biz sırada üç mal: zapatista,(me)cemil, furkan. isimleri vermek istedim. mahide nin yanında ki kızın adı bahar ve sağ grubun 2 kevaşesi deniz ve derya. ne kadar çok kişi varlan böyle savaş ve barışa döndü olay.
yine bir gün dersteyiz normal olarak. önümüzde bu iki arzulanan kevaşenin konuşmalarına ingilizce öğretmeninin saçmalıkları eşlik ediyor. ben iyice kendimi kaybetmiş haldeyim. kızı tanrılaştırdım gözümde. sınıfta kendisi bir benim ilgi alanım galiba. diğerleri daha parlak kızlara yöneliyorlar. çocukken sarışın kızlara aşık olmakla ilgisi var sanırım. yanım da cemil uyukluyor. piç kurusu zaten bir sene kalmış sınıfta. bu sene de atılacak allah ın emri. furkan sa kadro kuruyor. top oynamayı da bilmiyor yavşak. ama kadro kurmayı seviyor. bir anda çekiştirip "bak lan ön libero gattuso olur mu" diyor. siktir git diyorum. size sınıfın 2 kevaşesinden bahsedeyim biraz.deniz: iyi denebilecek bir vücut. etek çok kısa, gömleğin düğmesi açık üstten, yüzünde orospulara özgü bir sırıtma. eğer biri aşık olursa bu kıza belli hayatı sikilecek. orospular sikilmişliklerinin acısını başkalarını düzerek çıkarır. 1. derya: denizin daha güzel ve daha kevaşe olanı. buna hayat siktirilebilir aslında.
ben mahide ye bakarken deniz yüksek sesle "oğlum şaşı olacaksın lan göt mü görmedin " diyor. yanında ki şişmanlı zayıflı kızlar gülüyor. cemil uyuyor. mahide bana bakıp sinirli bir bakış atıyor. cemil uyuyor. benim yüzüm kıpkırmızı oluyor. cemil piçi hala uyuyor. tembel göt.
acayip utanmış vaziyette gözlerimi tahtaya dikiyorum. dediğim gibi miyop olduğum için bir şey göremiyorum. ama rezil olmuş durumdayım. bahar hafiften kafasını bizim sıraya çevirmiş vaziyette "kızım sen de vücut taş he" diyor mahide ye. mahide de yavşakça bir sırıtma. furkan dürtüp "buldum aga scholes" diyor. bravo diyorum. ardından zil çalıyor. deniz kevaşesinin yanına gidiyorum. 26. denizin yanında derya ver normal olarak.
- senin zorun ne lan
+oğlum göz muayenesi gibi düşün. gözlerini kurtardım.
-sen boşuna terkedilmiyorsun ağır kevaşesin. (çok terkedilip ağlar bu)
+düzgün konuş.
-düzgün mü konuşayım? her konuda yamuk seversin sen.. (anlamını hala düşünüyorum)
ama kız nasıl anladıysa ağlayarak gitti. derya da peşinden. ben de sıraya geçtim. cemil bu arada hala uyuyordu. bu herifin sevgi koyayım.
ders zili çalmadan önce deniz yanıma gelip sırıtarak "çıkışta hemen gitme konuşalım" dedim. olur dedim. midenizde tuhaf bir kasılma olur ya korktuğunuzda işte ondan oldu. sanırım çıkışta bir taklara bulanacağım dedim. ardından rahat takınmak için furkanın kadrosuna baktım. gerizekalı forvete inzaghiyi almıştı. futbol bilgisini gibeyim adam 50 yaşındaydı son ders saatinde benim içimde yarak var. evet evet bildiğiniz den. oturmuş içime bekliyor. nasıl bir pgibolojik travma geçiriyorum siz düşünün.
ders zili çaldı ve ben kaderimi beklemeye başladım. sağıma baktım cemil malı hala uyuyor. bunu uyandırdım. saol kanka valla içim geçmiş dedi. ya kanka bir gibtir git dedim. muallak hiç neden sınıfta bile durduğumu sormadan gitti. deniz yanıma geldi. dedim beni birilerine dövdürecek bu kevaşe garanti. ardından konuştu:
- benimle çıkar mısın?
+şimdi mi?
-genel anlamda?
+iyi. şimdi evlere mi gidiyoruz.
-evet kendi evlerimize.
çıkma kelimesinden bu tip konuşmalardan tiksinirim. felaket bir şey lan bu. içim vıcık vıcık olur. neden kabul ettim bilmiyorum hayatımda ilk kez biri sormuştu zaten. iyi dedim yalnız olmam hem. ama bu ağlayan kız neden şimdi böyle yaptı anlamamıştım. kafaya takamdım dayak yoktu, gerçekten güzel sayılabilecek bir kızlaydım kevaşe olsa da. tam absürd dizi modundaydı yaşananlar. fazla düşünmeden eve gittim. annem evde yoktu, yemekte yoktu. yarım bayat ekmek ve dolaptaki buz tutmuş sarelleyi alıp yemeye başladım. akşama doğru babam eve geldim. benden bir yaş büyük başarılı ağbimi övmeye başladı. habil kabil olayına döndürmeden işi odaya gittim. açtım msni. zaten bütün sınıf vardı. deniz slm yazmıştı. ben de aynı şekilde karşılık verdim. neyse ki o ağzıma bile almak istemediğim hitapları yazmıyordu. yarın sabah buluşalım mı dedi? kabul ettim. param da yoktu neyine kabul ettiysem. ardından görüşürüz diyerek kapattım msni.
salona geçip babama bana biraz para verip vermeyeceğini sordum. 10 lira verdi. ağbimine sevinmese vermezdi. çalışıyorsa kurcalama diyerek yatıp kafayı uyudum.
sabah uyandığımda bir tuhaf hissettim kendimi. ne yapacağım lan ben bu huuryla dedim. sonra güzel kevaşemle diyerek değiştirdim. aşk adamı olmak başka tabi. 10 liramı aldım ve kızın dediği yere gittim. 45 dakika bekledikten sonra geldi kendisi. ikimizle okul kıyafetiyleydik. bu iç gıcıklatıcıydı her zaman ki gibi. benim içimde gıcıklanmak için yer arıyordu gerçi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
16 yaş sendromu
JugendliteraturHikaye bir ergenin 16. Yaşını anlatıyor karakterimizin adı: zapatistamg