15. Bölüm ~ Hayal Kırıklığı ~

685 91 190
                                    

Küçükken, Azkaban hapishanesinden bahsedilince ne tür büyücülerin oraya götürüldüğünü kendi kendine sorardı. Nasıl oluyor da insanlar birbirlerini öldürecek kadar şeytani bir ruha sahip olabiliyorlardı? Nefret duygusunu nasıl içlerinde ilk gün ki kadar muhafaza edebiliyorlardı? Ginny, küçükken ertesi gün erkek kardeşlerine kızgın olduğunu bile unuturdu çünkü. Kin tutmanın mantığını bir türlü çözemezdi. Neyi paylaşamıyorlardı ki?

Ta ki şu ana kadar.

Ellerinde prangalarla, Azkaban a götürüldüğü hücrenin içinde hareket hakindeyken, öfkeyi de, kin tutmayı da ve hatta o korkutucu bulduğu Azkaban tutsaklarıyla da empati yapabiliyordu.

Acaba Sirius, suçsuz yere o parmaklıklarin ardına kapatılırken hissettiği şey bu muydu?

Korku.

Kızıl saçlı kızın hissettiği tek şey saf korkuydu.

Kesinlikle ruh emici öpücüğü yerine Azkaban a tıkılmayı tercih ederdi ama hiç bu kadar zor olacağını tahmin etmemişti. Ruhsal açıdan berbat hissediyordu. Eğer neler olduğunu bilmese gerçekten bir suçlu olduğu hissine kapılacaktı. Bu hücre, prangalar, içerideki rutubetli hava ve bu his

Bu berbat lanet olası his.

Alışsan iyi olur tatlım... Dünyama hoş geldin.

Ginny en çok da bundan nefret ediyordu. Fakat öyle bitkindi ki artık kızamıyordu bile. Öfkelenmekten, kendini açıklamaktan ya da ağlamaktan yorulmuştu.

" Ben sen değilim." dedi Ginny. Sesi güçsüz ve duygusuz çıktı. " Ben kimseyi öldürmedim."

Ah evet öldürdün. Potter ı kendi ellerinle öldürdün. Kendi asanla... Gırtlağını sıkan eller sana aitti.

" Sus." dedi Ginny, başını salladı. Duymak istemiyordu. " Yeter artık."

Kontrolü bana ver öyleyse... dedi çatlak kadın. Çünkü yapmam gereken bazı görüşmeler var.

Ginny ne demek istediğini anlamadı.
" Azkaban daki ölüm yiyen dostlarınla mı?" ses tonunu alaycı çıkması için zorlamıştı fakat ağlıyormuş gibi çıkmıştı.

Hayır, 'dışarıdaki' ölüm yiyen dostlarımla.

Ginny nin kanı dondu. Hayır, kaçmasını istemiyordu. Hermione gibi bir kişiye daha zarar vermesini göze alamazdı. Kahretsin, bu lanet olası arabayı kim çekiyordu??

İçinden bir ses Bellatrix in sıradaki kurbanının Neville Longbottom olacağını bas bas bağrıyordu.

Arabanın aniden durması ise bu korkusunu iyice arttırdı. Kendine engel olamadan bacakları bedenini ayağa kaldırdı.

Lütfen-

" Eh, sana iyi uykular Weasley. " dedi Bellatrix, kocaman sırıttı. " Şov başlasın bakalım."

Testrallerin çektiği arabanın içinde tek bir pencere bile yoktu. Ayrıca dışarıdan gelen sesleri de duymak imkansızdı. Sessizlik büyüleriyle donatılmıştı. Sabırsızlık iyice sinirine dokundu. Neyseki beş dakika sonra hücre kapısı, büyük bir gürültüyle havaya uçtu.

Bellatrix, toz bulutunun ardında duran kurtadama kaşlarını çattı.
" Nerede kaldın seni lanet olası köpek?"

" Seni oraya geri tıkmadan aşağı in." dedi Fenrir Greyback huysuzca.

" Önce prangaları çöz seni sersem." diye tısladı Bellatrix.

Kurtadam hücrenin içine atladı. Asasını üzerine salladı. Bir çatırtı sesiyle ağır demirler ikiye bölündü. Bellatrix bileklerini ovaladı,
" Ibneler." hücreden aşağı atladı. Geceydi, her yer kapkaranlıktı. Testralleri tutan ölmüş üç büyücüye baktı. Hepsini arabadan aşağı itti.

Murderer [ Harry Potter ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin