıyor galiba bununla ilgili demişti. Sevinmiştik o anda. En azından ne ile karşı karşıya olduğumuzu biliyorduk. Ne formülleri biliyorduk ne de başka bir şeyi. Ama her sınavdan düşük not almaktan sıkılmıştım mahide den yardım istedim. Sırtını dürtmeye başladım: -zapa ne var dedi fısıldayarak. +kağıt değiştirelim mi? -hayır saçmalama. +ama biz birlikteydik bir ara. -ee nolmuş? +yardım etmeliyiz eskilerin hatrına. -ne yaaşdık ki sanki. +sana tost ısmarlamıştım. -git be salak dedi. cemil in bir soruyu yapmaya çalıştığını gördüm. Kafamı uzatıp kağıdına baktım. 110 u üçe bölüyordu. Ne yaptığını sordum. Bana 3. Sınavdan 100 alırsam dedi ve gerisini dinlemedim. Furkan sallıyordu habire. Komünist çocuk furkana : -aga söylesene nasıl yapıyorsun dedi. +sallıyorum ya. -oğlum nasıl sallıyorsunuz lan öğretin. komünistin durumu bizden daha da beterdi. tek yol devrim.

2. sınavlar geride kalmıştı ve karnemde 3 tane 3 üm vardı. Gerisi malumunuz. Ama sıramın ve komünistlerin gurur kaynağıydım. Çünkü bu adamların arasında en yüksek not 29 du. Tarih sınavında öğretmen " zapa 60 " dediğinde bana öyle bir baktılar ki "işte bu zapa tanıyoruz biz bu çocuğu" der gibiydiler. Onlar için başarının peygamberiydim. bir gün kimya dersindeydik. Kimya hocası aldığı paranın hakkını vermek yerine masasında uyukluyordu. Yani en azından sikmemiz falan gerekti hakkımızı almamız için. deniz erkek arkadaşıyla yaşadıklarını deryaya anlatıyordu. Şişmanlar bana nazire yaparken cemile sordum: -aga sen şişman siker misin? +elbette. bunu öyle bir dedi ki beni de sikebileceğinden emin oldum. deniz in anlattıklarına şişmanlar ve derya kahkahalarla gülüp bana bakıyorlardı. iyice sinirlenmiştim. Sıralarına uzanıp " şişmanlar isterseniz deniz bizim yaşadıklarımızı da anlatsın" dedim. Komünistler ve bizim sıra ile birlikte mahide de söz konusu cümleye kitlendiler. Şişmanlar şok olmuştu. Deniz sinirli bir şekilde bana bakıyordu. insanların mutluluğunu bozmak çok güzeldi.

16 yaş sendromuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin