Veda Zamanı

9 4 0
                                    

Bir daha sinirimle hareket etmeyeceğim. Ama yaptığım şeyin arkasında durmam gerek. Bütün bu olaylarda beni en çok üzen şey; ben nasıl ayrılacağım Eladan. Bu her aklıma geldiğinde ağlıyorum, tabii ki tek başımayken, ama yanımda tüm sevdiklerim ve elimdeki bavulla bu biraz zor.

Dayımla sarıldım. 2. babamın gözlerinin yaşarması beni gerçekten zorluyor. Sesi titreyerek "Git hadi, dikkat et kendine." dedi. Benimde sesim titredi istemsizce "Ela'ya iyi bak." Normal şartlarda duygularını asla belli edemeyen ben, neden bugün kendimi bu kadar savunmasız ve güçsüz hissediyorum?

Yengeme ,2. anneme, sarıldım. "Buraya geldiğinde seni zayıflamış görürsem saçını başını yolarım. Anladın mı?" Burnumu çekip güldüm "Gücün yetecek mi? Hadi gücün yetti diyelim boyun yetecek mi?" O da gülüp "Sandalyeye çıkar döverim(!)" dedi. Onu bırakıp manevi kardeşlerimin yanına gittim.

Boğazım kendimi tutmaktan ağrımaya başlamıştı. Sesim çok fazla titredi ve muhtemelen kızaran gözlerimden bir damla süzüldü yanağıma. "Abim." Artık kendimi tutamayıp ağlamaya başladığımda ensemden tutup beni göğsüne çekip sarıldı.

Bir kere başladıysam artık kimse beni durduramaz. Hıçkıra hıçkıra ağladım. Emre'ye döndüm. "İkiz. Ayrılıyoruz." "Siyam ikiziyiz kızım biz, nasıl ayrılacağız(?)" güldü ve beni kendine çekti. Sarılıp biraz daha ağladım.

Diğer akrabalarımı burda olmasa da onlarla evde vedalaşmıştım. Ela ise, bütün gece ona sarıp kokusunu içime çektim. Sabah ise birsürü öpücük almıştım.

"Altaaaaaan. Kardeşim ne zaman yapıyoruz maçı?" Gözleri kızarmıştı. "Sen gelince geri zekalı! Bu sefer seni yeneceğim bak görürsün." İnanmazca kafamı salladım. "Kesin kesin."

Sessiz sessiz ağlayan Hazal'a döndüm. "BTS' den imza getireceğim kız sana. Niye ağlıyorsun?" Yüzündeki yaşları sildi. "Yalancının... Astro'ya gidersin sen. Dikkat et kendine tamam mı? Unutma bizi!" gül sarıldım. "Akın, canım kankam, bu iki akılsız sana emanet. Kavga ettiklerinde sen barıştıracaksın artık."
Bıkkınca baktı. "Kanka gitme bak ben bunlarla tek başıma uğraşamam." dedi. Onunla da sarıldıktan sonra Muhammet hocanın yanına gittim.

"Hocam." "Kendine dikkat et en çalışkan öğrencim. Seni tanıdıkça daha çok şaşırtıyorsun beni. Devam et." Onunla resmi bir şekilde konuştuktan sonra yanındaki Mert'e baktım.

Başını yere eymiş, olmayan bir şeyleri tekmeliyordu. Neden geldin sen? İşimi zorlaştırmak için mi? "Hey sen! Derslerini sakın ihmal etme! Üzerimde emeğim var." dedim gülerek. Hiç beklemediğim bir şeklinde beni kendine çekip sımsıkı sarıldı. Fısıldayarak "Seni seviyorum ve tekrar söylüyorum, seninle evleneceğim." dedi. Bende aynısını şekilde "Hadi bakalım ayrıca bende seni..." Dedim. Hızla kollarının arasından çıktım ve bavulumla uzaklaştım ordan.

***

Sonunda uçağa binmiştim. Cam kenarında otururken yine ağlamaya başladım. Yanımda genç bir adam oturuyordu. "Pardon, haddime değil ama neden ağladığınızı sorabilir miyim?" Dedi bana bir peçete uzatırken. "Sadece ilk kez kendimi yalnız hissediyorum. Artık istediğim zaman sevdiklerimi göremeyeceğim. Bu yüzden."

Anlayışla başını salladı. "Anlıyorum. Bende yaklaşık on yıldır yurt dışında yaşıyorum. İlk zamanlar zor olsa dahi sonrasında alışıyorsun." "Ben de bir soru sorabilir miyim?" "Tabii, buyrun." Burnumu çekip gözlerini içine baktım. "Neden gittiniz?" gülümsedi. "Onlara daha iyi bir hayat sunabilmek için. Yurt dışına çıktıktan sonra anneme güzel bir ev alabildim." dedi. Konuşmamız burda bitti ama yine de kendimi daha iyi hissettim.

Sevdiklerimle olan güzel anılarımı düşündüm kulaklığımda çalan by your side şarkısı eşliğinde. Arkadaşlarınla ilk tanışmalarımı. Ela'yı ilk kucağa alışımı...

RÜMEYSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin