1 Mayıs, 2002
" Al bakalım..."
Ginny, önüne bırakılan ateşviskisi bardağını avuçladı fakat içmedi. Viskinin kokusu ağrıyan başını şimdiden uyuşturmaya başlamıştı.
Üç süpürgeye en son ne zaman geldiğini bile hatırlamıyordu. Tek başına bir kafede oturmayalı epey olmuştu. Çünkü böyle şeyleri yapacak ne zamanı ne de fırsatı olurdu. Hollyhead Harpies in kadınları antremanları ciddiye alırlardı. Tabii takımdayken böyleydi... Bulduğu boşlukları da genellikle Harry doldururdu. Birlikte sinemaya, yemeğe veya başbaşa kalabilecekleri müzikli mekanlara giderdi. Muggleların arasında dolaşmak ikisinin de hoşuna giderdi çünkü şöhrete sahip olan iki cadı ve büyücünün parmakla gösterilmeden dolaşabilmesi neredeyse imkansızdı.
Ama şimdi...
Hiçbiri yoktu. Ne bir işi, ne de Harry vardı. HH den atılmaya katlanabilirdi fakat Harry nin kendisine sırt dönmüş olması çok acıtıcıydı. Hem de şapşal bir mektup yüzünden.
Ginny, B.L. adında hiç kimseyi tanımıyordu. Hatta yaklaşık bir haftadır gerçekten buna kafa patlatıyordu. Eğer Harry, kağıdı şömineye atmadan önce okuyabiliseydi belki bir şeyler öğrenebilirdi. Ya o Ginny den ayrılmak için bahane uyduruyordu ya da...
Olabilir miydi?
O güne dair her şey hafızasında kesik kesikti. Antremana gitmek için evden çıkmıştı. Ardından Londra daki gizli quidditch sahasına girmeden önce Luna yı bir kafeden çıkarken görmüştü. Ona merhaba demişti ve birlikte birkaç dakika sohbet etmişlerdi. Sonra da.... boş. Gerisi yok. Bir türlü anlamlı gelmiyordu.
Ve hatırlayamamak onu daha da ürkütüyordu. Çünkü Harry e karşı kendini savunabileceği hiçbir dayanağı yoktu. Ama...ama yine de...
Sorması gerekirdi!
Bu kadar kolay mıydı? Pekala, kötü göründüğünün farkındaydı fakat gerçekten onu aldatabileceğine inanıyor muydu? Harry onun ilk aşkıydı. Kalbi on yaşından beri onun için çarpıyordu.
Ateşviskisi getiren oğlanın hala yanında dikildiğini fark edince düşüncelerinden sıyrıldı. Başını ellerinin arasında duran bardaktan kaldırdı.
Oğlanın yüzündeki heyecanlı ifade, şimdiden ne isteyeceğini ele veriyordu.
" Acaba-"
Ginny oglanın önlügünün cebinde duran kalem kağıdı kaptı. Hızlıca bir şeyler karaladıktan sonra geri verdi. Belki böylece daha çabuk defolup giderdi.
Oğlan eline tutuşturulan deftere baktı. Gözlerini kırpıştırdı. " Bu nedir?"
" Imza. Bunu istemedin mi?" dedi Ginny, ses tonundaki bıkkınlığı gizlemeye gerek duymadı.
"Ne- hayır istemiyorum. Yani istemedigimden degil!" Oğlan hem şaşkın hem de sevinmiş görünüyordu. " Teşekkürler ama ben başka bir şey söyleyecektim. Gelecek Postasına verdiğin röpotajda imza vermeyi sevmediğini okumuştum-"
Ginnny " Sadede gelir misin lütfen?"
Oğlan defteri özenle cebine kaldırdırdıktan sonra elinde duran diğer kağıdı masaya bıraktı. " Bir adam size bunu vermemi istedi."
Ginny kaşlarını çatmaya engel olamadı. Kâğıdı eline alır almaz içi huzursuzlukla dolmuştu. Umarım düşündüğü şey değildi. Hala yanından gitmeyen oğlana artık defol bakışı attı.
Ama işareti anlamayan garson
" Hollyhead Harpies ten kovulduğunuz doğru mu?" dedi merakla. Ses tonu inanmadığını ele veriyordu. " Gelecek Postasında bazı şeyler yazı-"
![](https://img.wattpad.com/cover/255224787-288-k790202.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Murderer [ Harry Potter ]
FanfictionLord Voldemort her geçen gün ölüme biraz daha yaklaştığını biliyordu. Ruhlarının parçalarının o küçümsediği on yedi yaşındaki oğlan tarafından birer birer yok edildiğini hissetmek, ölümsüzlüğüne olan tam inancının sarsılmasına neden olmuştu. Savaşı...