Babam bize baktığında Anıl'la biz donmuştuk ama pisliğin biri gülümsüyordu, kim olduğunu tahmin edebilirsiniz.
Babam arabayla yanımızdan geçerken durdu ve camını açtı. "Kızım sen napıosun burda" dedi ürkütücü sakinliğiyle. "Hiç baba öyle takılıyorum ya sen" dedim ve tatlı bir gülümseme göndermeye çalıştım.
İşi şakaya vrurusam çok ceza almazdım, planım buydu.
"Hepini eve girin konuşmam gerek" dedi ve şoför arabayı sürmeye devam etti.
Hepimiz suspus olup eve doğru yürüdük. Şuanda ölüme doğru yürüyen bana alkış yok mu?
Eve girip hemen kendimi savunmak için birşeyler düşündüm ama şu koruma pisliği yüzünden odaklanamıyordum. Anıl'la ikimizin ortasındaydı biraz daha sırıtmaya devam ederse yumruğu ya benden yiğicekti yada Anıl'dan.
En sonunda dayanamadım ve sordum "neye gülüyorsun çok mu komik?" Diye sitem ettim. "Evet komik ve birazdan başınıza güzel şeyler gelmiycek ona gülüyorum" dediğinde iyice sinirlerimi bozdu ve tam omzuna yumruk atıcakken yumruğumu tuttu.
Bu nasıl büyük el, elimi avuçladı ya bildiğiniz neyse tamam sakinim.
"Birdaha o elin kalkarsa kırarım" dedi ve elini sıktı tabi benim elimde içinde acı içinde kıvrandı.
Güzel elim vardı oysa ki.
Anıl koruma bozuntusunun kolunu tutup elimi kurtardı ve tehdit edercesine konuşmaya başladı. "Birdaha Turkuaz'a karşı böyle konuştuğunu duyarsam çok kötü olur." Dedi ve o sırada tam karşılık vericekti ki babamın sesi tüm salonda yayıldı.
"Kesin sesinizi salonumda kavga istemiyorum!" Dedi bağırır gibi. Babam ağır adımlarla herzamanki oturduğu koltuğa oturdu ve karşısına oturmam için işaret yaptı bende geçtim oturdum.
"Senin odandan çıkman yasaktı Turkuaz neden çıktın odandan" diye sordu sakince. "Bilirsin baba ben bir odada çok uzun kalamam hava alıym dedim" alaya vurucaktım ama sitemimide belli edicektim. "Sana odandna çıkamazsın dediğimde çıkamazsın olay bu kadar basit" dedi ve koltuğa yayıldı. "Bana haksızlık yapıyorsun benim ki de can baba tek izin verdiğin arkadaşım Anıl bırakta onunla dışarıya çıkabileyim bari" ilk başta kararlılıktan yalvarmaya dönmüştü ama olsun idare ederdi sesim.
"Konu kapanmıştır" diye kestirip attığında bende hemen lafa girdim "tamam o zaman bugün nasıl kaçtıysam bu seferde öyle kaçarım ama o zaman yüzümü tekrar göremezsin!" Diye hafif bağırıp arkamı dönüp yürümeye başladım.
Babam bana kıyamazdı elbette ne istediğimi sorucaktı.
"Tamam gel buraya" dediğinde hemen arkamı döndüm ve koşar adımlarla babamın hemen yanındaki koltuğa oturdum. Yüzsüzdüm biliyorum.
"Ne istiyorsun söyle" dedi bıkkın bir şekilde bende biraz düşündüm ve hemen cevap verdim "ilk başta şu koruma bozuntusunun kovulmasını istiyorum ama parasız bırakmayın her ay havale edersiniz çalışıyo gibi neyse sonra ise okula gitmek istiyorum" dediğimde babam düşünür gibi yaptı sonra ise şaşkınlıkla kaşları kalktı.
