BAŞLANGIÇ

51 7 11
                                    

Oooollleeeeyyyyyy! Artık bir işim de var. Aslında işe ihtiyacım yok ama şöyle de bir durum var ki üniversiteye giderken de rahat olmak istiyorum. Para idaresinde bir oğlak burcu olarak gayet iyiyim. Yani yeterince para biriktirebilirim.

Arabayı altmış bin tl ye satıp motosikletimi de aldık. Motorsiklet sürmeyi zaten nerdeyse biliyordum. Babamınkini az kaçırmadım. Babam bu yüzden sattı motosikleti.

Hatta en son "Kızım var motorsiklet kaçırıyor, oğlum olsa ne olurdu acep!" Demişti. Ay dur gülme krizi geldi hatırlayınca. Motosikletlere karşı bir zaafım var ne yapayım? Kendimi kuş gibi hissediyorum üstündeyken. Ya da rüzgara... Çünkü kendi eğittiğim atım Rüzgar'a binerkende aynı şeyi hissediyorum.

Ev meselesiyse nerdeyse halloldu gibi. Ben dolap çizimlerini dayıma verdim. Oda gençliğinde kalfalık derecesine gelişinin hakkını vererek çok güzel dolaplar yaptı. Sırada yerleştirme kaldı. Oda benim ellerimden öper artık.

Ben neşeli neşeli eve giderken neden iki ayaklı bir it yolumu kesmek zorunda ki ooof of. "Güzelim bu geceyi benimle geçirmek ister misin?" Biraz düşündükten sonra adamın gözlerine bakarak "Neden olmasın?" Dediğimde afalladı. Sonrasında beni ne sandığı ortada.

Yakasından tutup kendime çektim. Öpeceğimi sandığı için olsa gerek gözlerini kapattı. Ben bu fırsatı teper miyim, tepmem. Ama bu şerefsizi teperim. Hemde büyük bir zevkle.

İki bacağı arasına sağlam bir tekme yiyince kendine geldi. Sadece bununla mı kalacağım? Elbette hayır! Adamı hadım edene kadar tekmeledikten sonra- tekme genel tercihimdir yumruk atmayı da severim ama erkeklere az geliyor. Ellerimi kızları döverken kullanırım ve beni şiddet bağımlısı sanmayın ilk kez kurs dışında birinin pestilini çıkardım- yerde yatan ite elektroşoku verip bayılttım.

Kaydettiğim ses kaydını kontrol edip polisi aradım. Yanımdan bir adam geçiyordu. Ondan yardım istedim. Ses kaydını telefonuna aktarıp. Eve koştum. Ailem bana boşuna zeki cadı demiyor yani.

Peki ben bunları nasıl yaptım, öğrenmek isteyenler el kaldırsın. Sanırım herkes... Bel çantası tarzı bir şey yaptım. O çantanın içinde elektroşok, biber gazı, minik bir kamera ve ses kayıt cihazı var. Siyah deriden yaptım ki her kıyafetime uygun olsun. Böylece fark edilmez hem...

Ocak ayındayız ve yarın benim annem babam olmadan geçireceğim ilk doğum günüm. Merdivenleri koşar adım çıkıp Ela'yı dedemin yanından aldım. Eve gider gitmezde gerçek halime dönerek Ela'ya sarılıp ağlamaya başladım. O kadar korktum ki anlatamam. Telefonumun çalmasıyla gözyaşlarımı silip telefonu açtım. Kim olduğuna bakmamıştım bile. "Şikayetçi misiniz sizi taciz eden bu adamdan?" " Elbette şikayetçiyim." Dedim ve telefonu kapattım.

................

Saat sabahın beşi. Havanın buz gibi olmasına karşın ben sporcu atletimi giyip koşuya gittim. Spor salonuna olan aboneliğimin bitmesine beş ay kalmıştı. Bu beni ne kadar üzsede yapacak bir şey yok.

Saat beş buçuk ve spor salonunun önündeyim. Bayağı ter attıktan sonra saat altı, sabah ezanı okundu. Bende kısa bir duştan sonra mescide gidip namaz kıldım. Ela uyanmadan eve koşmak lazım.

Bir yarım saat daha spor yaptıktan sonra koşarak eve gittim. Kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Dünden hazırladığım portakal suyunun yanına bir de omlet yaptım. Ela gözlerini ovuşturarak gelmişti masaya. Gözünde hala çapak var yaa yerine ben bunu.

"Elimiz yüzümüz yıkandı mı minik cadı, hı?" Oflaya puflaya masadan kalktı ve lavaboya doğru ilerledi. Suyu niye sevmiyor bu kız? Ben sudan çıkmam Ela suya girmez. Çok zıt iki kardeş...

Ama genel olarak iyi anlaşırız. Ela'ya anne ve babamızın gelmeyişi hakkında ikna etmek zor oldu. Annemin uyuyan güzel olduğunu, babamınsa onu öpüp uyandırmaya gittiğini söyledim. Önceleri inanmasada sonra inandı ya da inanmış gibi yapıyor.

Birazdan canlı dersler başlayacak. Evde zaten bir bilgisayar vardı ama derslerimiz çakıştığından dolayı Ela'ya da bir tablet aldım.

Artık fırından da bir gelirimiz var. Fırını kiralayan adam evinin buraya uzak olduğunu söylemişti. Kirada oturduğunu öğrenince arayıp kısa bir zaman sonra evi de kiraya vereceğimi isterse konuşabileceğimizi söyledim oda büyük bir sevinçle kabul etti. Hafta sonu tamamen taşınacağız burdan. Tüm anılarından, durup durup önüme çıkan halisürasyonlardan...

Okullar da açılıyor, pandeminin bitmesine sevinsem de uzaktan eğitimin devam etmesini isterdim. Bunun nedeni kesinlikle Ela değil. Arkadaşlarımla pek de iyi anlaştığım söylenemez.

Bugün tam olarak on altı yaşıma girmiş bulunmaktayım. Yani ehliyet alabilirim. Haftaya da işime başlıyorum. Eve çok yakın bir markete girdim. Elemanları daha yeni ayrılmış işten. Bende hemen kaptım işi. Arif amca çok tatlı bir adam. Bana cuma günü bir kaç saatliğine pazar günüyse tam gün izin verebileceğini söyledi.

Çalıştığım her saat için beş tl üzerinden anlaştık. Bu haftada yüz kırk yedi tl yapıyor ama yüz elli dedi bende kabul ettim. Ağanın eli tutulmaz di'mi ama(!) Onlar gittiğinde dünyanı sonunun geldiğini düşünmüştüm. Ama hayır, benim pardon bizim hayatımız daha yeni başlıyor. Anladım ki sonlar en güzel başlangıçlarmış.

Artık Rümeysa'yı kimsecikler üzemez. İzin vermem.
Ama çok yorulacak. Çok fazla sorumluluğu var. Kavga severler için söylüyorum Rümeysa size tatmin edici anlar sunacaktır.
Ben bu tür değişimleri çok seviyorum. Kendine güvenmeyen bir insanın değişmesi ve ona sırf bu nedenle eziyet eden insanların bu duruma tepkisi...

Her neyse diğer bölümde görüşmek üzere

RÜMEYSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin