15.Bölüm: Zehirden Yaratılmış Kadın

1.2K 266 267
                                    

"Zehirden Yaratılmış Kadın"

Secrets tell a million lies
But the night still has a thousand nights
And when the truth is brought to light

⚔️

Keyifli okumalar canlarımm!

Ölüm yoktur banaSonsuzlukta yeniden doğarımElbet kanınla buluşur, akan kanım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ölüm yoktur bana
Sonsuzlukta yeniden doğarım
Elbet kanınla buluşur, akan kanım.

Kana adanmış, boşluğa okunmuş, kaybedilenlerin yası için bir yemin.

Kan Avcıları bu yemini kaybettikleri kişilerle elbet Enhrecha'nın huzurunda yeniden buluşacaklarına inandıkları için ederlerdi ama Annarithel Orvira, geri kazanmak, tanımak istediği ailesi için ediyordu. Yeminini duymalarını isterdi, kızlarının yaşadığını ve onlar için geldiğini bilmelerini isterdi.

Yemin bir ölüm yeminiydi, ironikti. Annarithel kötü düşünceleri kafasından uzaklaştırdı. Onların yaşadığına, kızlarına kavuşmak için beklediklerine inanmak istiyordu. Eğer öyle değilse... Yıpranmış ruhunda nefret ve intikam ateşinden başka bir şey kalmayacaktı. Ve Thallieos'u Enhrecha adına kana bulayacaktı.

Morlaniar Harabe Tepeler'inin en ucunda oturmuş, güneşin sonsuzluğunu ve büyü bariyerinin bir bıçak gibi kestiği denizin sonunu izliyordu. Tüm Thallieos gibi Annarithel'ın da tıkılıp kaldığı kutunun içinde mevsimler bile doğal seyrinde ilerlemiyordu; rüzgâr yeterince sert esemiyor, kar tutamadan eriyip gidiyor, yaz vakti ise güneşin yakıcılığını hissetmek istediğinde eline pek bir şey geçmiyordu. Kurak çayırda tek tük kalmış otları yoldu. Kucağına başını koymuş tilkinin başını okşadı. Ailesinin yüzünü bile hatırlamıyordu. Elinden alındıklarında daha küçücük bir bebekti. Mamba onu kurtarmıştı... Onu beslemiş, kendi kızı gibi büyütmüştü... Kehribar gözlerini ve dolgun dudaklarını babasından aldığını; kuğu gibi zarif boynunun ve uzun bacaklarının tıpkı annesine benzediğini söylemişti.  Saçlarını sormuştu Annarithel annesinin. Omuzlarının üstünde dans eden kan kırmızı dalgalar, diye anlatmıştı Mamba. O günden beri, Annarithel saçlarının uzamasına müsaade etmiyor ne zaman omuzlarına değse hemen kesiyordu.

Onlardan geriye kalan ufak bir bohçaydı. Bir çocuk kitabı, küçük bir şişedeki yasemin kokusu ve yakut hançerler. Mamba Annarithel uyumadan evvel o kitabı okurdu hep, Annarithel yasemini de yanı başında tutardı. Eli silah tutabilecek yaşa geldiğinde de hançerleri vermişti.

Annarithel'ın yüreğinde ağır bir burukluk vardı. Ama suçluluk duyamazdı. Suçluluk duyarsa, hata yapardı ve hatası onun bu hayatta yaptığı son hareket olurdu. Mamba, ona annelik yapmış olsada gerçek annesi değildi. Ve Annarithel, hep biliyordu ki Mamba'nın sevgisi yalnızca göstermelikti. Onun gibi kadınlar bir karşılığı olmadan kimseye şefkat göstermezdi; avuçlarında hissedemedikleri şeylere fazla bir değer biçmezlerdi ve sevgi de o şeylerden biriydi. Annarithel, Mamba'sına onu tatmin edecek, avuçlarını ve zihnini dolduracaklarını verir Mamba da karşılığında sevgisini bahşederdi. Mamba, Zanosrit'in lideriydi ve Annarithel da kalıbından çıkardığı en iyi silahtı. 

Kanın Şarkısı (Kanın Şarkısı Serisi 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin