" Ron..." kabarık saçlı kız, titreyen erkek arkadaşının elini usulca tuttu.
" Eğer istemiyorsan katılmak zorunda değilsin."Ron başını iki yana salladı. " Hayır, orada olacağım... Emin olmak zorundayım."
Hermione, Ron nun neyin içinden geçtiğini düşünmek bile istemiyordu. Aslında bakılırsa kendisi de hala bütün bunların kamera şakası olduğunu düşünüyordu. Ginny sorgu odasına getirildiğinde onlara kocaman gülümseyip, Sizi kandırdık! Oh Ron, yüzünün halini görmeliydin, diyecekti.
St. Mungos daki morgda uyuyan en iyi arkadaşı Harry ise dirilip aniden içeri dalacak ve, Ben sağ kalan çocuğum. Gerçekten öldügüme inandınız mı? diye dalga geçekti. Daha sonra bütün olup bitenler birer korkunç hatıra olarak kalacaktı.
Hermione saatlerdir, bunun gerçekleşmesi için dua ediyordu fakat ne az önce St. Mungos tan getirilen Ginny den ses vardı, ne de Harry dirilmişti.
" Bugün onun doğum günüydü." dedi Ron uzun bir sessizlikten sonra. Kaşları hafifçe çatıldı. " Harry i odasına çıkartıp biz pastayı aşağıda hazırlayana kadar oyalayacağını söylemişti...B-belki bir tür doğum günü şakası yapıyordur."
Hermione tüm kalbiyle buna inanmak istiyordu fakat Harry nin ölü bedeni gözünün önüne geldikçe sözcükler boğazında düğümleniyordu. Yanıt veremedi.
" Böyle olmayacak." dedi Ron aniden, yaslandığı duvardan doğruldu. " Ben gidiyorum."
" Nereye?" dedi Hermione şaşkınca.
" Elbette Harry nin yanına." dedi Ron bu bariz bir şeymiş gibi. " Buna bir son vermeli."
" Ron-"
" Hele bir gelsin, ikisiyle de asla konuşmayacağım." diye devam etti Ron. Hermione yi duymuyordu bile.
" Bu sefer şaka konusunda iyice çizmeyi aştılar. Belki George da onlarla beraberdir-"" YETER!"
Ron sustu. Gözleri yavaş yavaş kızarmaya başlayan kabarık saçlı kıza bakakaldı. Hermione elllerini çenesine koyup gözlerini onunkine dikti. " Harry öldü."
Bu sözler oğlana tokat gibi çarptı. Şimdi onun da mavi gözleri yaşlarla dolmaya başlamıştı. " Ginny bunu yapamaz... Kız kardeşim en yakın arkadaşımı öldüremez Hermione. B-bunu kaldıramam!"
" Biliyorum." dedi Hermione sessizce. " Buna ben de inanmak istemiyorum fakat gerçekçi olmak zorundayız. En azından Ginny için... Harry i her şeyden çok sevdiğini biliyorsun. Bir yanlış anlaşılma olmalı. Olmak zorunda. Aklımız yerinde olsun ki onu düzgün savunabilelim."
" P-peki Harry?" dedi Ron. Sesi çatladı. " Onu hayata kim döndürecek?"
Hermione daha fazla dayanamadı. Göz yaşlarını gizlemek için oğlanın boynuna sarıldı.
" H-harry i kim öldürdü bilmiyorum ama intikamını alacağız. Sana söz veriyorum."
Bir öksürük sesi ayrılmalarına sebep oldu. Seherbaz Helen Terra, eşikte dikiliyordu.
" Sorgu dairesinde bekleniyorsunuz. Shacklebolt hazır olduklarını söyledi."
Ron, elinin tersiyle gözlerini sildikten sonra " Tamam, geliyoruz." dedi.
" Sizin için ne kadar zor olduğunu biliyorum." dedi siyah saçlı kadın, yüz ifadesi bir parça yumuşadı.
" Katılmaya mecbur değilsiniz. Hatta bence...bunu görmemelisiniz."Kadının ses tonundaki gerginlik Hermione nin hiç hoşuna gitmedi.
" Duyarlılığınız için teşekkürler Mrs. Terra fakat ortadaki bu çirkin yanlış anlaşılmayı düzeltmeye kararlıyız. Ginny nin ifadesinden sonra da onu eve alıp görürebileceğimizden eminim. Harry nin katili hala dışarıda elini kolunu sallayarak geziyor. Hemen buna bir son verip hemen katili yakalamaya odaklanmamız gerekiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Murderer [ Harry Potter ]
FanfictionLord Voldemort her geçen gün ölüme biraz daha yaklaştığını biliyordu. Ruhlarının parçalarının o küçümsediği on yedi yaşındaki oğlan tarafından birer birer yok edildiğini hissetmek, ölümsüzlüğüne olan tam inancının sarsılmasına neden olmuştu. Savaşı...