"Takas"
Bring the lion out
⚔️
Selam kan güzellerii!
Yeni bölüme geçmeden önce hemen kısa bir hatırlatma ve bilgilendirme yapacağım. Bu, daha önce bahsettiğim geçmişi kapsayacak olan bölümlerin başlangıcı. Merak etmeyin sizi hikayenin akışından koparacak kadar geçmişe götürmeyecek ya da kafa karışıklığı yaratmayacağım. Ama bu bölümlerin oldukça önemli olduğunun da altını çiziyorum...
Keyifli okumalar
***
"Nerede bu lanet korsan?" dedi Brendon, bira fıçısını masaya çarparken. Yüzünün neredeyse yarısını gölgede bırakan kukuletasının altında memnuniyetsizlikle kıvrılmış solgun dudakları seçilebiliyordu.
Annarithel, masanın diğer ucundan öne doğru eğildi, kukuletasının altında parıldayan gözlerini adama dikti. "Söylenmeyi bırak da gözlerini dört aç."
Yaklaşık yarım saattir, bu leş gibi ter ve içki kokan tavernada buluşacakları ganimet avcısı emekli bir korsanı bekliyorlardı. Denizlerin asi çocukları korsanlar, İnsan Krallar başa geçtiğinden beri sefalet içindeydi. Buluşacakları korsan da yalnızca ataları sayesinde bir korsan sayılıyordu; ganimet avcılığını yıllar boyu karada sürdürmüştü.
Adamın verdiği bilgiye göre omzunun üstünde durmadan dediklerini tekrarlayan bir papağan vardı ve sakalları "hoş" örgülerle toparlanmıştı. Bu şekilde onu tanıyacaklardı. Sanki Thallieos'ta bir korsanı gördüğü an tanımayacak biri varmış gibi... Buluşma yerini de adam seçmişti. Gece vakti Burenthas'in en alt tabaka insanları bu tavernaya doluşuyordu, askerler denetlemeye bile değer görmüyordu. Masaların üstüne kusanlar, birbirlerinin boynuna bıçak dayayanlar ve sarhoş kahkahalar patlatırken yere devrilenlerle doluydu.
Pencereler içerisi görünmesin diye siyah perdelerle örtülmüştü, şamdanlardan damlayan mumlar bile havasızlıktan can çekişiyordu sanki. Uzun barın arka tarafında kalan merdivenler özel odalara çıkıyordu. Birini öldürmek, kimselere görünmeden gizli buluşmalar gerçekleştirmek ya da eşinden habersiz metresiyle buluşmak isteyenler için mükemmel bir mekândı. Annarithel kollarını birbirine dolayıp gözlerini devirdi.
Gerçek bir lağım çukuru.
Her ne kadar korsan; sıradan askerler ve İnfazcıların uğramadığı bir yer olduğunun teminatını vermiş olsa da Annarithel gerilmişti. Loş ışıkta açık kırmızı yansımalarının silikleştiği kan kırmızı saçlarını parmağına dolayıp sıkıyordu. Xathmoran'e bağlı Burenthas tekinsiz bir bölgeydi, yakalandıkları an ölümden daha beter sonuçları olurdu. İnsan Krallar, Thallieos'un on altıncı yüce hükümdarı Roadolos'u hain bir saldırıyla devirdiklerinden beri, büyü gücüne sahip yedi Mirasçı Hane'nin ve farklı hanelerin birleşiminden doğan melezlerin özgürce yaşama haklarını ellerinden almışlardı. Yakalandıkları yerde, koşullara bağlı olarak -tabiri caizse canları ne isterse- ya infaz ediliyor ya da zorla Kızıl Topraklar görevine atanıyorlardı. Eh, yasaklanan büyü onları korumaya yetmiyordu tabii.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanın Şarkısı (Kanın Şarkısı Serisi 1)
FantasíaKİTAP OLDU -Wattys 2021 Kazananı- "Annarithel Orvira sebepsiz yere can alacak soğuk kanlı bir katil değildi ama aç bir yılanın ne kadar merhameti varsa onun da o kadar merhameti vardı." * Tanrıçasının nefesiyle topraktan doğan, geleceği için yalnızc...