"Her çocuk okula gitmek istemez sen ise gitmek istiyorsun" dedi bende güldüm sonrada sessizce "biz nerde yanlış yaptık bilmiyorum ki" dedi ama bunu zorlukla duydum sanki kendi kendine hazmetmeye çalışıyordu.
"Gel buraya" dedi ve yanına oturmam için kolunu kaldırdı bende hemen kolunun altına girdim.
Çoğu kız gibi babama düşkündüm. Ne kadar sinirlensem de onsuz yapamazdım.
"İlk önce sen ne merhametli çıktın hem kov diyorsun hemde parasını ver diyorsun" dediğinde güldüm sonra devam etti "tamam eğer istediğin buysa izin veriyorum okula gitmene ama koruma bozuntusu dediğin kişiyi kovmuycam hatta onu senin özel koruman yaptım." Dediğinde hemen olduğum yerden şaşkınlıkla doğruldum. "Hayır baba kesinlikle olmaz" dediğimde hemen cevap verdi "okula gidebilirsin ama yanında Ares olucak düşün kararını ver" dediğinde tüzümü ekşittim.
"Baba çok acımasızsın" dediğimde sırıttı.
İki ucu boklu çubuk dedikleri bu olsa gerek.
Herşeyi geçtim de babam Ares mi dedi? Güzel ama değişik bir ismi varmış, beğendim.
"Baba nerden biliyorsun belki beni kaçırıcak, belki benim üzerimde çin işkenceleri deniycek, onun yerine Anıl'la aynı okula gitsem olmaz mı? Lütfeeeeeen" diye yalvarışlarımı babam sus dercesine elini kaldırmasıyla son buldu. "Hayır olmaz, Ares benim çok eski bir dostumun oğlu senle başedemediğimi söyleyince kendisi bu teklifi sundu, Amerika'da eğitim görüyordu Türkiye'ye yeni geldi, kısacası artık gözüm arkada kalmıycak ve Ares'in sözünden çıkmayacaksın" dedi ama ben hala dediklerini algılamakta zorlanıyordum.
Amerika'da mı eğitim görmüştü? Gidip en saçma şeylere takılıyorum neyse.
Babam Ares'e baktı ve "eti senin kemiği benim" dedi ve karşılıklı sırıttılar. Bende istifimi bozmadan ayağa kalktım ve "bari krolaşmasaydın" dedim ve cool bir şekilde yürümeye başladım. Tabi bu iki adımda son bulmuştu.
Yere fena düştüm ama en azından betona değil ona şükretmeliyim. Salondaki herkez kahkaha atınca sinirlerim bozuldu herkeze kötü bakışlarımı attım tabi Anıl'da dahil odama doğru yürüdüm.
Tam merdivenlerden çıkıcakken babamın sesiyle durdum. "Yarına okuluna başlarsın, ben gidiceğin okulu ayarlarım ama benim kızım olarak gittiğin bilinmiycek yoksa düşmanlarım başına üşüşür" dediğinde "aman ne güzel " diyip yapmacık surat yapıp yukarı çıktım.
Allah'tan babam açık sözlüydü yoksa babam benden utanıyor mu diye düşünürdüm ama olaya açıklık getirmişti.
Herkesin önünde rezil olmasam iyi kızım aslında.
Kulaklığımı takıp tam müzik dinliycekken kapı bir hödük tarafından hödük gibi açıldı, anlamadığım şey sen hiç mi kibarlık bilmezsin insan kapıyı tıktıklatır aptal.
Yorumm yapıp oy kullanırsanız sevinirim umarım beğenmişsinizdir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA KIZI
Ficção AdolescenteHani derler ya mafya kızı olmak kolay herşey elinin altında diye düşünülür, ben herşeyi çözdüm ve şu karara vardım mafya kızı olmak hiç ama hiç kolay değil ve yalanlara inanmamak gerek çünkü mafyanın kızıysanız iki cümlenin içinde bir yalan vardır...