The CD/Facts

3.4K 322 1.4K
                                    

Sınır: 140 oy + 800 yorum

HARRY

Yatakta sağ tarafa dönmem ile tenime değen soğukluk ürpermeme sebep oldu. Gözlerimi açmadan elimle yatağın diğer tarafını kontrol ettim ama boştu. Gözlerimi zorla açıp baktım. Dora neredeydi?

Yataktan kalktım ve gözlerimi ovuşturduktan sonra odanın solundaki banyoya baktım ama ışık kapalıydı. Mutfağa su içmeye gidebileceğini düşündüm ve kuruyan boğazım ile birkaç kez öksürüp ben de su içmek için odadan çıkıp mutfağa ilerledim. Pencerenin önündeki masada yüzü pencereye dönük şekilde sandalyede oturan Dora'yı görünce eğer direk yanına gidersem korkar düşüncesi ile ona seslendim.

"Sevgilim?" Cevap gelmediğinde kaşlarım çatıldı ve yanına ilerledim. Hızla sildiği yaşları dikkatimi çekince kalbim korku ile daha hızlı kan pompalamaya başladı. Onun her ağlayışı beni yıllar öncesine götürüyordu ve içimde yaşanılan gerçekler hıçkırıklara boğuluyordu.

"Bebeğim? Ne oldu? Neden ağlıyorsun?" diye sordum korkuyla. Ellerinden tutup kendime çevirdim. Bir elimi çenesinin altına koyup gözlerime bakmasını sağlarken, dolu olan ve ağlamamak için kendini sıktığı belli olan gözlerle bana baktı. Elim yanağını okşarken ne olduğunu merak ederek ona bakıyordum. Omuz silkti ve tam bu sırada omuzları sarsılmaya ve hıçkırıkların bedenini ele geçirmesine izin verdi. Ne yapacağımı bilemez bir haldeyken sadece sarılabildim. Saçlarını okşarken ve ne olduğunu bilmezken ağzımdan onu rahatlatmaya çalışan kelimeler dökülüyordu.

"Geçti bebeğim." Yine gördüğü bir kabusun onu bu hale getirdiğini düşündüm ve dakikalarca bana sarılıp öylece durmamız karşısında hiçbir şey sormadım da söylemedim de. Belki bir saat geçmişti ki Dora omzuma yasladığı yanağını geri çekti. Ona merakla bakarken,

"Su." dedi kısık bir sesle, bu ses beni parçalara ayırdı. Onun böyle olmasından nefret ediyordum. Ama hemen oturduğum yerden kalkıp ona bir bardak su doldurdum. Yavaş yavaş birkaç yudum aldığı bardağı masaya bırakıp ayağa kalktı. Hiçbir şey söylemeden mutfaktan dışarıya ilerledi. Ben de arkasından takip ettim. Onu böylesine sessizleştiren ve üzen kabusu keşke yok edebilseydim.

Odaya girdiğinde sessizliğine devam etti ve yataktaki yerine yerleşip ayaklarını karnına kadar çekti. Üzerini örtüp yatağın diğer tarafına dolandım, ona arkasından sarılıp yanağına bir öpücük kondurdum.

"İyi misin sevgilim?" Fısıldayarak sordum. En ufak bir sesten ürkecek ve tekrar ağlamaya başlayacak diye ödüm kopuyordu. Kafasını belli belirsiz salladı ve elini karnındaki elimin üzerine koydu derin bir nefesi içine çekti. Dakikalar sonra ağırlaşan nefesi ile uyuduğunu anladım ardından ben de gözlerimi kapattım.

•••

Sabah uyandığımda yatağın diğer tarafının boş olması ile tekrar nefesim daralırken bu sefer hızla kalkıp banyoya ilerledim. Kapıyı çalıp ses gelmeyince içeriye girdim. Dora burada yoktu. Yüzümü yıkayıp evde olması umuduyla mutfağa girdim. Burada da olmaması beni endişelendirdi.

"Dora?!" Evin içinde bağırdım ve mutfaktan çıkacakken dikkatimi çeken şey ise dün gece Dora'nın oturup ağladığı masanın üzerindeki ekmek sepetine dayalı duran kağıttı. Gidip elime aldığımda yazanları okudum.

"Çok güzel uyuyordun ve kıyamadım Harry. Halletmem gereken acil bir işim çıktı sevgilim, merak etme.
İş yerinde görüşürüz, Do x"

The Boss | Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin