Serçe'nin üzerinden atlaya atlaya ilerlediği gri duvarların sağ tarafında birbirlerine yakın, üç katlı binaların duvarla arasında pek mesafe yoktu. Duvarla evlerin arasındaki dar sokağı aydınlatan sokağın sonundaki cızırtılı lambanın yaydığı sarı ışık, Serçe'nin sokakta ilerleyen avını belirli hale getiriyordu.
Düzgün bir kıvrımları olan kalçası, siyah dar pantolonun içinde ağır ağır yukarı aşağı kıpırdanırken ardından sessizce ilerleyen çeteden Melih, gözlerini bir türlü oradan alamıyordu.
Serçe'nin yürüdükçe hareketlenen saçlarının dansı, omzunun dikliği, adımlarının düzgün ve seri hali kafasını karıştırıyordu. Odaklanma problemi yaşadığını hisseder hissetmez başını iki yana salladı, sersem gözlerini aşağılarında ilerleyen yabancının üzerine çevirmeye gayret gösterdi.
O, günlerdir aradıkları mahallenin başına üşüşen gizli suikastçı olabilirdi. Her haliyle şüpheli buldukları bu herifin iki gündür Doğan Mahallesi ve Kuyu Mahallesini geriden geriye izlediğini fark eden Serçe, ansızın Melih'le beraber onun peşine düşmeye karar vermişti. Kendilerini buraya kadar seri adımlarla getiren adamın nereye gittiğini veya kimlerle buluştuğunu görmek istiyordu.
Serçe, üzerine giyindiği deri ceketinin sağ cebine gizlediği, siyah saplı bıçağını usulca yerinden çıkarırken karanlıklar aleminden olduğunu kanıtlayan ürkütücü bakışları, hemen aşağısında sessizce ilerleyen avının üzerinden bir saniye ayrılmıyordu.
Gecenin dondurucu soğuğuna karşı aldığı önlem, çıkmadan önce votka yudumlamaktı. Alkol vücudunda gezinirken kanı her zamankinden hızlı akıyor, odaklandığı adamdan ziyade hiçbir olumsuzluğa kapılmıyordu. İşini şansa, dişlerini de titremeye bırakmayacak kadar planlıydı.
Genç kızın yüzü, hava gibi soğuk ve gecenin kör vakti kadar ziyadesiyle karanlıktı. Bakışlarını üzerine diktiği genç adamın on-on beş adım gerisinden onu sinsice izliyor oluşundan bir haber olduğunu sanıyordu. Fakat, ara bir sokakta olmaları ve üzerinde yürüdüğü duvarın solunun orman hizası olması Serçe'yi kuşkulandırmaya başladı. Git gide sinsileşen bu sessiz takibi sonlandırması gerektiğini düşünüyordu.
Ardındaki Melih'e işaret verdikten hemen sonra adımlarını ustaca hızlandırmaya başladı. Neredeyse koşacak kıvama geldiğini hissettikten sonra aşağıya atlamayı planlıyordu ama hemen sağındaki evlerin çatılarının üzerinden kendisine doğru atlayan karartı, Serçe'yi duvarın soluna doğru hışımla düşürmüştü.
Ansızın gerçekleşen düşüş Serçe'nin dünyasını döndürecek kadar kuvvetle savurmuştu onu. Yüksek betonun üzerinden saniyeler içerisinde kumların üzerine çakıldığında yan yatmış, ağzının içine kumların girmesine engel olamamıştı. Çamurun tuzlu tadından ziyade kafasını şiddetle çarpmasından olsa gerek gözlerini açmakta zorlanıyordu. Başında ve kulaklarında hissettiği karıncalanma hissi, ona ufak bir sarsıntı yaşadığını söylemek istiyordu. Beraberinde duyduğu yoğun çınlamayla yavaşça araladığı göz bebeklerini, yerdeki karanlık kumların üzerine gezdirirken niyeti bir an önce toparlanıp üzerine sinsice atlayan düşmana karşı hamle yapabilmekti.
Serçe'nin önünden adeta hışımla diğer yana doğru uçuşunu gören Melih şaşkınlıkla Serçe'nin ve onun üzerinden farklı bir noktaya düşen düşmanın kıpırdanışlarını takip etti. Hemen ardından en son yürürken gördüğü sokaktaki yabancının hızla koşmaya başlayan tedirgin haline bakındı.
"Siktiğimin..." diye mırıldandı.
Melih, Serçe'yi yolundan eden adamın yeniden Serçe'ye doğru hareketlendiğini görünce hızla duvarın üzerinde yere atladı. Dişlerini birbirine bastırıp simsiyah giyinmiş adamın üzerine doğru koşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERÇE
Fiksi Remaja(+18) Şehrin kıyılarına itilmiş, izbe bir mahallede inşaatı bitmemiş hanedanlıklarında yaşayan çete üyeleri, mahallelerine kimselerin girmesine izin vermezler. Çetin geçen yaşam şartları şehrin merkezine indiklerinde basit soygunluklarla geçirirler...