6.BÖLÜM

8.3K 471 10
                                        

Ben sanki bana doğru gelmiyormuş gibi önümü döndüm kitabımı açıp okumaya devam ettim.

Neden anında tüm belaları çekmek zorundayım ki?

Sandalyem çekildiğinde istifimi bozmadan okumaya devam ettim. "Ukala kızımız kitaptamı okurmuş? Beyninin bu kadar gelişmiş olduğunu bilmiyordum" dediğinde herkes bize dönmüştü. Tabi ilk defa Ares'de burdaydı ama sadece bakıyordu dediklerini duymamıştı galiba.

"Ben de senin bunu düşünebilecek zihniyette olduğunu bilmiyordum." Dediğimde herkez 'oo büyük laf soktu bu kızı kimse artık elindne alamaz" dediklerini duyuyordum ama takmıyordum çünkü şuanda Ares bana doğru geliyordu.

"Sen ne diyorsun lan bu cesareti nerden buldun!?" Dedi ve beni ayağa kaldırıp duvara yapıştırdı. Tam elini kaldırdı bana vurucakken elini biri tuttu, yani ben öyle tahmin ediyorudm çünkü hala tokat hissini tatmamıştım.

"Naptığını sanıyorsun!" Diye bir bağırık duyduğumda gözlerimi açtım ve Ares'in zengin züppesini tutup duvara çarptığını gördüm, o sırada müdahele etmem gerektiğini anlamıştım yoksa geldiğimiz ilk günden olay çıkıcaktı.

Hemen Ares'in önüne geçip "dur yapma!" Diye cırladım, ama Ares beni takmamış hatta iki tane sağlam yumruk atmıştı, beni ise kolumdan çekip duvara fırlatmıştı resmen.

Canımın acımış olmasını takmayıp Ares'i kolundan çekmeye çalıştım ama sadece çalıştım çünkü yerinden 1 cm bile kıpırdamamıştı.

"Ares dur yapma! Yeter!" Diye bağırdım ve o sırada Ares yumruklarına ara verdi ve "bu kızın çevresinde seni görürsem daha kötü olur!" Diye tehdit edip ayağa kalkıp yanıma gelirken arkadan o çocuğun kalkmış olduğunu gördüm ve Aras'ın boynuna atılıp biranda yere yatırdı.

Ben daha ne olduğunu anlamaya çalışırken neden kimsenin müdahele etmediğini kavramaya çalışıyordum.

Yumruk atma sırası züppeye gelirken Aras kalkmaya çalışsada üstüne hayvanca oturduğundan kalkamıyordu ve çok sert yumruklar yiyordu.

Kafamı sallayıp olaya müdahele etmeye karar verdim ve bu sefer bu çocuğun kolundan tuttum ve çekmeye çalıştım ve tabiki ilki gibi sonuç alamadım.

"Dur yapma, lü-lütfen" diye kekelediğimde ağladığımı anlamıştım. "Dur yapma herşeyi yaparım" dediğimde çocuk atıcağı yumruğu atmadı ve eli havada kaldı.

Bana baktığında şaşırmış ifadesi vardı ki bende daha nasıl böyle birşey dedim diye düşünüyordum.

Çocuk ayağa kalkıp birkaç tanede tekme attıktan sonra durdu ve konuşmaya başladı "istediğimi yaparım ve sen bunu yaparak bana savaş açtın bu kızın başına ne gelirse senin suçun!" Diye bağırdığında Ares'in kan tükürdüğünü gördüm. Ares kalkmaya çalıştı ama ilk denemesinde yere düştü.

Ben hemen yanına gidicekken kolumdan tutulup çevirdim. Beni bu züppenin çektiğini görünce ne istiyorsun gibi baktım, yüzünün aynı Aresin ki gibi dağıldığını gördüm ama Ares tekme atmamıştı, Ares'e ayrıca tekme atılmıştı ve sert atılmıştı bu yüzden kalkamıyordu büyük ihtimal.

"Öğle arası arka bahçeye gel ve tek gel yoksa biricik sevgiline daha çok zarar veririm!" Diye tehdit edip gitti.

O değilde neden gelen geçen beni birileriyle sevgili sanıyo?

Ben hemen Ares'in yanına gittim. Çok kötü haldeydi.

Başını ellerim arasına alıp dizimin üstüne koydum ve konuşmaya başladım " teşekkür ederim hemde çok teşekkür ederim ve özür dilerim arkandan sana yaklaştı ama sana söyleyemeden seni yere düşürdüm tekrar özür dilerim benim hatam" dedim ve burnumu çektim.

Ares gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı "önemli değil kendini üzme ve unuttun mu benim görevim bu" dedi ve göz kırptı. Bu halde bile beni rahatlatmaya çalışıyor ya ben birşey demeyeceğim.

Ambulans sesi duyduğumda sınıftakilerin ambulans çağırdıklarını anlamam uzun sürmedi.

Ben bu zekayla çok yaşamam da neyse.

İki kişi Ares'in koluna girip götürmeye başladılar tabi bende arkalarından gidiyordum.

Ares'e ne kadar sinir olsam da bugün beni korumuştu bu yüzden birkaç günlüğüne bulaşmama kararı aldım.

Ambulans'a getirdiğimizde hemen bindirdiler bende binicektim ki o sırada züppe beni tuttu, bir saniye bu ne zaman buraya gelmişti?

"Hayır sen gidemezsin!" Diye sessizce ve tehditgarca söyleyip kolumu ambulans gidene kadar bırakmadı. "Bırak kolumu ambulans gitti" dedim ve kolumu hızlıca çekip yanından gittim. Bu çocuk simirlerimi bozuyordu.

Yukarıya çıktığımda zilin çalma sesini duydum ve direk Anıl'ın sınıfına girdim. İçerdeki hocanın daha dersi anlatmasını bitirmediğini gördüğümde anında çıktım.

Al işte yine rezil oldum.

Birkaç dakika bekledim pardon kapının önünde volta attıktan sonra hoca dışarıya çıktı ve bana bakıp konuşmaya başladı "küçük hanım birdahaki sefere içerde hoca olup olmadığına bak öyle gir." Dedi ve gitti.

Ben onun arkasından dil çıkarırken Anıl'ı görmemle yerimde sıçradım. Korkmuştum, insan aniden gelirmi? Diye düşünürken Anıl gülmeye başladı "cadı istersen dilini içeriye sok bu havada sinek olmaz" diyip daha fazla güldüğünde sinirlenmiştim ve ayrıca dilimin hala dışarda olduğunu farketmiştim.

Dilimi sokup Anıl'ın koluna bir tane yumruk attım tabi sonrasında ise hemen sarıldım, buna ihtiyacım vardı.

Anıl ilk şaşırsada kollarını oda bana sardığında "neoldu?" Diye sordu bende hemen cevap verdim "birşey yok sadece sarılmak istedim" dedim ve geri aklıma dank eden soruyu ona yönelttim " Anıl öğle arasına kaç ders var?" Dedim ve ondan ayrılıp suratına bakmaya başladım. Varlığı bana kesinlikle güven veriyordu.

"Acıktın demi cadı" dedi ve güldü bende kafamı sallamakla yetindim. "İki ders sonra" dedi ve anında zil çaldı. Neden tenefüsler daha uzun değil ki?

Anıl'la ayrılıp sınıfa doğru yürümeye başladım. Öğlen olsun istemiyordum açıkcası.

Meraba canlarımm, kitabımı beğeniyormusunuz? Yorum yapıp vote verirseniz çok mutlu olurum, sizleri seviyorum :))

MAFYA KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin