Memories In The Dark

3.2K 288 1.2K
                                    

Sınır: 170 oy + 800 yorum


DORA

''Sevgilim?'' Kapının önünde bekleyen Harry'ye gülümseyerek baktım. Sonra gözlerim elindeki çiçeğe kaydı, mavi güller. Yüzümdeki gülümseme büyürken kapıyı biraz daha açıp içeriye geçmesine izin verdiğimde önce boşta olan elini belime sarmış ve ilk olarak yanağıma sonra da boynuma dudaklarını bastırmıştı.

''Biraz geç kaldım üzgünüm işim uzadı bebeğim ama kendimi affetirebileceğimi düşündüm.'' derken elindeki demeti uzattı. Suratımdaki sırıtmayı bozmadan kafamı salladım.

''Geç kaldın.'' Tekrar gözlerine bakarak elimi yanağına koyup okşadım. ''Ama önemli değil, affettim. Yemek yaptım hadi üzerine rahat bir şeyler giy, ben de bunları vazoya koyayım.'' Kollarından çıktım. Bana o taptığım gülüşlerinden birini verirken kafasını salladı ve tuttuğu elimin üzerine dudaklarını bastırdı.

Mutfağa döndüğümde gülleri vazoya koyup su ile doldurdum ve içerideki televizyon sehpasının üzerine bıraktım, göz önünde olsun istiyordum ki baktıkça hatırlayabileyim.

Harry masaya, hazırladığım tabakları taşırken yanağıma öpücük kondurdu.

''Tüm gün evde miydin?''

''Bir ara dışarıya çıkıp hava aldım ve evime uğrayacağım demiştim ya birkaç eşya alıp geldim. Onun dışında evdeydim. Sen neler yaptın?'' Makarnamı ağzıma atmadan önce onu bugün hakkında bilgilendirdim.

''Öğle yemeği güzel geçti. Zayn ile birkaç proje daha kabul ettik ayrıca bir şey öğrendim.'' Sağ tarafındaki su bardağını dudaklarına götürüp bir yudum alırken gözüm pembe dudaklarına kaydı, marshmelow dudaklar.

''Nicolas, Londra'dan gidecekmiş ve tekrar İtalya'ya dönecekmiş. Sebebini söylemedi ama sevinmedim desem yalan olur.'' Gülümseyip kafamı salladım.

''Şaşırmadım.'' Ben de suyumdan bir yudum aldığım sıra Harry'nin kaşları çatıldı.

''Neden?'' Sorguladığında omuz silktim.

''Nicolas bu. Nedeni yok.'' Tekrar gülümsemeye özen gösterdim. Neyse ki Harry çok üzerinde durmadı ve yemeğini yemeye devam etti.

Yemeklerimiz bittikten sonra Harry, kadehler ve şarap şişesini eline alıp bana doğru suratında mükemmel bir gülümseme ile salladı.

''İçer miyiz?'' diye sorduğunda istemsiz olarak kıkırdadım ve kafamı olumlu anlamda salladım. Ben tabakları makineye koyarken içeriye şarabı götüren Harry birkaç dakika içinde tekrar mutfağa girdi.

''Film izleyelim mi güzelim?'' Makinenin kapağını kapatıp ellerimi yıkadıktan sonra havluya kurularken Harry'ye baktım. Suratımda son derece samimi bir gülümseme vardı.

''Ben bir tane seçtim bile, eminim çok beğeneceksin.'' Ona doğru yürüdüm. Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdıktan sonra yanağımı sıcak avcuna bastırdım ve dudaklarımdaki dudaklarını büyük bir istekle karşıladım. Geri çekilip yanağımı okşarken,

''Hmm, merak ettim. Türü ne?'' dediğinde ise kahkaha attım ve sonra boğazımı temizleyip tekrar bana anlam veremeyen gözlerine baktım.

''Romantik komedi, belki biraz da dram?'' Dudaklarımı büzdüm ve pembe dudaklarına tekrar bir öpücük kondurdum.

''Hadi o zaman bir an önce izlemeye başlayalım.'' Hevesle elimden tuttu. Kafamı sallayıp parmaklarımızı kenetledim ve peşimden onu da sürükledim. Koltuğa oturduğumuzda Harry'nin kaşları kırıştı ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibi görünüyordu.

The Boss | Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin