Bir Dönem

17 5 0
                                    

Yine bir çarşamba günü, yine bir eğitim günü. Ela'yı uyutup spor salonuna gittim. 9.45 de öğrencilerim beni bekliyorlardı tek sıra halinde.

"Sağ baştan, say." askeri eğitim mi veriyorsun demeyin benim hocalarım böyleydi. Onlardan ne gördüysem o. "14, son." "İki kişi nerde bilgisi olan?" olumsuz bakışlar beni bulunca "Tamam, başlayalım derse. Herkes yanındaki ile eş. Bu gün savunmadan çıkıyoruz. Önce biriniz yanıma gelsin. Şimdi sa..."

Altan beni bölüp "Rümey, yeni öğrenci istiyor musun?" "Ya iki öğrenciyse sıkıntı yok. Eşleştirmeyi yapamıyorum sonra." "İki kişi, sen burayı hallet odama gel." başımla onayladım Altan'ı.

"Arkadaşlar tekler savunmada kalacak çiftler hücuma geçecek. Tek, çift, tek... çift. Tamamdır, siz başlayın geliyorum ben."

Altan'ın odasına girdiğimde şok oldum. Hani bunu başka türlü anlatamam, resmen şok. "Hassssssssibe'ye selam söyle sen Altan. Ben kaçar, bay." bu bana genelde tedirgin olunca oluyor. Kaçmaya çalışıyorum ama olmuyor, kaçamıyorum.

Kız bana bakıp "Ben burdayım sizde verebilirsiniz selamınızı hocam ama..." deyince denk gelen tesadüfe güldüm. Altan Ahmet'i gösterip "Sizi çok istiyor bu beyfendi, hatta sizin için üye oldu salonumuza." dedi.

Nisa "Ne bu çocuğun derdi aceba? Gönder şunu Rümişim." diyince güldüm yine. Ama bu sanki Ahmet'e gülmüşüm gibi oldu. Nisa kim mi? Fazla akıllı iç sesim. "Ama ben istemiyorum. Dalga mı bu ya! Hasibe sen gel, ama Ahmet derdin ne senin? Normalde konuşmazsın sen benimle, hayırdır!"

Altan saygıyı bir kenera bırakıp "Rümeysa bir sorun varsa..." "Yok bir şey Altan BEY." bu kelime hep zor çıkıyor ağzımdan. Alışık değilim napim! "Annem anlattı olanları. Tamam haklısın aslında az bile bizim sınıfa ama işte... Sen başladın sen devam ettir be kızım."

"Bir ben senin kızın değilim, o ağzını dağıtmadan topla. İki okulda söylersen seni haşat ederim. Üç o anana selam söyle demem demişti. Dört sana öğretecek hiçbir şeyin yok anneme dua et sen, o istedi diye öğrettim. Hasibe sen gel. Hangi seviyesin."

Bana çekingen bakışlar atıp "İsterseniz başka birine gidebilirim." diyince rahatlasın diye gülümsedim. "Olur mu öyle şey? O benim okuldan bir arkadaş ve benimle uğraşmak için gelmiş. Sen hangi seviyeydin?" "Sıfır."

....

12lerin neden okulun otoparkında olduğu merak konusu. Gelmezler normalde buraya. Motoru bağlayıp kilitledim çantamı almış giderken önüme geçtiler. Ne bu şimdi?

"Anahtarı ver de gezelim biraz." diyen cürretkar şahsiyete kısa bir bakıştan sonra "Dersim başlayacak. Çekil önümden." desem de çekilmeyip kafama vurduğunda Nisa yine deli deli konuşmaya başladı. "Hak ettiğini ver işte. Sinirini atarsın hem Çukurova pamuğu gibi olursun." bu kız bir gün benim başıma dert açacak ama hep haklı ben ne yapayım(?)

Önümde duran kalas diz kapağına yediği tekmeyle diz çöktü. Diğer ikisi de mağlum yerinden tekme yedi. Islık çalamamak bağzen çok gıcık bir şey. Yanlarından geçerken "Disipline gidince görürsün sen anyayı konyayı." diyen çocuğa döndüm. "Git kıralına söyle, burda kamera var yani önümü kestiğiniz gözükür ve suçlu siz olursunuz. Üstüne birde '10. sınıfa giden bir kızdan dayak yiyen üç dingil' diye adınız çıkar. Yerinizde olsam bu riski almazdım." dedim ve sınıfa gittim.

Hoca beş dakikaya gelir heralde. Şu eğitim olayını sırf Altan için bir iki hafta yapayım dedim iki aydır devam ediyor. Ve talep de arttı. Sigortalı çalışan oldum şimdi spor salonunda. Allahım ben hangi birine yetişecem Allahım.

....

Öyle arasına kadar Mertle bile konuşmadım. Beni daha iyi anlıyor artık sadece anlamadığı bir soru olduğunda geliyor yanıma. Seslendiğinde cevap vermeyincede üstelemiyor. Fakat şimdiki belamız Ahmet.

RÜMEYSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin