KİTAP OLDU
-Wattys 2021 Kazananı-
"Annarithel Orvira sebepsiz yere can alacak soğuk kanlı bir katil değildi ama aç bir yılanın ne kadar merhameti varsa onun da o kadar merhameti vardı."
*
Tanrıçasının nefesiyle topraktan doğan, geleceği için yalnızc...
The sirens Ring out The violence Pours down Heat rises And blood falls Eyes blinded Hope seems gone But we'll make it out alive
⚔️
Kocaman bir selam!
Ve, keyifli okumalar✨
___
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Annarithel ve Callidus Birlik'in malikânesinin arazisine girdiklerinde, karla karışık yağmurdan sırılsıklam olmuşlardı. Fırtına Ormanı'nda ağaçlar sayesinde biraz da olsa yağmurdan korunabiliyorken Oyuk Kasaba'nın geniş açıklığında bu mümkün değildi. Annarithel ıslanmaktan nefret ederdi. Deri giysisi tenine yapışır, pelerini omuzlarında ağırlık yapar ve her adımında bedeninden canını sıkan sesler çıkardı.
Malikânenin girişinde nöbet tutan gözcüler ikiliyi gördüklerinde tedirgin olsalar da sırtını duvara yaslamış Annarithel'ın dönüşünü bekleyen ve kara gözleri hinlikle parıldayan adam bir hayli sevinçliydi.
"Kan kırmızı saçlara zaafım olduğunu söylemiş miydim?"
"Bence senin iki bacağı olan her şeye zaafın var, Kael," diye homurdandı Annarithel.
Kael, elini kalbine götürerek yüzünü buruşturdu. "Bu acıttı."
"Kan Avcılarının kalplerini saçlarına iltifat ederek kazanamazsın." Tüm Thallieos bu taktiğin işe yaradığını sanırdı ancak sonuç hep hüsrandı.
Kael'in yüzü yapmacık bir heyecanla doldu. "Yani... Kalbini başka yollarla kazanabilirim.".
"Hiç şansın yok."
"Döneceğini biliyordum." Kael'in bu seferki gülümsemesi, samimi bir teşekkür gibiydi.
Annarithel başını sallayarak geçiştirdi. Onlar için dönmemişti.
"Yüzüne ne oldu senin?" diye sordu Kael, yumuşak ve neredeyse üzgün bir ses tonuyla. Annarithel'ın Mamba'ya karşı oynadığı role inandırıcılık katmak için kendisini hırpalayışından kalan izlerden bahsediyordu elbette.
Kan Avcısı umursamaz bir tavırla omuz silkti.
Kael önde, Annarithel ve Callidus arkasında etrafı izleyerek ilerliyordu. Malikanenin holü Kardeşlik şatosununki kadar geniş değildi, holün ortasında içi sikke ve çiçeklerle dolu kare bir çeşme vardı. Çeşmenin arkasında geniş ve dik bir merdiven üst katlara çıkıyordu. Merdivenin iki yanından arkaya uzanan koridorlar avluya ve henüz Annarithel'ın bilmediği başka bölümlere ulaşıyordu. Kael merdivenden çıkmayıp sağdaki dar koridora girdi. Malikânenin eski sahibi karanlığı sevmeyen bir tipti belli ki, her duvarda küçük pencereler vardı. Malikânenin ön kapısına bakan pencerelere demir parmaklıklar yerleştirilmişti.