George yüzüne vuran güneşle uyandı. Üstündeki ceketi aldı ve astı. Sanırım tekrar pencerede uyuya kalmıştı. Nefret etsede hastanenin kokusunu içine çekerek esnedi.
Serumlara bağlı olan babasına baktı ve hava almak için hastanenin bahçesine çıktı. Aradan tam 1 ay geçmişti. O gece yola çıkmış ve ailesinin evine gelmişti. Bugün babası önemli bir ameliyat geçirecekti. Eğer iyileşirse büyük ihtimalle dream ın yanına dönmesi uzun sürmezdi. Ama eğer babasına bişey olursa büyük ihtimalle 2 ay daha buradaydı. Odaya geri döndüğünde kahvaltıları çoktan gelmişti bile. Hemşire hanım da odadan çıkıyordu.
George:Günaydın bayan Bell.
Bell:Günaydın George. Babanın günlük kontrolünü yaptım. Kahvaltı edebilirsiniz.
George:Teşekkürler.
George hemen içeri geçti ve odadaki küçük masaya oturup kahvaltı yapmaya başladı."George seninle bir şey konuşmam gerek."George kafasını yemekten kaldırıp adama baktı. Oğlum değil de George diye seslenmişti ona. Ciddi bir şeyler olduğunu anladı."Evet baba?" Baba bir iç çekip söze girdi."Hiç bu konu hakkında konuşmadık. Yani 1 ay boyunca. Ama annenin bahsettiği adam. Onu gerçekten seviyormusun?"
George şaşırmıştı. Çünkü geldiğinden beri bu konuyu bir tek annesiyle evde tartışmışlardı. Yani kavga etmişlerdi."Bunu şuan nereden çıkardın? Durduk yere-"
"Bak, oğlum ben senin mutluluğunu istiyorum. Annen bunu anlamayacak kadar senin iyiliğini düşünüyor bu yüzden-" George sözünü kesip dik dik bakmaya başladı "Benim iyiliğimi mi düşünüyor? O zaman bunu bana neden yapıyor?"
"O sadece senin iyiliğini istediği için fikirlerine önem vermeyi unutuyor. Her neyse. Ben sadece bir şey söylemek istiyorum. Eğer bugünkü ameliyat dan sağ salim çıkmazsam mutlu olmanı istiyorum. Yani eğer onu seviyorsan onun yanına git. Ölmeden önce senden tek istediğim bu. Mutlu olman. " George un gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı." Baba... "Gidip hemen adama sarıldı." Tamam. Mutlu olucam. Ama sana bir şey olmayacak tamam mı?" " Tama-" Adamın sözünü kendi öksürükleri böldü. Kalbini tutarak öksürmesinin dinmesini bekliyordu ama hala geçmemişti.Normalde böyle olurdu ama bu kadar uzun sürmezdi. George hemen ona bir bardak su uzattı ama su da işe yaramadı. En sonunda George kolidora fırlayıp hemşireleri çağırdı. Adam ı alıp ameliyathaneye götürdüler. Bir süre sonra annesi hastaneye geldi.
Doktor geldiğinde yüzünde iyi bir ifade yoktu. "Hemen ameliyat a almalıyız yoksa hayatta kalamaz ama ameliyat ile de yaşayacağına garanti veremem." Adamın söylediği şeyler ile George un babası hemen ameliyata alındı. George un arkasında duran tek kişi oydu. Annesi zaten babası ölürse üstüne çok gidecekti ve asla dream a geri dönemeyecekti. '' Seni bir daha bırakmayacağım.'' Söylediği şeyler aklına gelmişti ve daha da üzülmüştü. Ameliyatın iyi geçmesi için çok dua etti. Zamanın nasıl geçtiğini bile anlamadığında uyuya kaldı. Saat 7 olmuş ve annesi yanında doktorla konuşuyordu ama bir anda ağlamaya başladı.
"Anne!" George hemen ayağa kalktığında doktor kafasını olumsuz anlamda sallıyordu. "Ö-öldü mü?" Titrek sesiyle konuştuğunda adam kafasını evet anlamında salladı. Hayatının şokunu yaşayarak dümdüz ve boş bir şekilde duvara bakıyordu. "Başınız sağolsun" Doktor giderken konuşmuştu. Ama George onu duyamayacak kadar kötü durumdaydı.
Saat gece 2 olduğunda onlar daha yeni eve dönüyordu. Cenaze ve diğer işlemleri halletmeye çalışmışlardı. Ve hastaneden ayrılmış eve doğru araba sürüyordu annesi. Tek kelime etmeden ikiside yola odaklanmıştı.
Ama annesi sessizliği bozdu. "Hepsi benim yüzümden." George şaşırarak kafasını ona doğru çevirdi."Ne?" "Ben sadece o hastayken ona iyi bakamadım sana kafayı o kadar çok takmıştım ki çoğunlukla sinirli olduğum için ona da kızıyordum-" George onun sözünü kesti. "Evet biraz senin suçun ama benimde suçum var. Sizi mutlu edemedim. Sizden kaçtım..."
