Murderer [ Harry Potter ]

13. Bölüm ~ Son Nefes ~

" Suları hazırlayın çünkü medyaya kalbimi bırakıyorum..."

Keyifli Okumalar...

Not:  Şiddet ve + 18 içerik içerir.

......................................................................

31 Temmuz 2002

"...Hediyeler hazır, süsler hazır. Geriye sadece pasta kaldı!" dedi Hermione heyecanla." Bugün büyük gün."

Ginny gülümsedi. " Evet. Evet öyle."

Büyük gün.

Öyle olacağını biliyordu. Bu zamana ihtiyatla, bu anın geleceği günü iple çekmişti. Yaklaşık üç haftadır Weasley e bedenini kullanma izni vermiyor, yaşadığı ikili hayatı fark etmemesi için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Artık istediği tüm güce ve kontrole sahipti.

Vakit gelmişti.

Haftalardır nefret ederek yaptığı rolden hiç bugünkü kadar zevk alacağını tahmin etmemişti.

" Pasta işi sizde!" dedi kızıl saçlı kız, hevesle ellerini birbirine çırptı.
" Ben onu oylarım."

Ron, elinde tuttuğu tabakları masanın üzerine koyarken Hermione ile şaşkınlık dolu bir bakış paylaştı.
" Bundan emin misin?"

" Ne? O benim sevgilim, bundan doğal ne var?" dedi Ginny yalancı bir şaşkınlıkla.

" Eh...Madem ısrar ediyorsun, bizim için bir sorun yok." dedi Hermione.
" Değil mi Ron?"

Kızıl saçlı oğlan pasta kremasını parmaklarken sadece başını iki yana salladı. " Grimmauld 12 de olmalı. Terra öyle bir dava verdi ki kendi doğum gününü hatırladığından bile süpheliyim."

Ginny önemsizce elini havaya salladı.
" Dert etme, o iş bende." mutfaktan çıkıp koşa koşa şöminede gözden kayboldu. Ginny yesil alevlerin arasında kaybolur kaybolmaz Ron
" Aralarının bozuk olduğunu sanıyordum." Hermione ye döndü.

" Belli ki telafi etmeye çalışıyor." dedi Hermione, omuz silkti. " Barışmak için harika bir gün, birbirlerine daha fazla karşı koyabileceklerini sanmıyorum."

" Hatırlat da aramız bozulursa bunu aklımda bulundurayım." dedi Ron muzipçe.

Kabarık saçlı kız tek kaşını kaldırdı.
"  Bozulmadığından emin olmanı tercih ederim." masadaki spatulayı eline tutuşturdu. " Hadi, zaman kaybetmeyelim..."

Onlar pasta ile ilgilenirken Bellatrix, Londra nın öteki ucundaki evin şöminesinden başını çıkarıvermişti bile. Weasley in söylediği gibi Potter ı kağıtların arasına gömülmüş bir şekilde bulmayı beklemişti fakat salon tamamen boş gibi duruyordu. Kaşlarını çatmadan edemedi. Bu hangi cehennemdeydi?

Başını koridora çıkardı. Cebinde duran asasını ağır ağır eline alırken en tatlı ses tonunu takındı.

" Harry...Sevgilim? Neredesin?" dudakları yukarı doğru kıvrıldı.
" Sana doğum günü hediyeni vermeye geldim.."

Alacağın son doğum günü hediyesini...

Kalbi heyecandan gümbür gümbür atıyordu. Potter ın kendi elleri arasında can verecegini bilmenin verdiği düşünce onu zevkten dört köşe ediyordu. Lord Voldemort un intikamı alınacaktı.

Sonsuza dek.

Yukarıdan gelen su sesleri yüzündeki sırıtmanın genişlemesine sebep oldu.