"Aslında haklısın oğlum. Bizden kaçman normal. Sana engel olmamalıydım. Biliyor musun? Aslında beraber çok tatlısınız. Ve bir çocuk da sahiplenebilirsiniz belki." George annesinin ani ruh değişimiyle şaşırarak ona baktı. "Sen iyi misin? Bir ay öncesine kadar beni ondan ayırmak için buraya çağırdın ve şimdi onunla olabileceğimi mi söylüyorsun?"
"Ben sadece neler yaptığımın farkına vardım George... Eğer mutlu olacaksan gidebilirsin. Artık sana engel olmak istemiyorum."George hep bu anı beklemişti ama mutlu olamıyordu."Seni yanlız bırakacak değilim. Artık babam yok bir tek sen varsın bu yüzden ondan vazgeçebilirim. Unutabilirim..." Annesi güldü ve konuştu. "Bu söylediklerine sen inandınmı? Çünkü ben bile inanmadım. Gerçekten, ben bir süre yanlız kalabilirim. Şuan sadece senin mutlu olman önemli. Yarın cenazeden sonraya bilet aldım. Lütfen oğlum yaptığım şeyi düzeltmeme izin ver. Moralinin düzelmesinin tek yolu bu." George annesinin sözü bitince eve geldiklerini anladı ve ona sarıldı."T-teşekkür ederim..." O gece hiç uyumadı. Sadece dream ın açtığı yayını izledi. Zaten hep bunu yapıyordu. Yani hastanede değil de evde kaldığı zamanlar hiç uyumaz dream ın yayınını izlerdi.
Nedense dream o günden sonra çok yayın açmaya başlamıştı. George da tam aksine. Bir ara bırakmayı bile düşünmüştü. Yayında bir donate geldi. "George a noldu? Onla konuşuyor musunuz?" Dream bunu sesli okuduğunda George istemeden gülümsemişti. "Bilmiyorum ve bu soruları cevaplamıyorum." Suratı düşmüştü ve soruları cevaplamadığını söylemişti. O da çok üzgündü sanırım diye düşündü ama yarın onu görücekti. Bu düşünceler arasında uyuya kaldı.
Dream uyandığında her zamanki gibi eline telefonu alıp yarım saat daha yatakta kalmıştı. Yataktan kalktığı gibi gözleri kararmıştı. Bir süre oturdu ve geçmesini bekledi. Bu bayadır oluyordu. Belki sağlıklı beslenmediği içindi belkide sadece fazla teknoloji bağımlısıydı. Banyoya gidip dişlerini fırçalamaya başladı. Su sesinden biraz geç duysada kapının çaldığını farketti odasının camından kapıya baktı ve zili çalan kahverengi saçlı elinde valizler olan oğlanı görünce şaşkınlıktan baka kaldı. Göz göze geldiklerinde içeri geri girdi ve kapıya koştu. Kapıyı açtığı gibi hafif bedenin üstüne atlaması bir oldu."GEORGE!" Dream bağırdığında gözünden yaşlar süzülmeye başladı. Diğer çocuk zaten kapıdayken ağlamaya başlamıştı."D-dream" çocuğun titrek çıkan sesiyle mutluluktan değil gerçekten üzgün olduğu için ağladığını farketti."George? Neden ağlıyorsun? Burdayız işte. Beraber." George daha da ağlayınca yerden kalkıp dream ın odasına gittiler. Dream George a su verip yüzünü yıkatmıştı."Dream. B-babam gitti... Artık y-yok. Onu dün gömdük..." hıçkırarak ağlamaya başladığında
Dream şaşkınlıktan hiç birşey yapamadı. George ise konuşmaya devam etti."Ama ölmeden önce dedi ki 'git ve o adamla mutlu ol' bende onun dediğini yapıyorum." Dream da ağlayarak George a sarıldı."George çok üzgünüm..." Bir süre öyle durduktan sonra buluştuklarını yayında açıklamaya karar verdiler. "Başlatıyorum?" George kafasını olumlu anlamda sallayınca yayını başlattı ve konuştu."George geri döndü!" İkiside gülerek sarıldılar ve yayına devam ettiler.Bu da finaldi yani benim içime biraz sindi daha güzel de yazabilirdim büyük ihtimalle ama finali yazmak her zaman zor olur bu yüzden eğer beklediğiniz gibi değilse üzgünüm ama bitti. Mutlu son istediniz bende böyle yaptım herşey biraz hızlı gelişmiş olabilir. VE NEREDEYSE 3 BİN GÖRÜNTÜLENME OLMUŞ TEŞEKKÜR EDERİM GERÇEKTEN. 2 buçuk k görüntülenme var belki 3 K olur bilmiom ama okuduğunuz için teşekkürler tekrardan. Diğer yazdığım hikayeye de bakabilirsiniz. Görüşürüz ✨💚💙✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ღ𝑫𝒊𝒔𝒕𝒂𝒏𝒕 𝒍𝒐𝒗𝒆ღ(dreamnotfound)
Teen FictionGeorge ile dream beraber yayın yapan 2 arkadaş. Ama onların bilmedikleri içlerinde yaşayan aşkı saymazsak.